“Kızma, çünkü kızmak duyguları ve hareketleri bozar” buyurulmaktadır. Bir başka hadiste de“ Kızma, cennete gir!” buyurulmak suretiyle, kızgınlığın neye mâlolacağını, kızmamanın ne kazandıracağını göstermektedir.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– Bana öğüt ver, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de ona:
– “Kızma!” buyurdu.
Adam dileğini bir kaç kez tekrar etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de (her defasında ısrarla) :
– “Kızma!” buyurdu.
Buhârî, Edeb 76. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 73
ÖFKE İLE KALKAN ZARARLA OTURUR
Gazab, şeytanın dürtüklemesi sonucu insanın kendini kaybetmesi, normal durumundan uzaklaşmasıdır. O kadar ki, bu durumda insan kötü sözler söyler, din tarafından sakıncalı bulunmuş, çirkin görülmüş olan işler yapar. Hatta -Allah korusun- bazı hallerde kâfir bile olur. Halkımız böylesi durumdakiler için “Ağzından çıkanı kulağı duymuyor” der. “Öfke ile kalkan zararla oturur”sözünün belki çok geçerli olduğu nokta da burasıdır. Yânî imânı kaybetme noktasıdır.
Bilindiği gibi sebebin ortadan kaldırılması, sonucun da ortadan kaldırılması demektir. Kızmamak, kızgınlık sonucu doğacak bir çok tehlikeyi baştan önlemektir. Hz. Peygamber’in kendisinden tavsiye isteyen sahâbîye ısrarla “kızma” buyurması  bu yüzdendir.
Burada hatırlatılması gerekli bir husus vardır. Sevgili Peygamberimiz, öğüt vermesini  isteyen insanlara, onların mizac ve kabiliyetlerine  en uygun tavsiyelerde bulunurdu. Bir başka ifade ile onlardaki aksayan yönlere göre tedbir önerirdi. Bu hadîs-i şerîf de bu kabil tavsiyelerdendir. Kim olduğunu bilemediğimiz bu sahâbî, ne kadar ısrar etmişse de “kızma” sözünden başka bir tavsiye alamamıştır. Bu, o sahâbînin çabuk sinirlenen, olur-olmaz şeylere kızan bir mizaca sahip olduğunu hatıra getirmektedir. Bu halde kendisinde böyle bir mizac bulunan müslümanlar, Peygamber Efendimiz’in bu tavsiyesinin doğrudan kendilerine yönelik olduğunu unutmamalıdırlar.
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1- Kızmak, insanı sonradan pişman olacağı söz ve fiillere sevkeder.
2- Hz. Peygamber, Allah’ın koyduğu sınırlar çiğnendiği zaman kızmış ve kızmakta sakınca görmemiştir.
3- Dünya çıkarı için değil, dinî maksatla ve Allah için kızmak hoşgörülür.
Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

http://www.islamveihsan.com/kizma-cennete-gir.html