Sultan Gazneli Mahmut’un sarayına esir olarak getirilen ve kısa sürede; samimiyet ve zekâsı ile sultânın akıl danışmanı olan Ayaz’ın hikayesi…
Hazret-i Mevlânâ buyurur:
“Bu dünya tuzaktır, yemi de arzudur. Tuzaklardan kaç, çabuk yüz çevir. Böyle gidecek olursan, yüzlerce genişlik bulursun. Tersine gidecek olursan, fesâda uğrarsın. Arzuyu bırak da Allah merhamete gelsin, O’na karşı böyle yapmak gerektiğini sınadın ya işte.” (Mesnevî, 375-380. beyitler)
Ayaz, Gazneli Mahmut’un sarayına bir esir olarak getirilmiş olmasına rağmen kısa sürede; samimiyet ve zekâsı ile sultânın akıl danışmanı olmuştur. Alçakgönüllü, eli açık, yalan nedir bilmeyen birisi olan Ayaz, iyiden iyiye diğer vezirlerin ve saray erkânının gözüne batmaya başlar.
Vezirler, Ayaz’ı, Gazneli Mahmut’un gözünden düşürmek için dedikodular yayarlar. Ayaz’ın her gün kendisinden başka kimsenin girmesine izin vermediği bir odaya çekilip bir-iki saat kaldığını, orada ya hükümdardan çaldığı paraları sakladığını ya da kötü işler yaptığını söylerler. Hükümdar, inanmak istemese de kalbine kurt düşmüştür bir kere… Kendini tutamaz ve Ayaz’ın odasının önünde alır soluğu… Kapısı açılan oda, boş ve temizdir. Sadece askıya asılı bir sarık, hırpânî bir aba, duvara dayalı eğri büğrü bir asâ ve yırtık çarıklar vardır.
YOKLUKTAN VARLIĞA ERMEK
Hazret-i Mevlânâ, bu durumu Mesnevî’sinde pek güzel ifade eder:
“Belki de varlık, yokluk rüzgârının esmesine engel olduğu için çarığını seyretmekten hoşlanıyordu. Böylece yokluk üstüne kurulu mezarı açmak, o zevk ve hayat rüzgârını bulmak istiyordu. Kendi varlığından uzaklaştığı için, işinin sonu da övgüye değer oldu. Ayaz, kibir kokusundan sakındığı için kararlılığı çok güçlü bir hâle gelmişti. Temizlenip olgunlaşmıştı o, gururun ve kibrin boynunu vurmuştu.” (Mesnevî, 235- 240. beyitler)
Dünyadan uzaklaşan kişi, kendi varlığından uzaklaşır. Kendi varlığından uzaklaşan kişi ise, kibir, riyâ ve kinden uzaklaşır.
Kaynak: Fatma Hâle Sağım, Şebnem Dergisi, 144. Sayı

http://www.islamveihsan.com/gazneli-mahmuta-danisman-olan-hizmetkar.html