Ahmed Şahin
a.sahin@zaman.com.tr
AİLE-SAĞLIK
Vakit mi yoksa nakit mi daha değerli?
İnsan için tek değerli şeyin nakit, yani para olduğunu söylemek doğru olmamalıdır. Çünkü paradan değerli şeyler de vardır. Asıl onun farkında olmalıdır.
Özellikle okulların açıldığı devrede gençlerimiz vaktin değerini iyi düşünmeliler.
İslam alimleri nakitten önce vaktin değerine dikkat çekerken; “El-vaktü hayrun minen-nakd!” demişler. Yani vakit, nakitten de hayırlı ve kıymetlidir. Çünkü demişler, vakit ile nakit kazanmak mümkün. Lakin nakit ile boşa harcadığın vakti geri getirmek mümkün değildir.
Gerçekten de vakit içinde akşama kadar çalışıp nakit, yani para kazanabilirsiniz. Ancak bu nakitle harcadığınız o günü geri getiremezsiniz. Geçen vakit uçup gitmiştir. Bir daha geri dönmez.
Öyle ise nakitten de kıymetli olan vakti iyi değerlendirmeli, önemsiz konulara takılıp kalarak lüzumsuz yerlerde zaman harcamaktan ciddi şekilde kaçınmalıdır.
Efendimiz (sas) Hazretleri, bir gün yoldan geçerken insanların bir adamın başına toplanıp bir şeyler dinlediğini görünce sormuş:
-Ne anlatıyor bu adam başına topladığı bu kimselere?
-Şiir okuyor, demişler. Arap’ın geçmişine ait şiirler.
Şöyle yorumlamış durumlarını:
- Demek vaktini öyle bir şeye harcıyor ki, ne bilgisinden fayda gelir ne de cehaletinden zarar!
Yani nakitten de değerli olan vaktinizi böyle değersiz şeylere takılarak tüketmeyin.
Bilgisinden fayda, cehaletinden de zarar gelen önemli konularla vaktinizi değerlendirin.
Resul-ü Ekrem Efendimiz, sahip olduğumuz nimetlerin kıymetini bilme konusunda uyarıda bulunurken şu iki nimete dikkatimizi çekerek buyuruyor ki:
-İki nimet vardır ki, insanlar değerini anlamakta aldanmaktalar. Biri sıhhatleri, ikincisi de boş vakitleridir.
Evet kıymetini tam olarak bilemediğimiz nimetlerden birisi gerçekten sıhhatimiz ise ikincisi de boş vakitlerimizdir. Öyle zamanlar gelecek ki, arayıp da bu sıhhati bulamayacak, bu vakti ise elde edemeyeceğiz. Ne var ki, halen ne sıhhatimizin kıymetini tam idrak etmiş ne de boş vaktimizin değerini layık olan önemde anlamışızdır. Ancak kaybettikten sonra değerini takdir etmekteyiz. Fakat geç kalınmış bir değer takdiridir bu da.
Nitekim yolda iki büklüm halde önüne eğilerek yürüyen bir yaşlıya gencin biri sormuş:
-Amca neden iki büklüm halde hep yere bakarak yürüyorsun? İhtiyar şöyle cevap vermiş gence:
-Evlat, gençliğimi kaybettim de onu arıyorum. Bulursam hemen sahip çıkacağım. Ama demiş, hiç de ümitli değilim, gitti bir defa. Keşke kaybetmeden kıymetini bilseydim de şimdi iki büklüm halde onu arama hasreti çekmeseydim.
Vakti önemli meşguliyetlerle değerlendirme konusunda tabiinden büyük muhaddis A’meş’in gösterdiği gömlek çıkarma tepkisi tarih boyunca unutulmamıştır.
Bir toplantıda oturup konuşanları dinlemeye başlayan A’meş Hazretleri bakar ki anlatılanlar hiç de harcanan zamana değmeyen yalan yanlış şeyler.
Hemen oracıkta gömleğini çıkarır, koltuk altındaki tüyleri yolmaya başlar. Bunu gören konuşmacı sert şekilde ikaz eder:
-İhtiyar, ne yapıyorsun öyle? Burada böyle bir şey yapılır mı? Cevabı şöyle olur:
-Benim yaptığım seninkinden kıymetlidir. Hiç olmazsa koltuk altını temizleme sünnetiyle vaktimi değerlendiriyorum. Sen yalan, yanlış şeylerle vakti tümüyle boşa harcıyorsun.
- Ne yalan yanlışı?
- Az önce sen demedin mi A’meş’ten duyduğuma göre diye?
-Dedim.
- A’meş benim. Ne zaman böyle bir şey söyledim?
Büyük muhaddisin bu gömlek çıkarma tepkisi, vakti değersiz konularla tüketen tüm insanlara tarih boyunca uyarıcı bir örnek olmuştur.
İsterseniz bu önemli konuyu, sahabelere komşuluk yapan Hasan Basri Hazretleri’nin bir sözüyle bağlayalım. Vaktin değerini anlatırken şöyle diyor büyük veli:
-Ben sahabeden öylelerini gördüm ki, onlar sizin nakitlerinizi boşa harcamaktan kaçındığınızdan çok fazla vakitlerini boşa harcamaktan kaçınıyor, hatta titriyorlardı.
-Fatebiru ya ülil ebsar! Düşünün ey basiret sahipleri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder