31 Ağustos 2015 Pazartesi

Dünya hayatı geçicidir

Dünya hayatı geçicidir

 
Hüseyin Gültekin - [İslami Hayat]
h.gultekin@meydangazetesi.com.tr
28 Ağustos 2015, 02:21



“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).” (Asr Suresi, 103/1-3)

 Bir insan için bu dünyadaki en büyük saadet, imanla kabre girmek olsa gerek. İmanla kabre giren kişi –velev ki büyük büyük günahlar işlemiş olsun- eninde sonunda Cennet’e girecektir. Zira bu, Rabbimizin, gerçekleştirmeyi üzerine almış olduğu bir vaadidir ki, Rabbimiz asla vaadinden dönmez. Kişi için dünyevi ne zenginlikler, ne mutluluklar, ne başarılar… Hiçbirinin aslında bir önemi yoktur. Bunlar dünyaya ait oldukları için ölümle birlikte geride bırakacağımız, asla yanımızda götüremeyeceğimiz şeylerdir. Tek bir gerçeklik vardır o da sahip olduğumuz imanımız ve o imanımızın derecesi, kuvveti ve sağlamlığıdır.

Bir bardak soğuk suya...


 Rivayete göre şeytan, insanı son bir kez ölüm anında kandırmaya, onun, imanını kaybetmesi için vesvese vermeye çalışırmış. Canını vermekle uğraşırken kan-ter içinde kalıp, susuzluktan dili damağına yapışan kişinin karşısına bir bardak soğuk suyla çıkar ve imanı karşılığında o bir bardak suyu satmaya çalışırmış.
 
Bu rivayet ne kadar doğrudur bilemeyiz ama şöyle bir gerçek vardır ki kişi, ölüm anında bazen çok büyük imtihanlara maruz kalabilmektedir. Gerek maddi gerekse manevi acılar, insanın üzerine bazen öyle bir çöker ki, o esnada kişi, “denize düşen yılana sarılır” misali, kurtarıcı gördüğü en tehlikeli sebeplere bile sarılabilir.
 
Sağlam bir iradeye sahip değilse eğer, bu esnada, birçok şeyden taviz vermeye hazırdır. Yaratılışında bulunan unutkanlık, nankörlük ve acelecilik gibi özellikler düşünüldüğü zaman, esasında hiç kimse tam manasıyla akıbetinden emin olamaz. Kur’an-ı Kerim’de verilen örneğe göre, denizde yolculuk yaparken çıkan bir fırtınada, boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca Allah’a en içten bir şekilde yalvaran kişi, karaya adımını atar atmaz nankörlük yapıp Cenab-ı Hakk’ı kolayca unutabilir.

Hüseyin bendendir!


 Ya’lâ bin Mürre’nin nakline göre bir davete gitmekte olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), yolda çocuklarla oynamakta olan torunu Hüseyin’i de beraberinde götürmek için yakalamak ister.
 
Fakat çocuk bir sağa bir sola kaçmaya başlayınca Efendimiz, yakalayıncaya kadar onu takliden sağa sola koşarak peşinden gider. Tutunca elinin birini ensesinin altına, diğerini çenesinin altına kor ve onu öper. Ardından da “Hüseyin bendendir ben de Hüseyin’denim” buyurur.

4 rekâtlı farz namazda 5. rekâta kalkarsam ne yapmam gerekir?

 Tahiyyatı okumadan kalkarsa, 5. rekâtın secdelerini yapmamışsa hemen tahiyyata oturur, tahiyyatı okuduktan sonra sehiv secdesi yaparak namazını tamamlar.

5. rekâtın secdelerini yapmışsa onu 6’ya tamamlar. Bu altı rekâtın hepsi nafile olur, aradaki oturuşu terk ettiği için sehiv secdesi gerekir. Farzı yeniden kılması gerekir. Çünkü farz olan son oturuşu terk etmiştir. Bir farz terk edilince namaz bozulur ya da nafileye dönüşür.

 Tahiyyatı okuyup kalkmışsa, iki rekât daha kılar ve 6’ya tamamlar. İlk dört rekât farzdır ve bu farz, son oturuşu yapmakla bitmiştir. Son iki rekât ise nafile olur.

http://www.meydangazetesi.com.tr/dunya-hayati-gecicidir-makale,1229.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder