Hz. Osman (r.a) malını Allah yolunda infak etmekle meşhurdur. Rahmet rüzgârları gibi her yöne hayır saçar, bir gün tasaddukta bulunur, ertesi gün köle âzâd eder, diğer gün fakir ve yoksulları doyurur, böylece vermek üzerine kurulu bir hayat yaşardı.
Bir gün bir zât Hz. Osman’a (r.a) gelerek şöyle dedi:
“–Ey mâl sâhibi zenginler! Bütün hayrı alıp götürdünüz; malınızdan tasaddukta bulunuyor, köle âzâd ediyor, hacca gidiyor ve infak ediyorsunuz!”
Hz. Osman (r.a):
“–Siz gerçekten bize gıpta ediyor musunuz?” diye sordu.
O zât:
“–Evet, vallahi size gıpta ediyoruz!” dedi.
KÜÇÜCÜK İNFAKIN FAZİLETİ
Bu sefer Hz. Osman (r.a) şu cevâbı verdi:
“–Allah’a yemin ederim ki bir kimsenin zorluk çekerek infâk ettiği bir dirhem, çok malın bir kısmından infâk edilen on bin dirhemden daha hayırlıdır.” (Beyhakî, Şuab, III, 251; Ali el-Müttakî, VI, 612/17098)
Zaman olur az, çoğu geçer. İhlâsla, îsârla, sabır ve tahammülle verilen bir sadaka veya yapılan küçücük yardım, kolaylıkla yapılan nice büyük infak ve yardımlardan daha kıymetli olur, daha çok makbûle geçer.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Hz. Osman’dan 111 Hayat Ölçüsü, Erkam Yayınları
http://www.islamveihsan.com/ihlasli-infakin-buyuk-ecri.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder