10 Temmuz 2019 Çarşamba

İKİNCİ DEVÂ


Pazartesi günü Celalin Peneresinden blog sayfamızda "Hastalar Risalesinin Kerameti" yazımızı yayınladıktan sonra İkinci Deva'ya gelen bir yorum sonrası aşağıda ikinci Deayı paylaşmayı diledik:

ALLAH katında hastalıkların mükafatını bu denli olduğunu bilmiyordum. Bilgilendirdiğin için teşekkür ediyorum. Yazılarının devamını bekliyorum. ALLAH razı olsun faydalı bilgilerinden dolayı...

http://hastalar-risalesi.blogspot.com/2012/11/ikinci-deva.html

*****************

İKİNCİ DEVÂ
 


Ey sabırsız hasta! Sabret ve şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne (geçerli ibadet haline) getirebilir.

 

Ey sabırsız hasta sabret ve şükret! diyerek başlıyor Bediüzzaman Hazretleri. Çünkü bu hastalık senin ömrünün her bir dakikasını, sanki bir saat ibadet yapmış gibi sevap kazandırır, diyor gayet sade bir dille.

 

Ve bu Deva’da bir önceki Devada bahsedilen hastalığın ömrü neden uzattığını açıklıyor.

 

Her bir dakikanın nasıl olurda bir saat ibadet sayıldığını, yani geçmeyen ağrı olursa sabrediyorsun, ve her sorana çok şükür bugünüme, diyen hastanın bu şükür halinin ibadet olduğunu şöyle izah ediyor.

  

Çünkü ibadet iki kısımdır. Biri müsbet (olumlu) yani Allah’ın emrettiği ibadettir ki, namaz, niyaz gibi malum ibadetlerdir. Diğeri menfi (olumsuz) ibadetlerdir ki, hastalıklar, musibetler vasıtasıyla musibetzede (belâ, sıkıntıya uğrayan) aczini, zaafını (güçsüzlüğünü, zayıflığını) hisseder, Hâlik-ı Rahîmine (çok şefkat ve merhamet sahibi olan Yaratıcısına, Allah’a) iltica (sığınır) eder, yalvarır.

 

Hâlis, (saf, temiz) riyasız, (olduğu gibi, gösterişsiz) manevî bir ibadete mazhar (ulaşmış) olur.  

 

Evet, hastalıkla geçen bir ömür, Allah’tan şekva (şikâyet) etmemek şartıyla mü’min için ibadet sayıldığına rivayat-ı sahiha (doğru rivayet hadisler) vardır. 1

 

İbadet iki kısımdır diyor. Birincisi bilinen malum namaz, oruç, dua gibi ibadetlerdir.

 

İbadetin ikincisi, hastalık ve musibetler vasıtasıyla Allah’a çok içten sığınıp yalvarmakmış. Bediüzzaman Hazretleri, Allah’a sığınıp içten DUA etmek, riyasız halis bir ibadettir, diyor. Çünkü kimse görmez, duymaz.

 

Ömrü hastalıkla geçen bir müslüman, neden ben Allah’ım diyerek, Allah’a halini ŞİKAYET etmezse, o zaman SABRETTİĞİ HER BİR DAKİKA, birer saat ibadet hükmündedir, bununla ilgili doğru rivayetler çoktur, diyor. Devamı şöyle:

 

Hatta bazı sabir (sabreden) ve şakir (şükreden) hastaların bir dakikalık hastalığı, bir saat ibadet hükmüne (geçerli ibadet haline) geçtiği ve bazı kâmillerin bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçtiği, rivayat-ı sahiha (doğru rivayetler, hadisler, peygamber ve evliya kıssaları) ve keşfiyat-ı sadıka (doğru çıkan manevi keşifler, sırlar) ile sabittir.

 

Burada Bediüzzaman Hazretleri, Allah’ın kendisine hastalık verdiği insanlardan sabreden ve şükredenlerin ömrünün her bir dakikasının, bir saat ibadet sevabı kazandıracağını ifade etmiş, az önce bahsetmiştik.

 

Bu Hastalar Risalesindeki Deva’ların hepsi, imanın altı şartına inanan, yani doğru İMAN SAHİBİ olan müslümanlar içindir. Allah’ı inkar edenlerin sevap kazanması zaten düşünülemez.

 

Ve devam ediyor. Bazı kamillerin bir dakikası ise, bir gün ibadet olur, diyor. Burada kamillerden maksat, ömrü hastalıkla geçmesine rağmen, NAMAZ, DUA gibi ibadetlerini de aksatmayan HAKK aşıklarıdır.

 

Senin bir dakika ömrünü bin dakika hükmüne getirip, sana uzun ömrü kazandıran hastalıktan teşekkî (şikâyet etme, sızlanma) değil, teşekkür et. 

 

Ve bu son cümlede benim şu sözümü neden söylediğim anlaşılıyor:

 

“Milyonlarca sağlıklı insanlar içinden seçip, bana bu canım FA hastalığını veren Allah’a binlerce hamdolsun.”

 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder