Vefâkârlık, peygamberlere, velîlere ve fazîlet sâhibi kimselere âit bir vasıf olarak beşerî hayatı en yüce bir seviyede taçlandıran mânevî bir sıfattır. Bu itibârla bâzı müfessirler İslâm’ı; kalb ile tasdîk ve dil ile ikrarla beraber bütün kazâ ve kaderinde Allah Teâlâ’ya teslîmiyet ve vefâ olarak târif etmişlerdir.
İnsanı insan yapan en önemli özelliklerden biri vefâ duygusudur. Bu duygu, sevilen veya sevilmesi gereken kimselere verilen değerin bir ölçüsüdür. Vefâ duygusuna sahip olmayanlar sadece kendini, zevkini ve menfaatini düşünen bencil kimselerdir.
Hazret-i Ayşe -radıyallâhu anhâ- Peygamber Efendimiz’in vefâ hassâsiyetini şöyle nakletmektedir:
Bir keresinde Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e ziyâret maksadıyla yaşlı bir kadın gelmişti. Aralarında çok sıcak ve samimî bir sohbet geçti. Yaşlı kadın ayrıldıktan sonra:
“–Yâ Resûlâllah! Bu kadına çok alâka gösterdiniz! Kim olduğunu merak ettim?” diye sordum. Buyurdular ki:
“–Hatice -radıyallâhu anhâ- hayatta iken bize gelip giderdi. (Biliniz ki:) «Vefâkârlık îmandandır.»” (Hâkim, I, 62/40. Ayrıca bkz. Buhârî, Edeb, 23)
İnsan her şeyden evvel, Rabbine karşı vefâkâr olmalıdır. Bu ise, ancak ve ancak O’nun emirlerine riâyetle gerçekleşir.
Allâh’a karşı vefâdan sonra en ulvî ve en gerekli vefâ, Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gösterilendir. Bu vefâ; «ümmetî, ümmetî» diyerek Cenâb-ı Hakk’a tazarrû ve niyazlarında öncelikle ümmeti için talepte bulunan Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e duyulan şükran hislerinin bir ifâdesidir. Peygamber’e sevgi ve muhabbette derinleşmekle başlayacak olan bu vefâ, O’nun Sünnet-i Seniyye’si etrafında pervâne olabilmekle mümkündür.
İKİ CİHANI AYDINLATAN KANDİLLER
Her mü’min, din büyüklerine, yani Hak dostlarına karşı da vefâ hissiyle dolu olmak mecbûriyetindedir. Zira Allah ve Resûlü’nün getirdiği emir ve nehiyleri, güzel ahlâkı ve iki cihânımızı aydınlatan ulvî kandilleri bizlere taşıyan Hak dostlarıdır.
Vefâ gösterilmesi gerekenler, sâdece bu saydıklarımızdan ibâret değildir. Bilhassa dostlara ve din kardeşlerine vefâyı da gönle yerleştirmek gerekir. Diğer taraftan, ecdâda vefâ, dirilerimize ve ölülerimize vefâ, vatana vefâ ve toplumdaki bütün emânetlere vefâ, sağlam karakter ve şahsiyetin vasıflarındandır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gönül Yolculuğu, Erkam Yayınları

http://www.islamveihsan.com/vefa-nedir-bilir-misin.html