Bir hidayet hikâyesinin hatırlattıkları
26 Nisan 2017, Çarşamba
Hıristiyan bir ailede doğup büyüdükten sonra İslâmı seçen ve Müslüman olma serüvenini “Teksas’tan Hakikate Yolculuk” isimli kitapta anlatan ABD’li yazar Najla Tammy Kepler, Kadıköy İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen bir programa katılmış ve hikâyesini anlatmış.
Haberlerde genişçe yer alan bu hidayet yolculuğu hikâyesi, kimin ne zaman ve hangi yolla hidayete kavuşacağının sır olduğunu akla getirdi.
Hıristiyan bir ailede yetişen ve 16 yaşında hayatı sorgulamaya başladığını belirten ABD’li yazar Kepler, İncil’in kafasındaki sorulara cevap vermediğini belirterek hidayet yolculuğunu şöyle anlatmış:
‘’Belki, annemin gittiği kilisenin papazı, sorularıma cevap verir diye, kiliseye gittim ve ona ‘Kitap domuz yemenin haram olduğunu söylüyor. O zaman biz neden domuz yiyoruz? Kitap Cumartesi kiliseye gelin diyor, biz neden Pazar günleri geliyoruz?’ gibi basit sorular sordum. Ama kilisede basit sorularıma bile cevap alamadım. Yaşadığım bu hayal kırıklığından sonra bir daha da kiliseye gitmedim.’’
Sorularına cevap bulamayınca sıradan Amerikalı bir genç gibi kendini oyalayacak rutin şeylerle meşgul olduğunu, ama her sabah ‘’Allah’ım bana bir yol göster’’ şeklinde duâ ettiğini ilâve eden Kepler, kendisinin hidayetine vesile olanın “namaz kılmayan, oruç tutmayan, ama Allah’a inanan bir Müslüman” olduğunu hatırlatmış.
Dikkat çekici hidayet yolculuğu şöyle devam etmiş: “3 yıl Allah’a bana bir yol göstermesi için duâ etmiştim. 3 yıl sonra Allah o yolu, bana gösterdi. Okuduğum üniversitede bir Türk öğrenci. İngilizce bilmiyordu, namaz kılmıyordu ve oruç tutmuyordu, ama bana Allah’ı ve İslâmı anlattı. Ama onun bana anlattığı İslâmla da yetinmedim ve daha çok araştırdım. Bana hediye edilen bir kitap, tümden hayatımı değiştirdi. Yarım saatte okunacak bir kitaptı. Ama günlerce okudum. Allah, namaz, oruç, ihsan; bir sürü kavramı öğrendim. Ve Hz. Muhammed’i tanıdım. Bu, tümden hayatımı değiştirdi. Aradığımı bulmuştum ve mutluydum.’’ (AA, 14 Nisan 2017)
Najla Tammy Kepler (İlhan)’ın sanal âlemde yer alan diğer anlatımlarından öğrendiğimize göre kendisine hediye edilen kitap, Peygamberimizin (asm) “40 hadis-i şerif”inden ibaretmiş. 40 hadisten, hayatta lâzım olacak çok meseleyi öğrendiğini anlatan Kepler, Müslüman olması sebebiyle Hıristiyan ailesi ve toplum tarafından çok sert bir şekilde eleştirildiğini, ama buna rağmen yılmadığını da anlatmış.
Allah’a hamd olsun ki hidayet nasip olduğunda akla gelmeyen bir sebep vesile ediyor. Düşünün ki namaz kılmayan, oruç tutmayan bir Müslüman, hediye ettiği bir kitapla bir Hıristiyanın Müslüman olmasına yani inşallah Cennet’i kazanmasına vesile oluyor. Bir kişinin Müslüman olmasına vesile olmak az şey mi? O halde kimseyi kınamamak gerektiği bir defa daha akla gelmiş olmuyor mu? Ve, ‘kitap’ın insanlarda sebep olduğu değişime de dikkat gerek.
İhlâsla, samimiyetle duâ edildiğinde kapıların nasıl açıldığını da görmüş oluyoruz. İnşallah bu vesileler çoğalır ve daha fazla insan İslâma teslim olur. Temennimiz ve duâmız hidayet hikâyelerinin çoğalması için...
http://www.yeniasya.com.tr/faruk-cakir/bir-hidayet-hikayesinin-hatirlattiklari_430284
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder