26 Ağustos 2015 Çarşamba

Ahmed Şahin - Zulümden herkes her devrede kaçınmalıdır!.

Ahmed Şahin - Zulümden herkes her devrede kaçınmalıdır!.


Ahmed Şahin
 
 
AİLE-SAĞLIK

 

Zulümden herkes her devrede kaçınmalıdır!.


Çünkü zulmün, gayretullaha dokunacak dereceye çıkıncaya kadar yaşama müddeti vardır.

Rabb'imiz gayretullaha dokunma derecesine varıncaya kadar zalime düşünme (mühleti) veriyor; ama asla ihmal etmiyor, yani zalimin yaptığını yanına bırakmıyor. Bir de bakıyorsunuz ki, düşünmesi için verilen mühlet bitmiş, öyle bir uyarı cezası gelmiş ki zalime, bu cezanın ne sesi var ne de sedası…

Bundan dolayı “Hak sillesinin sedası yoktur, bir vurursa devası yoktur.” sözü, tarih boyunca hep uyarı sözü olarak söylenegelmiştir zulmedenlere karşı.

Bu konuda, hemen herkese mesaj veren tarihi bir zulüm örneği arz etmek istiyorum ibretinize. Ola ki, eline geçirdiği fırsatına güvenerek çevresini ezip üzmekten kaçınmayanların düşünmelerine sebep ola, insafa gelip ikaz olmalarına vesile teşkil ede!..

Hepimizin malumu olduğu üzere, İstanbul'umuzun manevi fatihi Akşemseddin Hazretleri, fetihten sonra, Sultan Fatih'in kedisine özenerek devlet işlerini bırakıp tasavvufa yönelmesine sebep olmaktan endişe ettiği için, kimsenin uğramayacağını düşündüğü eski memleketi olan Bolu'nun Göynük kasabasındaki yerine hicretle (1459) vefatına kadar Göynük'te yaşamayı tercih eder.

Akşemseddin Hazretleri'nin takva sahibi torunlarından olan Abdülkadir Çelebi'nin ise burada bir yoncalığı olur. Yetiştirdiği yeşillikle ineğini otlatır, sütüyle helalinden geçinip gider, kimseye yük olmak istemez.

Ne var ki, hak hukuk tanımayan bir zalim çoban, her gün koyunlarını Çelebi'nin yoncalığından geçirir, yetişmiş yeşillikleri koyunlarına otlatır, Çelebi'nin ineğine otlayacak yeşillik bırakmaz.

Bir gönül ehli olan muhterem Çelebi, bu çobana bir hatırlatır, iki hatırlatır, ama nerede o anlayış? Çoban kaba kuvvetine güvenerek her fırsatta koyunlarını yine yoncalığın yanından geçirir, yetişmiş yeşillikleri kendi koyunlarına otlatıp geçer. Çelebi'nin sütüyle geçindiği ineğine otlayacak yeşillik bırakmaz.

Sonunda gönül ehli Çelebi'mizin sabrı tükenir, ellerini açıp Rabb'ine iltica eder:

- Rabb'im der, benim gücüm yetmiyor bu zalim çobana. O'nu Sana havale ediyorum. Biliyorum sen zalime (imhal) eder, mühlet verirsin, ama asla (ihmal) etmezsin, zulmü gayretullaha dokunma zirvesine çıkınca zevalini başlatırsın. Bu zalimin zulmü zirveye çıktı, sütüyle beslendiğim ineğimi de, beni de aç bırakmaya başladı artık!

Bu sızlanıştan sonra çok geçmez bir sabah iki kişi gelip Çelebi'mizin kapısını çalar. Yalvarma ve sızlanma sırası onlarda artık:

-Çobanımızın karnında müthiş bir sancı başladı. Yerlere yatıp yuvarlanıyor, bir türlü sancı dinmiyor. Kendisi bunun size yaptığı zulümden olacağını düşünüyor. Siz çok ikaz etmişsiniz, dinlememiş. Ne olur hakkınızı helal edin de çobanımız kurtulsun!

Çelebi Hazretleri ellerini açıp boynunu bükerek şöyle cevap verir:

- Bundan sonra ben de kurtaramam çobanınızı. Çünkü der: Rabb'imizin zulmüne son vermesi için zalime verdiği düşünme mühleti bitmiş, gayretullaha dokunma zirvesine çıkmış olan zulmün zevali de böylece başlamıştır demek ki? Zevali başlayan zulmün cezasını kimse durduramaz artık. Siz buradan dönerken birkaç metre bez tedarik ederek dönünüz. Ola ki çobanınıza kefen lazım ola!

Telaşla koşarlar çobanın evine doğru. Bir de ne görsünler, kapıda su ısıtmak için ateş yakmaya çalışanlar söyleniyorlar:

-Çobanımızı kurtaramadık, şimdi cenaze için sıcak su, birkaç metre de kefen lazım!

Evet, bu bir İlahi kanundur. Zulüm gayretullaha dokunacak dereceye varırsa, zevali kaçınılmaz olur, kimse gelecek İlahi takdir ve tedibin tecellisini önleyemez artık. Tek çare, zulüm zirveye çıkmadan vazgeçip mazlumun hakkını ödeyerek helalliğini almaktır…

Bu sebeple de, kimse bu tarihi misali tek başına kendi üzerine almasın, ama hemen herkes de her devrede kendi tutum ve tavrını gözden geçirmekten de geri kalmasın!.

Çünkü bu İlahi kanun, ülkeler için de, kurumlar için de, şahıslar ve komşular bazında da böyle cereyan etmekte, hemen herkes de her devrede hissesine düşen uyarı dersini alması gerekmektedir.

-Fatebiru ya ülil ebsar! Düşünün ey ibret alıp ikaz olması gereken tutum ve tavrın sahipleri!
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder