4 Mart 2019 Pazartesi

Burcu Ercivan - Ya Hayır Söyle Ya Sus!


Burcu Ercivan - Ya Hayır Söyle Ya Sus!
 
Burcu Ercivan                     
 
 Bu sefer biraz dertleşelim istedim kardeşlerim.. Çünkü çok dertliyim. Müslümanların başında öyle bir bela var ki Allah muhafaza insanın helakına dahi sebep olabilir. Şimdi nedir bu dert diye merak ediyorsanız söyleyeyim ; Dil Belası..
 
Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselamın bize 1400 yıl önce bildirdiği ''Dilini Tutan Kurtuldu..'' hadisini şimdi çok daha iyi anlamaya başladım.
Ama ne yazık ki çoğumuz farkında değiliz.Hatta bunun için özel günler dahi düzenleniyor artık . Kek, börek , kısır eşliğinde kardeşimizin ölü etini de   dişlediğimiz altın günleri gibi mesela..Evet yanlış duymadınız. Tiksindiniz bir an öyle değil mi?.. O yediklerinizin lezzetli olduğunu düşünüyorsunuz  lakin şeytan öyle şeytan ki ballı börek gibi yedirir insana kardeşinin ölü etini.. 
 
Yoksa sizin şu ayetten haberiniz yok muydu? ;
 
''Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.''
 
Bu işin şakası yok kardeşim. Elinle kazandıklarını dilinle kaybedebilirsin.Bir düşün şimdi kimlerin arkasından neler neler konuştun , hangi kardeşinin beğenmediğin hangi huyundan dolayı ölü etini yedin?
  • Falanca komşunun kızı kocaya kaçmış..
  • Falancanın düğünün de az takı takılmış.. vs vs
Bir şey daha söyleyeyim  eğer dünyada iken helallik almazsak mahşerde alacağız haberiniz olsun.Kul hakkına giriyor yani durum sandığınızdan daha da ciddi. Biz sakız gibi dilimizde gıybeti çiğneye duralım şeytan da halimize avaz avaz gülsün.. Ne zaman böyle bir ümmet olduk? Ne ara birbirimizin arkasından çekiştirir olduk inanın bilmiyorum. 
 
Bir düşünün Allah'u teala insana o kadar değer veriyor ki bir kulunu yanında yokken başka bir kulu hakkında konuşmasına dahi müsaade etmiyor.
Çünkü Allah azamet sahibidir. Ahsen-i Takvim olarak yarattığı insanın izzetini , şerefini muhafaza eder. Takdis ve Tanzim ederim O Allah'ı ki insanı kendine muhatap kılmış ve Onunla tenezzül edip konuşmuştur.. 
 
Bakın Bediüzzaman hz risale- i nur da gıybeti nasıl tanımlıyor;
 
''Gıybet, ehl-i adavet (düşman ehli) ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri(kullandıkları) alçak bir silahtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silaha tenezzül edip istimal etmez. ''
 
Şimdi bir düşünelim, bizler özür dileyerek söylüyorum ki bu kadar basit insanlar mıyız? Cenneti mi garantilemişiz? Çok mu boş vaktimiz var? Bizler izzeti nefis sahibi değil miyiz ki gıybet denilen insanın kendi kendini vurduğu o alçak silaha tenezzül ediyoruz?..
 
İnsan neden kendine kurşun sıksın ki dimi? Ama sıkıyor işte.. Eminim siz ; Sevaplarınızı gıybet ettiğiniz kişiye fiyonklu paket halinde hediye ettiğinizi Onunda günahlarını kendi hanenize yazdırdığınızı da bilmiyorsunuzdur. Ne kadar da lütufkarız(!) Mahşerde elimize defteri bir alacağız bakacağız ki; yalan söyledi , içki içti , kumar oynadı vs. yazıyor. 
Diyeceğiz ki -Allah'ım ben bu günahları işlememiştim ama?.. 
Allah cc cevap verecek; - Onlar senin gıybetini yaptığın kişilerin günahlarıdır..
 
Eyvah ki bize ne eyvah.. Zaten hem nefsimi yenip hem şeytanı yenip namaza zor durmuşum , yazın o eritici sıcağında aç susuz orucu tutmuşum , bu ayakkabıyı da almayım hayır yapayım deyip parasını yetime sadaka olarak vermişim , uykumun en tatlı yerinde kalkıp Allah için teheccüd de kılmışım.. Gitti güzelim sevaplar.. Hem de belki de hiç sevmediğin , karşı karşıya dahi gelmek istemediğin birine ..
 
Birde umuma gıybet ettiysek geçmiş olsun.. Yok falanca cemaat şöyle yok falanca cemaat böyle .. Hepsinden helallik almak zorundasın , hadi bakalım.. Bu işler çok tehlikeli bu işler çok sakat işler.. Bir de o cemaatin başı olan mübarek, Allah'ın sevdiği bir kulsa o zaman nasıl hesap veririz? Bir düşünün..
 
Ama burcu abla doğruyu söylüyorum! bu da mı gıybet? dediğinizi duyar gibiyim. Kardeşim doğruyu söylersen zaten gıybettir. Yalan söylesen hem gıybet hem iftiradır iki katlı çirkin bir günahtır diyor üstad..
 
Hz. Ebu Huzeyfe anlatıyor: 
 
Hz. Aişe Resulullah (a.s.m)’ın yanında bir kadından bahsederken “onun kısa boylu olduğunu” söyleyince, Resulüllah (a.s.m) “Kadını gıybet ettin” buyurdu. 
 
yine bir hadis de
 
«Resulullah salla'llahu aleyhi ve sellem'e; "Safiyye'nin şu kusurları, boyunun kısa olması sana yeter!.." dedim. Rasulü Ekrem: "Öyle bir söz konuştun ki, denize atılsa, denizi bulandırır ve kokuturdu!.." buyurdu. Resulü Ekrem'e gene bir insandan bahsetmiştim. Bana şöyle dedi: "Bana dünyalıktan bir çok şey verilse de, kimseyi kötülükle anmayı sevmem!.."
  
buyurmustur. Eee bu işin ne kadar hassas olduğunu Resulullah (sav) den duydunuz kardeşlerim.. Biz Müslümanız , İslamiyet incelik dinidir. 
 
Biri kardeşimizi yanımızda gıybet etmeye kalkarsa hemen ona ; - dur kardeşim ben kardeşimin ölü etini yiyemem o yokken onun şerefi bana emanettir diyerek uyaracağız.(Uyarana 100 şehit sevabı veriyor Allah cc.) 
Uyaramadık mı o halde o ortamdan ayrılacağız. 
Ayrılmaya müsait bir ortamda değilsek bu sefer kalbimizden inkar edeceğiz. (Ya Rabbi şuan gıybet oluyor ve ben şahit oluyorum nolur kardeşlerimi ve beni affet)
 
Şunu da unutmamak gerekiyor ki bugün gelip kardeşini sana kesen yarın gider seni de başkasına keser .. Biraz argoca oldu affınıza sığınıyorum. Ama bu konuda taviz vermeyin. İsteyen darılsın , isteyen kırılsın.. Er ya da geç hakikati anlayacaklar ve size teşekkür edeceklerdir. Çünkü bir tek 'hakikat' in modası geçmiyor..
 
Bugüne kadar hepimizin gıybet ettiği kişiler mutlaka olmuştur. Şunu kendimize vazife bilelim ve elimizden geldiğince helallik almaya çalışalım. İrtibat yoksa sürekli tövbe etmeli ve gıybet ettiğimiz kişilere bol bol dua etmeliyiz.. Yoksa halimiz yaman olur.Bu yazıyı ilk önce kendi nefsime sonra siz kardeşlerime ithaf ediyorum..
 
Hak Teala bizim dünya da kazanmış gibi görünüp ahirette kaybedenlerden etmesin..
 
Kaynak: 
Hadis: Tırmızi
Hucurat Suresi 12. ayet
Mektubat /22.Mektup/Hatime
Hadis:  (Ahmed b. Hanbel, 6/136)...
Hadis:(Ebu Davud, Tırmızi)
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder