4 yıl önce yazdığımız yazı
http://celal1973.blogspot.com/2015/04/1-nisan-sakas.html
***********
1 Nisan Şakası
Şu an itibariyle 271 yazımız yayındadır. Acizane bu yazıları yazmamızın gayelerinden birisi yeğenlerime amca/dayı’larından ders veren nasihatlerdir.
Şu an. 4 (Azra), 7 (Ceren), 8 (İsa), 13 (İrem) yaşlarında dört yeğenim vardır. İnşallah ilerde onlara iyi birer hatıra kalacak, ama aynı zamanda bu yazılar tarihe not düşmektir.
Bazen geçmiş yazıları okuyunca o güne ait olayları hatırlıyoruz. Mesela İsrail’in Gazze saldırısı, Soma faciası, Özgecan cinayeti, Çanakkale Gazisi İsa dedem ... vs gibi.
Bugün 1 Nisan 2015. Hepimizin yıllardır bildiğimiz o 1 Nisan Şakası’nın aslı neymiş, öğrendiğimiz bilgileri aktaracağız inşallah... Yeğenlerim ve okuyanlar için...
Bugün 1 Nisan ve her 1 Nisan'da olduğu gibi dünyanın hemen her yerinde insanlar küçük, tatlı şaka ve hileler peşindeler... Buna bazı hallerde kurumsal düzeyde de katkılar gelmekte.
Peygamber Efendimiz SAV buyururki:
Safvan İbnu Süleym (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Ey Allah'ın Resulü! dedik, mü'min korkak olur mu?"
"Evet!" buyurdular.
"Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine:
"Evet!" buyurdular. Biz yine:
"Pekiyi yalancı olur mu?" diye sorduk.
Bu sefer: "Hayır! buyurdular." [Muvatta, Kelam 19, (2, 990).]
MÜSLÜMAN ASLA YALAN SÖYLEMEZ.
Geçmişteki örneklerden de biliyoruz ki, bazı ciddi medya organları bile bu yönde kamuoyunu şaşırtıcı manşetler atabilmekteler. Bazen de küçük yerel medya buna heveslenebilmekte.
Şaka, aldatma ve hile... Henüz 29 yaşında hayata veda eden, genç, erken romantik dönem Alman yazar-filozofu Novalis, "Her şakanın içinde bir gerçek gizlidir" demiştir.
Üzümü ye fakat bağını da sor!
Batı'dan gelen kavramların, olayların, adet ve geleneklerin içeriğinden haberdar değiliz. Bunları hiç araştırmadan toplum olarak çağdaşlık adına kabul ediyoruz malesef...
1 Nisan şakasının nasıl ortaya çıktığı ile ilgili çeşitli rivayetler vardır. Bir müslüman olarak okuyunca yıllarca yaptığım 1 Nisan şakalarından utandığım şu rivayet en meşhurudur:
15 yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu, 1492'ye kadar 736 yıl boyunca Güney İspanya'da varlıklarını sürdüren Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır.
Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünür.
En sonunda 31 Mart gecesi Kalenin önüne giderek bir elinde Kur'an bir elinde İncil
- 'Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım' der.
Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.
Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir.
Bunun üzerine Müslümanlar
- 'Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz' dediklerinde Haçlı ordusu komutanı:
- 'Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur' diye cevap verir ve bütün Müslümanlar orada kılıçdan geçirilir.
KAYNAK=
İşte, 1 Nisan'ın Hristiyanlar arasında böylesi bir 'Hile Günü' olarak kutlanmaktadır.
1 Nisan şakası yaparken o kılıçtan geçirilen masum müslüman kardeşlerimizi düşünelim. Aralarında sanırım kadınlar ve masum çocuklar da vardı. Çünkü halk kale içinde yaşardı o zamanlar...
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder