10 Ocak 2016 Pazar

Efkan Vural - Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-98

Efkan Vural - Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-98

SEVGİLİ EFKAN HOCAM Milliyet Blog'daki Yazı dizisine ÖZETLEYEREK ŞÖYLE DEVAM ETMİŞ... 

SEVGİLİ EFKAN HOCAM , YAZIDAKİ KONULARI VE ÇOK KIYMETLİ TAVSİYELERİNİ MADDELER HALİNDE ÖZETLEMİŞ AŞAĞIDAKİ YAZININ SONUNDA...

Allah razı olsun hocam... Sizi çok seviyorum canım hocam...


Sevgili Efkan hocam benim en iyi dostum, akıl danıştığım büyüğüm, kendime örnek aldığım mütevazi, dürüst, ahlaklı, dindar, çalışkan, Allah'ın -inşallah- salih bir kuludur.

http://celal1973.blogspot.com.tr/2013/03/trabzonlular-genelde-pozitif-insanlardr.html
Efkan hocamı anlattığım 2013'teki yazıyı okumak için resme tıklayınız

Benim namaza başlamama -oturarak teyemmümle nasıl kılacağımı öğreterek ve namazın önemini anlatarak- vesile oldu, yani beni Rabbimle buluşturdu. Allah ebediyyen razı olsun.
Allah bizleri sevdiklerimizle birlikte cennette de komşu etsin.

YALNIZ ŞUNU BELİRMEK İSTİYORUM. BEN BUNLARI YAYINLARKEN EFKAN HOCAMA HEP ŞUNU DEMİŞİMDİR:

HOCAM UTANIYORUM, İNŞALLAH BİRGÜN VUSLAT OLUNCA BUNLARI YAYINLAMAN DAHA GÜZEL OLMAZ MI?

OLSUN CELAL MERAK ETME, SEN ÖLÜRSEN YİNE YAYINLARIM... DİYOR.

Çok emek harcayıp özet haline  getirmişsiniz. İyi ki varsınız hocam, bizi komşu yapana hamdolsun...

http://blog.milliyet.com.tr/her-seye-ragmen-yasamak-cok-guzel-98/Blog/?BlogNo=519233


Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-98

Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-98
 
 

Celal ÇELİK ’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini, sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını gözden geçirerek kısa ve öz olarak sizlere sunmaya devam ediyorum.

Neden Kitap Yazıyorum?

Bunun cevabı aslında çok basit; Benden geriye faydalı bir eser kalması için, böylelikle ölünce amel defterimin kapanmaması için, bu kitabı yazıyorum.

Buna, şu anlatacaklarımı öğrendikten sonra karar verdim.

Ebu Hureyre (ra)'den rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

"İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer.

Şu üç şey bundan müstesnadır:

1- Sadaka-i câriye, (okul, cami, hastane, köprü, aşevi, vs… yaptıran)

2- istifade edilen ilim, (faydalı kitap yazan, buluş, icat, öğrenci yetiştirmek, vs… )

3- kendisine dua eden hayırlı evlat."(Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizi, Nesâî)

Evet ben zengin değilim ki, cami, okul, hastane, vs. yaptırayım.

Artık evlenemem, şimdi yatalağım, çocuğum da olamaz.


Evet ben bu hadisi belki on yıl önce okudum, nedenlerden biri buydu, ama kitap yazma kararını vermemi sağlayan asıl şey şuydu:

Hastalığımın adı Friedreich Ataksisi. 1860 yılında keşfeden alman doktorun adıyla anılıyor. Bu hastalığın nedeni bilinmiyor, sürekli ilerliyor ve dolayısıyla bir tedavi de yok.

Beyincikteki hücreler yaşlanıyormuş. Öyle demişti doktor. Beyincik, beynin alt bölümünde vücudun güç ve denge koordinasyonunu sağlayan bir organımız…

Yani, his ve görünüm olarak normal insanlardan farkımız yok. Ama beyincik hücreleri sürekli yaşlandığı için sanki yüz-yüzelli yaşındaki insan gibi güçsüz ve dengesiziz. Belki daha yaşlı…

Yani biz Friedreich Ataksisi (FA) hastaları, hızlandırmalı eğitim derler ya, hızlı yaşamış ve çabucak yaşlanmış oluyoruz. O yüzden kendimi ölüme yakın hissederdim.

Tabi ölüm saatini ancak Allah bilir. Bazı ülkelerde 60 yaşını aşkın FA hastaları var.

Bunları öğrendikten sonra, yukarıdaki hadisi hatırladım ve yazının girişinde belirttiğim gibi, benden geriye faydalı bir eser kalması ve ölünce amel defterimin kapanmaması için, bu kitabı yazmaya karar verdim.

Aslında bu bilgileri 7-8 yıl önce öğrendiğim için hayatımı anlattığım minik bir kitapçık yazmıştım, hatta sayfamda da paylaşmıştım. Faydalıydı, yazılarını okudukça namaza başladım, diye mesajlar alıyordum çünkü.

Zaten bu yüzden blog sayfama yazılar yazıyorum. Şimdi ise, böyle bir kitabı yazıların özetini de hayat hikayemle harmanlayarak yazma kararı verdim, çünkü 40’lı yaşlardayım.

Kitap hakkında duyuru!
Şu an kitabı bitirdim sayılır. Fakat birkaç ay düzetmelerle uğraşacağım. Allah ömür verirse, kitabı yayınevlerine basılabilirliğini sormak için göndermeden önce sizlerle paylaşmak niyetindeyim...

Kitabı rahat okunması için üç kısıma ayırdım. Giriş, gelişme, sonuç.

Bu üç kısmı da kendi içlerinde bölümlere böldüm. Mesela, giriş kısmı 13 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm de alt başlıklar halindedir. Yani okuması gayet kolaydır.

Kitap 41 bölümdür. Her hafta Pazartesi, Çarşamba, Cuma olmak üzere haftada üç bölüm yayınlayacağız Allah nasip ederse…

Facebook, Twitter ve Türk- Bilgi Grubunda blog sayfamda kitabımın o gün yayınladığım bölümünün linkini paylaşacağım.

Yılbaşından sonra, Ocak 2016’da başlayacağız, Nisan ortasında bitecek inşallah…

Sevgili Celal ÇELİK’in yazılarından özetleyerek yukarıda sunduğum yazı ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşmamız mümkün olabilir:

1- Amel defteri kişinin ölümüyle kapanır. Ancak, hayır kurumu yaptıranlar, faydalı eserler bırakanlar, öğrenci yetiştirenler ve kendisine dua eden hayırlı evlat bırakan kimselerin amel defteri kapanmaz.

2-Sevgili Celal ÇELİK, amel defterinin kapanmaması için yazılar yazıyor ve kendi hayatını anlattığı “İçimdeki Bitmeyen Özlem” adıyla hazırladığı kitabıyla insanlara faydalı olmak adına vefatından sonra amel defterinin kapanmamasını arzulamaktadır. İnşallah kitabı hayırlara vesile olur.

3-Celal ÇELİK, kitabını internet ortamında elaktronik olarak bugün itibarıyla yayınlamaya başlamıştır. Kitabını blog sayfasında

http://icimdekibitmeyenozlem.blogspot.com.tr/ adresinde Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri bölüm bölüm yayınlayacaktır.

4-41 Bölümlük kitap yayınlandıktan sonra, inşallah sizlere kitap hakkında geniş bilgiyi burada sunacağım.
 
Efkan Vural


 (Devam edecek)
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder