5 Haziran 2015 Cuma

Günün Menkıbesi: Mümin nasıl olmalı?

Günün Menkıbesi: Mümin nasıl olmalı?
 

Dursun Fakih “rahmetullahi aleyh”, Şeyh Edebali hazretlerinin "rahmetullahi aleyh" mümtaz bir talebesidir.

Kabr-i şerifi, Bilecik’te, hocasının türbesi içindedir.

Sevdiği bir genç;
- Efendim, mümin nasıl olmalı? diye sordu bu büyük zata.

Cevaben;
- Mümin o kişidir ki, Allah korkusundan benzi sararır. Mahşerde Rabbine vereceği hesabı düşünüp titrer, buyurdu.

Ve ekledi.
- İşlediği günahlar sebebiyle uykusu kaçar. Bu yüzden mahzun ve boynu büküktür daima.

Şöyle bitirdi:
- Mümin, günahı “ateş” bilir. Kendi kusurlarını düşünmekten, göremez başkasının ayıp ve günahını.

Onu sevmiyordu, ama...
O devirde ilim ehli bir kişi vardı ki, sevmiyordu bu zatı.

Bir gece, Resulullah efendimiz aleyhisselamı gördü rüyasında.
Yanında Dursun Fakih hazretleri de vardı.

Yaklaşıp elini öpmek istedi Efendimiz aleyhisselamın.

Fakat o da ne?
Resulullah efendimiz başlarını çevirdiler ondan.

Adam çok üzüldü.
Ve Dursun Fakih hazretlerine sokuldu bu defa.

Ağlayarak yalvardı ona:
- Ne olur, bir şeyler yapın da kabul etsinler beni.

Büyük Veli dayanamadı yine.
Kalkıp gizlice bir şeyler arzetti Efendimiz aleyhisselama.

Bunun üzerine kabul buyurdu onu Peygamber efendimiz.
Mübarek ellerini öperken uyandı adam.

Kan ter içindeydi.
Sabah erkenden dergahta aldı soluğu.

Büyük Veli, ona tebessümle bakıp;
- Mübarek olsun, buyurdu. O eli öpmek herkese nasip olmaz.

Nefreti, hayranlığa dönüşmüştü.
Sarıldı ellerine.

Öptü, öptü ve yalvardı:
- Size haksızlık etmişim. Ne olur affedin beni.

Niçin ağlarsınız?
Bir gün de Kur’an-ı kerim okuyordu ki, birden ağlamaya başladı bu mübarek zat.

Sordular:
- Efendim, niçin ağlarsınız?

Sesi titreyerek cevapladı:
- Kardeşlerim, Allahü teâlâ bizim gibi günahkârları kendisine muhatap kılıyor, daha ne olsun. Bizimle konuşuyor. “Ey müminler!...” diye hitab ediyor bize. Bu ne büyük rütbe, düşünebiliyor musunuz?

Ve ekledi:
- Mahşer gününde de, kâfirleri kendi hallerine bırakırken, bize hitab edecek. “Ey iman edenler!....” diye hitap edecek. Düşmanlarından ayıracak bizi. Orada da muhatap kılacak kendisine. Bu nimeti bize ihsan ettiği için, sevincimden ağlıyorum.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder