İslam’da temizliğin yeri ve önemi nedir?
İslâm, hem maddî hem de mânevî temizliğe ehemmiyet verir. İnsanların her bakımdan temiz, tertipli, nâzik ve hassas olmasını ister. İnsanlara huzur verecek güzel kokular sürünmeyi en mühim sünnet-i seniyyeler arasında zikreder. Bu sebeple temizliği ibadet telâkkî ederek, bütün ibadetlerin en başına yerleştirir. İslâm’a yeni giren kişinin gusül abdesti almasını şart koşar.[1] Namaz, tavaf, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti gibi ibadetlerin, abdest almadan kabûl edilmeyeceğini bildirir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN TEMİZLİKLE İLGİLİ TAVSİYELERİ
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, yemekten önce ve sonra elleri yıkamayı[2] ve yatmadan evvel abdest almayı tavsiye ederlerdi.[3] Hattâ mü’minleri, imkân nisbetinde dâimâ abdestli bulunmaya teşvik ederlerdi.[4]
BİLAL-İ HABEŞİ’NİN (R.A.) TEMİZLİK HASSASİYETİ
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir sabah müezzini Bilâl-i Habeşî -radıyallâhu anh-’ı yanına çağırıp:
“–Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce Cennet’e girdin? Ne zaman (rüyamda) Cennet’e girsem, ayakkabılarının tıkırtısını önümde duyuyorum. Dün gece de (rüyamda) Cennet’e gitmiştim, ayakkabılarının tıkırtısını yine önümde duydum…”buyurdular.
Bilâl -radıyallâhu anh-:
“–Yâ Rasûlâllah, her ezan okuyuşumda, muhakkak iki rekât namaz kılarım. Abdestim bozulduğunda da hemen abdest alır ve üzerimde Allâh’ın iki rekât namaz hakkı olduğunu düşünürüm.” dedi.
Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“–İşte bu ikisi sâyesinde (o yüce mertebeye ermişsin)!” buyurdular. (Tirmizî, Menâkıb, 17/3689; Ahmed, V, 354)
ABDEST ALMAK FARZ MIDIR?
Cenâb-ı Hak, abdesti emir ve târif ettiği âyet-i kerîmenin sonunda şöyle buyurur:
“…Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsân ettiği) nîmetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.” (el-Mâide, 6)
NAMAZ-TEMİZLİK İLİŞKİSİ
Yine namaz kılacak insanın elbiselerinin ve bulunduğu yerin temiz olması şart koşulmuştur.
İslâm’ın emrettiği abdest, gusül ve diğer temizlikleri incelediğimizde, bunların sıhhat cihetinden pek çok fayda ve hikmetler ihtivâ ettiğini görürüz. En basitinden, insanlar büyük bir ibadet neşvesi içerisinde hem kendilerini ve çevrelerini temiz tutarlar, hem de sıhhatlerini muhâfaza ederler. Zira Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Temizlik îmânın yarısıdır.” buyurmuştur. (Müslim, Tahâret, 1)
Müslümanlar hayattayken temizliğe hassâsiyet gösterdikleri gibi, vefât ettikten sonra da ilâhî yolculuğa temiz olarak gitmek isterler. Bu sebeple vefât eden Müslümanın cenâzesi güzelce yıkanır, gusül abdesti aldırılır, tertemiz ve beyaz bir kefene sarılarak güzelce kokulanır ve yine temiz bir toprağa emânet edilir. Kıyâmet günü oradan tertemiz çıkması için duâ edilir.
Dipnotlar:
[1] Bkz. Ebû Dâvûd, Tahâret, 129/355.
[2] Bkz. Tirmizî, Et‘ime, 39/1846.
[3] Buhârî, Vudû, 75; Müslim, Zikir, 56.
[4] İbn-i Mâce, Tahâret, 4; Muvatta’, Tahâret, 36; Ahmed, V, 276, 282; Dârimî, Tahâret, 2.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Din İslam, Erkam Yayınları