AİLE-SAĞLIK
Tasavvuf büyüğü Bişr-i Hâfî'den uyarılar
Tasavvuf mesleğinde ileri derecelere ulaşan Bişr-i Hafi, (H. 227) yılında Bağdat'ta rahmet-i Rahman'a kavuştuğunda bizlere menkıbelerle dolu örnek bir hayat, özel ve güzel söz ve nasihatler bırakmıştır. Kitaplık çaptaki bu çok değerli sözlerinin bazılarını birlikte okuyacağız bugün.
1- Dünyada meşhur olma arzusuna kapılan kimse, asıl ahirette meşhur olma gerektiğini hissedemez!. Bu sebeple dünyada meşhur olan nice kimseler var ki, ahirette meçhul kalırlar! Sakın sen de dünyada şöhret peşine düşüp de ahirette meçhul kalanlardan olmayasın!
2- Şöhreti çok seven kimse, Allah'ı çok sevdiğini söyleyemez. Övülmekten hoşlanan insan, mühim olanın Allah yanındaki değer olduğunu düşünmeli, kulların övmesinden etkilenmemelidir.
3- Dünya ve âhirette kederlerden kurtulmak isteyenler, kötü ahlâk sâhipleriyle yakınlık kurup da onlarla haşır neşir halde bulunmamalılar. Çünkü kötü ahlak sahipleriyle birlikte yaşamak, kötü koku üretenle birlikte dolaşmak gibidir. Kendinde kötü koku olmasa da yanındakinden kendisine kötü koku siner, kötü kokulu adam haline gelir.
4- İmam-ı Evzâî der ki: Bir zaman gelecek ki, gönülden dost olabileceğin kardeş, helâl sayabileceğin lokma ve sünnete uygun yaşayan örnekler görülemez olacaktır. Asıl Müslümanlık da işte o zor zamanın Müslümanlığı olacaktır.
5- Allahu Teâlâ'ya yakınlaşan kimse insanlara yaranma ihtiyacı duymaz. İnsanlar tarafından övülmeyi ise hiç önemsemez. Allah bes, baki heves deyip geçer.
6- İnsanların sırlarını ortaya çıkaracak sorular sorma. Bir gün senin de sırlarını ortaya döken kimseler çıkar. Böylece yaptığının aynısıyla muamele görme adaleti tecelli eder senin hakkında da.
7- Peygamberimiz ve sahabesine olan sevgini, güvendiğin amelin olarak düşünebilirsin. Çünkü peygamber ve sahabe sevgisi saf sevgidendir. Onlarda bulanıklık olmaz.
8- Âdemoğlunu dünyada takip eden musîbetlerin başında, sevdiklerinden ayrılması gelir.
9- Bir kimse bize, hadîs anlat dediği zaman, anla ki, bize kolaylık göster, demek istiyor. Hadisler hep kolaylıklar talim ve telkin eder.
10- Makamların en yükseği, ölünceye kadar mütevazı hayatta kalma makamıdır. Bu sebeple mütevazı yaşayan insan hep yüksek makamda yaşayan kimse demektir.
11- Bir kul Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederse, melekler onun iki gözü arasını öperler ‘Alnı öpülecek kimselerden oldun şimdi sen' derler.
12- Kişi öfkesini yenmeye alışmadıkça takvada tutunamaz. Öfke öyle bir yangındır ki girdiğinde kazandığın takva amellerini tümüyle yakıp kül eder.
13- Ana ve babanın evlatlarına duaları, bir peygamberin ümmetine olan duası gibidir.
14- Akıllı kimse, hayrı ve şerri bilen değildir. Akıllı kimse, hayrı gördüğünde ona tâbi olan, şerri gördüğünde de ondan uzaklaşan kimsedir.
15- Kötülüklerini gizlediğin gibi iyiliklerini de gizlemeye gayret et ki, riyaya kapı aralamayasın.
16- Dün öldü, bugün can çekişiyor, yarın da doğmadı. Öyle ise bulunduğun anı değerlendirecek işler yapmaya bak. Şayet sonra yaparım diyerek sen de kendini aldatanlara katılmak istemiyorsan.
17- Bişr-i Hâfî son anlarını yaşadığı sırada ziyaretine gelenlere şöyle bir misal verdi: ‘Bir karınca yazın taneleri toplar, kışın yerdi. Bir gün yine topladığı tanelerden birini yemek üzere ağzına aldığı sırada havadan inen bir kuş ağzındaki taneyi kapıp yukarıya uçtu. Karınca böylece topladığı gıdayı ağzına almasına rağmen yiyemedi. İşte dünyada insanlar da böyledir. Mal ve servet toplarlar, ölüm kuşu gelip o kimseyi alır da topladıkları dünyalıkları hep geride kalır, kendisine de hesabını vermek düşer.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder