Mesnevî’de geçen ibretlik bir hadise. Leyla’nın hükümdara verdiği cevap ile Leyla ve Mecnun arasında ki görünmez bağ…
Mesnevî’de diğer bir Leylâ hikâyesi:
Devrin hükümdârı Leylâ’yı görür, hayret eder:
“–Mecnûn’un perişan olmasına sebep olan Leylâ sen misin? Senin diğer hemcinslerinden bir farkın yok ki!..” der.
Leylâ cevap verir:
“–Sen Mecnûn olmadığın için sus!..”
LEYLA VE MECNUN ARASINDA Kİ GÖRÜNMEZ BAĞ
Dıştan görenler için Leylâ’nın güzelliği, başkalarından üstün değildi. Kays’ın onun yolunda Mecnûn oluşu, ondaki iç güzelliği görmesindendi. Hükümdar, Leylâ’ya Mecnûn’un gözüyle bakamadığı için ondaki muhabbetin esrârını görememişti. Çünkü görebilmek için Leylâ’nın dış güzelliğine karşı uykuda bulunmak, buna mukâbil onun iç âleminde yanan ilâhî güzelliğe karşı da uyanık olmak lâzımdı.
Diğer taraftan bu hakîkati bilmeyen halk da, Mecnûn’un hâline acıyıp:
“–Ey Mecnun, Leylâ’dan vazgeç artık; ondan daha güzeller var!..” dediler.
Mecnun cevâben şöyle dedi:
“–Maddî beden, sûret ve görünüş şekillerimiz birer testi gibidir. Güzellik de içindeki ilâhî şerbettir. Bilin ki Cenâb-ı Hak, bana bu şerbeti Leylâ’nın testisinden ikrâm etmektedir.
Siz testinin zâhirine bakıyorsunuz, fakat içindekinden haberiniz yok! Çünkü onun içindeki ilâhî güzellik şerbeti, rûhâniyetten nasîbi olmayanlara görünmez. Onun içindeki güzellik, nâmuslu, afîf kadınlar gibi efendisinden başkasına hem bakmaz, hem de görünmez.”
Bunun içindir ki Şeyh Sâdî -kuddise sirruh-:
“Leylâ’nın güzelliğine Mecnûn’un gönül penceresinden bakmalıdır.” der.
Mecnun, her ne kadar deli demekse de, o, ilâhî aşkta fânî olmuş gerçek bir akıl sâhibidir. Çünkü nice sırf zekâdan ibâret zannedilenler vardır ki, hayrı şerri birbirinden tefrîk etme gücünden mahrumdur. Onların sermâyesi, iki cihan bedbahtlığıdır. Bu itibarla Mevlânâ -kuddise sirruh- şöyle buyurur:
“Aşk akıllısına deli deme! Ruhla aynı hırkaya bürünmüş kişiye yalancı demeye kalkışma! Dibi ve sâhili olmayan ummâna kadeh adını takma! O kendi adını kendi bilir!..”
Dertli Yûnus’un, gönlünü yakıp kavuran ilâhî aşkın zirvesinde söylediği şu sözler, aşktaki mecnunluk hâlini ne güzel aksettirir:
Ben yürürem yâne yâne,Aşk boyadı beni kâne,
Ne âkılem ne dîvâne,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Ne âkılem ne dîvâne,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Gâh eserim yeller gibi,
Gâh tozarım yollar gibi,
Gâh çağlarım seller gibi,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Gâh tozarım yollar gibi,
Gâh çağlarım seller gibi,
Gel gör beni aşk n’eyledi?
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Mesnevî Bahçesinden BİR TESTİ SU, Erkam Yayınları
http://www.islamveihsan.com/leylanin-hukumdara-cevabi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder