Mü’minin ibadet hayâtını Hak katında kıymetli kılan; onun yapıp bitirilecek sınırlı bir vazife gibi değil, ömür boyunca îfâ edilecek bir gönül borcu olarak görülüp dâimî bir şekilde edâ edilmesidir.
Cenâb-ı Hak, cennet nîmetleri ikrâm edeceğini müjdelediği kullarının vasıfları arasında şöyle buyurmuştur:
“Namaz kılanlar ki, onlar namazlarında devamlıdırlar.” (el-Meâric, 23)
“Onlar ki namazlarını muhâfaza ederler.” (el-Meâric, 34)
İBADETTE DEVAMLILIĞININ ÖNEMİ
İbadetlerdeki devamlılık o kadar mühimdir ki, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Amellerin Allah Teâlâ’ya en sevimli olanı, az da olsa devamlı yapılanıdır.” (Müslim, Müsâfirîn, 218. Ayrıca bkz. Buhârî, Rikâk, 18)
Hazret-i Âişe vâlidemiz de:
“Allah Rasûlü’nün ameli, hafif ve devamlı yağan yağmur gibiydi…” buyurarak Efendimizin başladığı bir ibadeti sürekli yaptığını, onu hiçbir zaman terk etmediğini bildirmiştir. (Buhârî, Savm 64, Rikâk 18; Müslim, Müsâfirin, 217)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Erkam Yayınları, 2012