17 Eylül 2013 Salı

Allah’a Hizmet Edenler

 
Allah’a Hizmet Edenler

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“O, sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.” (En’âm, 98)

Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Dünya tatlıdır ve manzarası hoştur. Şüphesiz ki Allah dünyanın idaresini size verecek ve nasıl davranacağınıza, ne gibi işler yapacağınıza bakacaktır. O halde dünyadan sakının…” (Müslim, Zikr 99)

Kirman meliki Şeyh Şucâ el- Kirmânî (rh.a) bir gün ava çıktı. Avın peşini öyle ısrarla takip etti ki sonunda yalnız başına ıssız bir çöle düştü. Orada karşısına yırtıcı bir hayvana binmiş ve etrafında yırtıcı hayvanlar olan bir genç çıkıverdi. Aslanlar meliki görünce saldırmak için ona doğru koşmaya başladılar. Fakat genç onlara engel oldu. Ona yaklaşınca selam verdi ve:

-Ey Şah, Allah’a karşı bu gaflet ne, ahireti bırakıp dünya ile mi, Mevlâ’nın hizmetini bırakıp hevâ ve hevesinle mi uğraşıyorsun? Allah sana yolunda hizmette bulunasın diye dünyayı vermiş, sen ise onu Rabb’inden gafil olmaya vesile kılmışsın!

Genç böyle konuşurken birden ihtiyar bir kadın elinde bir kâse su ile çıkageldi. Genç sudan içti ve kalanını da Şah’a verdi.

Şerbeti içen Şah bundan daha tatlı, soğuk, lezzetli bir şey içmediğini söyledi. Daha sonra ihtiyar kadın ortalıktan kayboldu. Genç:

-Bu ihtiyar kadın dünyadır. Allah onu bana hizmetçi kılmıştır. Bir şeye ihtiyaç duysam, daha aklıma gelir gelmez onu bana getirir. Allah Teâlâ’nın dünyayı yarattığında ona:

“-Ey dünya Bana hizmet edene sen de hizmet et, sana hizmet edeni ise kendi hizmetinde kullan.”Ebû Nuaym, Hilye, III, 194) buyurduğunu duymadın mı?
​​

 
Bunları gören Şah tevbe etti. Daha önce yaptıklarını terk etti. Sonra da onun hakkında olanlar oldu.(İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 5.Cilt, Erkam Yay.)
 

--
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder