20 Haziran 2013 Perşembe

Cennetlik bir kadın

HAYIRLI CUMALAR
 
"Zaferin sırrı Hz. Peygamberin (s.a.v) izini takip etmektir! "__Fatih Sultan Mehmed Han
 
"Din kardeşini sevindirmek kadar, ALLAH katında kıymetli bir şey yoktur." Hadis-i Şerif
 
 
 
 
******************************
 
Atâ bin Ebî Rebâh'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir:
Abdullah bin Abbâs -radıyallahu anhümâ- bana:
- Sana cennetlik bir kadın göstereyim mi? dedi.
Ben:
- Evet, göster, dedim.
 
 
İbn-i Abbâs şöyle dedi:
- Şu siyah kadın var ya, işte bu kadın birgün Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e geldi ve:
- Beni sar'a tutuyor ve üstüm başım açılıyor. İyileşmem için Allah'a dua ediniz, dedi.
 
 
Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
"- Eğer sabredeyim dersen, sana cennet vardır. Ama yine de istersen, sana şifa vermesi için Allah'a dua ederim" buyurdu.
 
 
Bunun üzerine kadın:
- Ben (hastalığıma) sabrederim. Ancak sar'a tuttuğu zaman üstümün başımın açılmaması için dua buyurunuz, dedi.
 
Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem - de ona dua etti. (Buhârî, Merdâ, 6; Müslim, Birr, 54)
 
 
Burada, sar'alı kadının şifa isteğine Allâh Resûlü'nün iki şıklı cevap vermiş olması, bazılarına kapalı gelebilir. Efendimiz, kendisine müracaat eden kadına, hakkında en hayırlı olan şıkkı hatırlatmak suretiyle kadını iki iyilikten birini tercihte serbest bırakmıştır. Bu, Hz. Peygamber'in, ashâbına duyduğu şefkat ve merhametin tabiî bir sonucudur.
 
 
Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- ayrıca akıl hastalarının dertleriyle de ilgilenmiş onlardan kendisine getirilen bir kısım kimselerin sadrına elini koymak suretiyle tedavi ettiği de olmuştur. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 453)
 
 
********************
 
Enes -radıyallâhu anh-'dan nakledildiğine göre aklî dengesi pek yerinde olmayan bir kadın bir gün Resûl-i Ekrem'e gelerek:
- Yâ Resûlallah! Seninle bitecek bir işim var, dedi.
O da:
"- Pekâlâ, nerede görüşmemizi istiyorsan görüşüp derdini halledelim" dedi.
Kadınla yolun kenarına çekilip meselesini halledene kadar görüştüler. (Müslim, Fezâil 76; Ebû Dâvûd, Edeb 12)
Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- akıl hastalarının dini yükümlülüklerden tamamen muaf tutulduğunu şu sözü ile ifade etmiştir:
"Üç kimseden kalem kaldırıldı: Büluğ çağına erinceye kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve şifa buluncaya kadar akıl hastasından." (Tirmizî, Hudûd, 1)
 
********************
 
Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- sağlam insanların özürlülerle davranışlarını düzenleyen ahlâkî prensipler de getirmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte görme özürlüye yol gösterme, sağıra ve dilsize laf anlatma sadaka olarak değerlendirilmiştir. (İbn-i Hanbel, V, 169)
 
 
Hâsılı Peygamberimiz özürlüleri, âtıl kalmaya mahkum ve zavallı bir kitle olarak görmemiştir. Problemlerini çözmeye yönelik tavsiye ve uygulamalarda bulunmakla birlikte durumlarına göre engelli insanlara vazife vermiş, ayrıca onları dünya ve ahiret saadeti bahşeden müjdeli haberlerle de tesselli etmiştir.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder