16 Mayıs 2017 Salı

RÜŞD

RÜŞD
 
‘Rüşd’, sözlükte, doğru yolu bulup bağlanmak, hayra isabet etmek, akıl ve ruh bakımından olgunlaşmak, dinine ve malına gelecek zararı bilmek, doğru düşünmek, iyi ve doğru olan şeyleri yapabilme olgunluğuna ulaşmak demektir.
Rüşd, kavram olarak ‘ğayy’ın, (yani şaşırma, sapıtma ve doğru yolu bilememenin) zıddıdır.
Rüşd, doğruluktur, yani istikamet üzere olmaktır. Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde Rüşd kelimesi, dosdoğru yol, Hakk yol manalarında kullanılmaktadır. [1]
Türkçe’de kullanılan ‘Rüştünü ispat etmek’ deyimi, kişinin aklını iyi kullanması, doğru olan şeyi yapabilme, iyi olan şeyleri tercih edebilme olgunluğuna ulaştığını ifade eder. Rüşd bir bakıma mükemmelliğin başlangıcıdır. Çünkü kemale giden yolun ilk basamağını Rüşd oluşturmaktadır.
                                                           İslâm Rüşd Yoludur
Kur’an, rüşd’ü hakk din olan İslâm’ın yerine de kullanmaktadır:
“Dinde zorlama yoktur. Gerçekte rüşd (doğru yol) ile ğayy (sapıtma yolu) belli olmuştur...” [2]
“Kullarım Beni sana soracak olurlarsa, işte Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlar da benim davetime cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” [3]     
Tanrılık davasına kalkışan Firavun da kendi yolunun ‘rüşd’ yolu olduğunu iddia etti [4] ama şüphesiz ki onun yolu, daveti ve yaptıkları ‘rüşd’ değildi. Kur’an, Firavun’un bu şekilde yaptıklarının ‘reşid’ olmadığını açıklıyor. [5]
Ashab-ı kehf, mağaraya sığındıkları zaman Allah (c.c.)’a dua ettiler ve dediler ki:
“Rabbimiz, bize katından bir rahmet ver ve işimizi rüşd’e ulaştır. (Bizi başarılı kıl).” [6]
Rüşd, burada en doğru olan şey, hidayet yönünden ulaşılan başarı veya Allah (c.c.) yolunda girişilen çalışmanın hayırla sonuçlanmasıdır.
Kur’an, bütün insanları ve cinleri ‘rüşd’ yoluna ulaştırmak için gönderilmiş bir kitaptır. Rüşd yolu, elbette ğayy (sapıklık) yolundan ayrıdır. O, Rabbimizin doğru yoludur. Kur’an’ın anlattığı, gösterdiği, bildirdiği ve içerisine aldığı şeyler işte bu irşad (rüşde ulaşma) prensipleridir. [7]
Allah (c.c.) bütün peygamberlere bu prensipleri öğretmiş, onlar da insanları bu rüşd yoluna davet etmişlerdir. Kendilerine ilim verilmiş olan güzel kullarına da bu rüşd yolunu özel olarak gösterebilir. [8]  
Aynı kökten gelen ‘Mürşid’, irşad edici, rüşd yolunu gösterici anlamındadır.
Kur’an’da: “.. Allah kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi de saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir mürşid, bir veli bulamazsın.” [9] buyrulmaktadır.
Allah (c.c.)’ın gönderdiği ‘rüşd’ yolu olan İslâm’a inanan bütün müminler, Kur’an’la ve Peygamber (s.a.v.)’in tebliği ile ‘irşad’ olmuş, böylece ‘Sebilü’r-Rüşd’e ulaşmış ve ‘raşid-reşid’ olmuş kimselerdir.
Kur’an, ‘raşid’ olma özelliğini müminler hakkında övücü bir sıfat olarak kullanıyor:
“Ve bilin ki Allah’ın Rasûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işler de uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah, size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar ‘raşidun’ (doğru yolu bulmuş) olanlardır.” [10]  
  
 


[1] Bakara sûresi, 2/256; A’raf sûresi, 7/146; Kehf sûresi, 18/66; Enbiya sûresi; 21/51
[2] Bakara sûresi, 2/256.
[3] Bakara sûresi, 2/186.
[4] Mü’min sûresi, 40/29.
[5] Hûd sûresi, 11/97.
[6] Kehf sûresi, 18/10.
[7] Cin sûresi, 72/2.
[8] Kehf sûresi, 18/66.
[9] Kehf sûresi, 18/17.
[10] Hucurat sûresi, 49/7.
BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=690

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder