Kalite nedir? Nasıl kaliteli insan olunur? İşte kaliteli insanın özellikleri…
İnsanların günlük hayatta dikkat etmeleri gereken kalite ölçüleri…
Kalite hürriyettir!
Hürriyet, Hakk’a ubûdiyyettir. Allah’a kul değil de şeytana, nefsine veya herhangi birine esirsen, ağır şekilde yeniksin ve Allah rızâsı gibi aziz bir hedefin mahrûmusun, demektir. O vakit Hakk’a hizmetkâr değil, bazen şu kişiden korktuğun, bazen bu kişiye gösteriş yapmak derdinde olduğun için riyâkâr… Hâsılı sevap kazandığını zannederken, günahkâr olursun. Kula kul olunan hizmet, kalitesizdir.
Kalite yüz güldürmektir!
Hastaların hastalığını artıran, üşümüşü daha beter donduran, zorlaştıran, eziyet eden, kıymet vermeyen, insan yerine koymayan, muhatap almayan, keder ve moral bozukluğu katan hizmet, kalitesizdir. Muhatabı sürekli olarak sıkıntıyla sınamak hüner midir? Kapı açtığımız insanlara, zifirî karanlıkta yol bulmanın zorluğunu değil, aydınlıkta iş yapmanın sevincini yaşatsak, daha iyi değil midir? İnceliklerin ihmâl edildiği hizmet, kalitesizdir.
Kalite dertli olmaktır!
Düşmana hiç gerek yok! Zîrâ ilgisiz, dertsiz, tasasız, sorumsuz insanların müesseselere verdiği zarar, kâfidir. Bu tarz insanlardan kurtarılmayan hizmetler kalitesizdir.
Kalite uyanıklıktır!
İstihdâm edildikleri sahalarda, gün boyu, uyuşmuş bir kafa ve hantallaşmış bir beden ile sâdece alacağı parayı ve eve gideceği saati hesaplayarak tembellik eden kimseler, hele bir de bu tembelliklerini sürekli olarak, yeterince maaş alamıyor olmalarına bağlıyorlarsa, bu, tam bir vehâmettir! Şimdi, eğer hizmet insanıysan uyanık ol da şunu iyice tâlim et: Bereket, az çalışıp çok almakla değildir. Bereket, çok çalışıp aldığını hak etmekledir. Hakkını verdiğin az para, hakkını veremediğin çok paradan daha fazla iş görür. Sırf para kaygısıyla yürüyen hizmet, kalitesizdir.
Kalite çalışkanlıktır!
Dâhil olduğu ortama hiçbir şey katmadığı yetmezmiş gibi, bir de yaydığı negatif enerjiyle zarar veren insanlar, hasta iseler tedâvî, gâfil iseler îkâz, bile bile yapıyor iseler tektir, yanlışlarında ısrarla devam ediyor iseler, derhâl tecrid edilmelidir. Hizmet, kalabalıkla değil, fedâkârlıkla büyür. O hâlde, çalışkan birkaç insan, çalışıyormuş gibi görünen çok insana tercih edilmelidir. Hiç kimse, bir başkasının sırtından kazanarak haram yememelidir. Hâmili kart yakînımdır, idâre ediverin, demek, bu adamın yata yata para kazanmasına, böylece evine haram rızık götürmesine göz yumun demektir. Bakar kör bir hizmet, kalitesizdir.
Kalite lillâh yürümektir!
Eğer biri, mühim addettiği kişiler söz konusu olduğunda haftalar öncesinden hazırlığa başlıyor, ortamın her türlü eksiğini gideriyor, saygıyla karşılama yapıyor da aynı tavrı başkaları söz konusu olduğunda sergilemiyorsa, hizmet verilen kişiler değiştiğinde hizmet kalitesi de değişiyorsa, mes’ûllerin mes’ûliyet duygusu, kişiye göre yükselip düşüyorsa, mâzallah, o hizmette nifak var demektir. Nifak karışmış hizmet, kalitesizdir.
Kalite iyi temsildir!
Her bir hizmet müessesesi güzel niyetlerle, kutlu hedeflerle hayata başlar. Misyonu hayır ve hizmet olan bir yerde, gaflet ve eziyet baskın hâle gelirse, sebebi insan faktöründe aramak gerekir. Kendisine îtimat edilerek vazîfelendirilmiş olan kimselerin, bu vazîfelerin hakkını verme telâşına düşmemeleri, bencil, gamsız ve pişkin davranmaları, iyi bir temsile mânîdir. Temsîlin kötü olduğu yerde, hizmet kalitesizdir.
Kalite hassâsiyettir!
Mekânların bakımı zordur. Arızası giderilmez, kırığı çıkığı tâmir edilmez, boyası badanası yenilenmezse, hakkıyla hizmet veremez. Hele de o mekân, emânet şuuruna sâhip hassas kimseler tarafından kullanılmıyorsa, derdi hiç bitmez. İnsanlık hâli, tam da bir hizmetin îfâ edileceği bir zamanda, hâlâ tamamlayamadığın bir eksik, gideremediğin bir problem çıkarsa ne yapmalısın? Elbette bu durumlardan ötürü kimseyi mağdur etmemenin ve yapılacak hizmete halel getirmemenin tedirginliğini yaşamalısın. Bir ortamı, ertesi gün kullanılacağını bildiğin hâlde kontrol etmediysen, problemlerini tespit ve tedâvî edip hazır hâle getiremediysen, vebâlini de mertçe omuzlarında hissetmelisin. Bugün Pazar, izinliyim, bana ne, diyemez, salamaz, sallayamaz, boş veremezsin! Lâkin, haklı beklentileri bile dikkate almayacak kadar kabalık söz konusuysa, Allah için sen git, iş yapmada gözü olan duyarlı biri gelsin.
Kalite samîmiyettir!
Farklı kulvarlarda hizmet etmeye çalışan kardeşlerine değer ver! Onlarla muhatap ol! Onları adam yerine koy! Bir tuvalet vazîfelisi, makam sahibi birisi geleceğinde taşları yıkıyor, sıradan addettiği birisi geleceğinde aynı taşı pisi pasağıyla bırakıyorsa, riyakârdır! Samîmiyyet, Allah rızâsı için, herkese aynı kalitede hizmet sunmanın gayreti içinde olmaktır. Samîmî olmayan hizmet, kalitesizdir.
Kalite, rahmet olmaktır!
Kardeşin için karanlık mı oluyorsun, aydınlık mı? Donduran soğuk mu oluyorsun, iç ferahlatan ılık mı? Yaptığını Allah için yapsan, muhatabın kim olursa olsun, O’nun lâyık olduğu hassâsiyeti sergilesen, bu, îmâna ve ihlâsa daha uygun düşmez mi? Adamına göre hediye hazırlıyorsan, o hediye adama gider, Allah’a değil. Adamına göre çorba pişiriyorsan, o çorba da tuvalete gider, arş-ı âlâya değil. Gönül daraltan, sıkıp bunaltan, hayırlı duâya vesîle olmayan hizmet, kalitesizdir.
Kalite kapasitedir! 
Daha güzelini, daha iyisini, daha ötesini hayâl edebilenle çalış; lâkin kendisini hayâle esir edenle değil! Belgelerle çalış; lâkin belkilerle değil! Daha zorunu görmeyene, zor her zaman en zor gelir. O vakit, zorluk ateşinde pişmiş olanla çalış, hazırı yemeye alışmış olanla değil! Kapasitesiz insanın verdiği hizmet, genelde kalitesizdir.
Kalite sağlamlıktır.
Sağlam olan kırılmaz. Dikkat et: Birisine sürekli, ‘Kırılma; fakat sana bir şey söyleyeceğim?’ demek durumunda kalıyorsan, aslında onun, çabucak kırılan, zayıf ve çürük biri olduğuna inanıyorsun demektir. Sevgisine, sadâkatine, gardaşlığına, yani sağlamlığına güvendiğin insana, böyle açıklamalar yapmak zorunda kalmazsın. Bilâkis onunla rahatça konuşursun. Îcâbında danışır, îcâbında tartışırsın. Ağlanacaksa beraberce ağlar, gülünecekse berâber gülersin. Sırçanın yanında tedirginlik, çeliğin yanında emniyet hissedersin. Çürük kimsenin hizmeti kalitesizdir.
Kalite şuurdur.
Nasıl bir şuur ki o Sümeyye iki deveye bağlanıp gerdiriliyor da hâlâ lâ ilâhe illallah, diyor.
Nasıl bir şuur ki o Rasûl i Kibriyâ, seksen kilo hayvan işkembesi sırtına konulmuşken hâlâ, bilmiyorlar, diyerek ezâ edene duâ ediyor? Duvarda kapıyı, kurakta vahâyı, darlıkta da bollukta da duâyı buldurandır şuur. Şuursuz her hareket, kalitesizdir.
…Ve kalite aşktır!
İdealden mahrumsan, bir iş daha verildiğinde sevinemiyorsan, çözüm üretmek adına uykundan olmuyorsan, derdinin ilâcını rüyanda görmüyorsan, tevbe et. Mes’ûliyetini aşkla sevmiyorsan titre! Vazîfelerine, bir gün elinden gidecek pek kıymetli birer fırsat olduklarını bilerek bak. Mâdem ki gidecekler, tepme, horlama, sızlanma, sevgiyle sar. Şunu da yapsaydım, diyeceğin bir eksik bırakma. Sen! Payına düşmüş bütün işleri memnûniyetle yap. Mecbûriyet savar gibi yapma! Kalite, sevgiyle gelir. Savılan hizmet, kalitesizdir.
Rabbimiz her birimize kaliteli ibâdet, kaliteli hizmet, kaliteli dünya, kaliteli ahret nasip eylesin. Âmin.
Kaynak: Neslihan Nur Türk, Altınoluk Dergisi, Sayı: 396

http://www.islamveihsan.com/nasil-kaliteli-insan-olunur.html