Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şâhit olasınız…” (Bakara, 143) |
|
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Şüphesiz ben, Kevser havuzunun başında durup sizi beklerim. Vallahi bazı adamların önleri kesilerek bana ulaşmalarına mâni olunur da ben “Ey Rabbim, bunlar bendendi, benim ümmetimdendi.” derim. Allah Teâlâ buyurur: “Senden sonra onların ne yaptıklarını bilmiyorsun. Onlar topukları üzere geri döndüler (dinden çıktılar).” (Buhârî, Rifak, 53; Müslîm, Fedail, 26) |
|
Bir başka hadis-i şerif de şöyledir: “Nuh (as) kıyâmet günü çağırılır ve buyur, emrine amadeyim, ya Rabbi!” diyerek huzura gelir. Allah, ona: “Risaletimi tebliğ ettin mi?” diye sorar. O da “Evet.” der. Bu sefer, onun ümmetine: “Peygamberiniz Nuh, risaleti tebliğ etti mi?” diye sorulur. Onlar da: “Bize herhangi bir uyarıcı gelmedi.” derler. Allah da Nuh’a “Sana kim şâhitlik edecek?” diye sorar. Nuh “Muhammed be ümmeti.” diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Muhammed ve ümmeti, Hz. Nuh’un tebliğ görevini yaptığına şahitlik ederler.” (Buhârî, Enbiyâ,3)
Hz. Muhammed (sav) ve ümmeti, her ne kadar Nuh (as)’dan sonra gelmiş olsalar bile Kur’ân-ı Kerim’den peygamberlerin, hepsinin gönderildikleri şeyleri ümmetlerine hakkıyla tebliğ ettiklerini öğrendikleri için şâhitlik yapabilmişlerdir. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 5.cilt, Erkam Yay.)
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder