Doğu Türkistan’a uygulanan Zulüm ve “İslam Kardeşliği Birliği”
Aziz dostum sevgili ilahiyatçı Efkan Vural hocam Çinlilerin yaptığı bu zulme sessiz kalamamış, heleki ramazanda... İnşallah yazıyı paylaşarak yayalım.
Epey düşünerek ve detaylı araştırarak bu bilgileri bir yazı olarak paylaşmış.
Yüreğinize sağlık, Allah razı olsun hocam. Celal
Çin’deki Uygur Türklerine yıllardır ardı arkası kesilmeyen zulüm ve işkenceler yapılmaktadır. Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkisten’da Çin’in baskısı bir türlü bitmek bilmiyor. Sürdürülen baskı ve zulümlerle ilgili bazı bilgileri sizlere aktarmak istiyorum.Bunlardan bir kısmını sıralayalım.
1- Doğu Türkistan’daki Türklere uygulanan zulmun ana sebebi halkın Müslüman olmasıdır.
2- Doğu Türkistan’ın yer üstü ve yer altı zenginliklerine sahip olmak için Çinliler, Türk nüfusu asimile ederek, Çinlilerin sayısını çoğaltmak için baskı ve zulümler yapılmaktadır.
3- Çin devleti bölge üzerine hakimiyetini artımasına engel olarak Müslüman kimliğini görmektedir. Bu nedenle Uygur Türklerini İslam inancından ve islam yaşantısından uzaklaştırmak istemektedir.
4- Müslüman Türk halkının İslami kimliğini yok etmek için Mao’nun 1966-1976 yılları arasındaki kültür devrimi esnasında en acı dönem yaşanmıştır.
5- Camiler yakılıp yok edilmiş, Kur’an kursları kapatılmış, din eğitimi yasaklanmış ve toplu ibadetler engellenmiştir.
6- Günümüzde, Müslüman halka uygulanan baskı ve sindirme politikaları ile eğitim zorlaştırılıyor. 30 yılda alfabenin dört kez değiştirilmesi Müslüman halka yapılan bir asimilasyondur.
7- Uygurlulara ait lokantalara oruç saatinde açık olma zorunluluğu getiriliyor.
8- Uygur Türkleri, Çinli yetkililerin kendilerini ibadet yerleri dahil toplu olarak gördükleri her yerde sorgulama yapmadan öldürdüklerini ve işkence yaptıklarını söylemektedirler.
Uygur Türkleri tüm bu yapılanlar karşısında dünyanın gözünü kendilerine çevirmesini istiyor. Birleşmiş Milletler ve tüm dünya bu ve benzeri zulümlere dur demeli. Ama malesef dünyanın her tarafında ezilen Müslüman ve zayıf toplulukların uğradıkları zulümler karşısında başta Birleşmiş Milletler, Amerika, İslam ülkeleri, Arap ülkeleri hep seyirci kalmaktadır. Tek başına Türkiyenin gayreti yeterli olamamaktadır. Tabiiki, Türkiye daha radikal çalışmalar yapmalı..
Dünyanın sessiz kalması ilk ve son değil, biz buna alışığız. Mesela dünya şu zulümlere hiç kulak asmamıştır: Müslüman Türklere uygulanan Bulgar zulmü, Yunan Zulmü, Bosna ve kosavada Müslüman Boşnaklara uygulanan Sırp zulmü, Ermenilerin Karabağ'da Azeri Türklerine yaptıkları Zulüm, İsrail’in Gazze ve Filitin’de Müslümanlara uyguladıkları zulüm, Kerkük Türklerine uygulanan asimilasyon ve zulüm, Çeçenlere yapılan Rus zulmü, Halepçe de kürtlere yapılan zulüm, Kırım Türklerine yapılan zulüm, Arakan’da müslümanlara yapılan zulüm, Patin’i zulmu, Moro zulmü, diğer Afrika ülkelerinde uygulanan zulümler, Mısır halkına uygulanan baskı ve zulüm, Suriye'deki iç savaş ile yaşanan sıkıntılar vb. diğer tüm ayrılıkçı ve baskıcı rejimlerin uygulamaları karşısında dünya sessizliğini herzaman korumuştur. Tabi ki dünya kıbırdamaz çünkü tüm bu zulüm ve işkenceler Müslümanlara uygulanır da ondan...
Dünya üzerinde müslümanlara uygulanan zulümlere son verebilmek için, acizane birkaç önerim olacak:
1- Türkiye Cumhuriyeti çok güçlü bir ülke olmalı.(sosyal, siyasi, ahlaki, ekonomik ve kültürel bakımdan)
2- Ülkemizin güçlü olabilmesi için Milletimizin tek yürek olması gerekir.
3- Türkiye Cumhuriyeti devleti diğer İslam ülkelerine her zaman örnek ve lider bir ülke olma yolunda gayret sarfetmelidir.
4-Tüm islam ülkeleri kardeşlik bağıyla ekonomik, kültürel ve siyasi bir bütünlük sağlanması için canla başla çalışmalıdır. Bunun içinde öncelikle “İslam Kardeşliği Birliği” teşkilatı kurulmalı.
Müslümanlar islam kardeşliği ile güçlerini birleştirerek dünya üzerindeki tüm zulümlere engel olabilirler.
Tüm islam ülkeleri ve bütün müslüman halklar Peygamberimizin aşağıdaki hadislerine dikkatlice kulak vermeleri yararlı olacaktır.
Peygamberimiz (S.A.V.) buyuruyor ki:
“Ey Allah’ın kullar kardeş olunuz.” (Buhari,nikah,45)
“Mü’min mü’mine bağlılığı, taşları birbirine kenetli duvar gibidir.” (Buhari, mezalim,5.)
“Hiçbiriniz kendi nefsi için istediğini (mü’min) kardeşi için de istemedikçe (tam) mü’min olamaz.”(Buhari,iman,7)
“(Mü’min kardeşine zalimde olsa mazlum da olsa yardım et” Şu mazlum olan kişiye yardım ederiz, fakat zalime nasıl yardım edebiliriz? Ya Rasulallah! Dediler. “zalimin iki elini tutarsın(zulmünü önlersin).”diye cevap verdi. (Buhari, mezalim,4)
Efkan Vural
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder