21 Eylül 2015 Pazartesi

Müslüman strese girer mi?

Müslüman strese girer mi?

 
Hüseyin Gültekin - [İslami Hayat]

h.gultekin@meydangazetesi.com.tr
18 Eylül 2015, 03:17

Bir Müslüman olarak hayata bakışımız oldukça pozitif olmasına rağmen, kimi Müslümanlar bu bakış açısını yakalayamıyor.

İmanlı bir kişi, başına gelecek her iyi ve kötü olayı hayra yorar. Kötü olayları, yaptığı yanlışlıklar neticesi elde edeceği günahları, Cenab-ı Hakk’ın, rahmet eseri olarak silmesine bir vesile kabul eder. Üzücü hadiseler karşısında metanetini hiçbir zaman kaybetmez. Zira her şeyin hakiki sahibinin ve yönlendiricisinin Rabbimiz olduğunun farkındadır. Bu farkındalıktan hareketle geçmişe daima ‘kader’ nazarıyla ve içinde hayır barındırması açısından bakar. Gelecek için ise endişe duyup, daha şimdiden, olmamış olaylara üzülmez. ‘Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler’ der ve Cenab-ı Hakk’ın, kendisi hakkındaki takdirini heyecanla beklemeye koyulur.

Onun bizi çok sevdiğini bilir, merhametinin her şeyi kuşattığını aklından hiç çıkarmaz. Bu sebeple iyi veya kötü, gelebilecek her neticeyi sükûnet ve vakarla karşılamaya hazırdır. Ancak bu, şu demek değildir: ‘Takdir O’ndandır, elden ne gelir’. Bu anlayışa girmeden, “Kaderim netleşene kadar ben elimden gelen her şeyi yapayım’”diye düşünür, ona göre amel eder. Kaderi kesinleşince ise artık o yüce takdire sesini çıkarmaz, tenkit etmez. Onu, hakkındaki en hayırlı sonuç olarak görür.

O ‘vav’ her zaman yazılmaz


Osmanlı Devleti’nin büyük hattatlarından biri de Hafız Osman’dır. Hafız Osman, fırtınalı bir günde kayıkla Beşiktaş’a geçmek ister. Sahilden bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister. Fakat Hafız Osman, yanına para almayı unuttuğunu fark eder. Kayıkçıya “Efendi, yanımda param yok, ben sana bir ‘vav’ yazayım; bunu sahaflara götür, karşılığını alırsın” der. Kayıkçı, söylene söylene yazıyı alır. Bir zaman sonra kayıkçının yolu sahaflara düşer. Cebindeki yazıyı hatırlar ve satıcıya götürür. Satıcı yazıyı alır almaz, ‘Hafız Osman Vav’ı’ diyerek açık arttırmaya başlar. Sonunda çok iyi bir fiyata satar.

Bir gün Hafız Osman karşıya geçmek istediğinde yine aynı kayıkçıyla karşılaşır. Yol bitmek üzereyken ücretler toplanır. Hafız Osman da parayı kayıkçıya uzatır. Kayıkçı, “Efendi, para istemez; sen bir ‘vav’ yaz yeter” der. Hafız Osman, tebessüm ederek cevap verir kayıkçıya: “Efendi, o ‘vav’ her zaman yazılmaz. Sen dua et, başka bir gün para kesemi yine evde unutayım”

İki kişi birleşip bir kurban hissesine ancak girebiliyoruz. Bu kurban caiz olur mu?


Kurban hisseleri sadece bir kişiye aittir. Bu nedenle bir hisseyi iki kişinin paylaşması, ibadet olarak mümkün değildir. Mesela namazın yarısını bir kişi, diğer kısmını bir başkası kılamayacağına göre bir hisseyi de iki kişi paylaşamaz. Bu durumda yapılan ibadet sakatlanmış olur. Ancak iki kişi paralarını birleştirip içlerinden sadece biri adına niyet edip kurban kesebilirler.
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder