AİLE-SAĞLIK
Yönetime talip olanlarda sorumluluk duygusu
Geçmişte millete ait bir göreve talip olanlar hem sevinir hem de üzülürlermiş.
Sevinmelerinin sebebi belli, talip oldukları makamın sağlayacağı imkânlar, itibarlar, şan, şöhret gibi getirileri var. Buna rağmen neden bir de üzülürlermiş? O makam ve mevkiin vebal ve sorumluluğunu da hesaba katarlarmış da ondan üzülür, endişe duyarlarmış, görevimizi tam yapamaz da milletin hakkını yüklenirsek halimiz nice olur diye hayıflanırlarmış. Hatta talip oldukları makam ve mevkiin vebal ve sorumluluklarına ait örnekleri de okur, dinler, sorumluluklarının ağırlığını idrak ederek endişe içinde talip olurlarmış o makamlara. İsterseniz bu sorumlulukları anlatan örneklerden bazılarını birlikte okuyalım bugün. Bakalım devlete ait makamlara talip olanlar, sorumluluklarının ağırlığını ne ölçüde biliyor, ne miktarda farkına varıyorlar bir düşünelim biz de.
Bir gece Medineli bir ihtiyar kalkıp Halife Hz. Ömer Efendimiz'in huzuruna girer. Halife, buyur efendi meselen nedir anlat, der. Yaşlı zat, devletle ilgili bir meselem yoktur, evde yalnız kalınca gelip sizinle biraz özel sohbet etmek istedim, der. Öyle ise birazcık bekle, diyen halife, hemen yanan mumu söndürüp yanındaki yedek mumu yakar. Ondan sonra, buyur şimdi seninle özel konuşabilirim, der. Yaşlı adam halifenin bir mumu söndürüp ötekini yakma telaşına akıl erdiremez de sorma gereği duyar:
- Yanan mumu neden hemen söndürüp ötekini yaktınız da ondan sonra benimle konuşmaya karar verdiniz, der? Halifenin cevabı sorumluluk duygusunun nerelere kadar yükseldiğini göstermektedir:
- Yanan mum devletin mumuydu, der. Devletin mumunu devletin işini görürken yakıyorum, yanındaki de şahsıma ait yedek mumdur. Onu da şahsıma ait konuşmalarda kullanıyorum. Devletin mumunda tüm milletin hakkı vardır. Onu şahsi işlerimde kullanırsam tüm milletin hakkını yüklenmiş, mahşerde topyekûn milletle helalleşmek zorunda kalmış olurum. Bu ise kolayca göze alınacak bir hesaplaşma değildir, açıklaması yaparak böylece günümüzde yönetime talip olanlara unutamayacakları tarihi bir devlet-millet malını kullanma vebalinin ağırlığına dikkat çekmiş olur. Bu konuda had safhada endişe duyan halife, bir gün de sahabenin zenginlerinden olan Abdurrahman bin Avf'tan ödünç para ister. Şaşıran Abdurrahman der ki:
- Müminlerin emiri, ödünç parayı benden mi istiyor? Hâlbuki hazine elinin altındadır. Oradan istediğin kadarını alabilir, sonra istediğin zaman da ödeyebilirsin! Halife'nin cevabı, sorumluluk duygusunun unutulmaz bir örneğini teşkil eder:
- Ey Abdurrahman! der, ödünç parayı senden istiyorum da elimin altındaki hazineden almıyorum. Çünkü der, hazinede bütün milletin hissesi vardır. Oradan aldığımı ödemede bir kusurum olursa bütün bir milletle helalleşmek zorunda kalırım mahşerde. Bu da beni korkutur. Ama senden aldığımı ödemeden ölürsem mahşerde bir millete mukabil bir Abdurrahman'la helalleşmek zorunda kalırım. Bu ise ötekine nispetle göze alınabilecek bir helalleşmedir. Onun için ödünç parayı hazineden almıyorum da senden istiyorum!
Bir tarihi örnek daha verelim, devlet malından istifade etmekten korkma ve kaçınma konusunda. Medine'de zeytinyağı sıkıntısı çekilmektedir. Bu yüzden Halife, dışarıdan getirttiği zeytinyağını şehrin meydanında halka bizzat nezaret ederek dağıtır. Bu sırada boşaltılan küplerden birinin içine elini sokup bulaşan zeytinyağıyla saçlarını yağlayan bir çocuğu gören halife, hemen elinden tuttuğu çocuğu orada birine teslim ederek der ki:
- Derhal bu çocuğun saçlarını kestirin! Çünkü bu saçlarda devlet malı bulaşığı vardır. Şimdiden devlet malının bulaşığına alışan çocuk, yarın bunun tamamına göz koyacak bir anlayışa yönelebilir. Zapt edilmez bir sorumsuzluğa girebilir. Biz de ona kötü örneklik etmiş oluruz.
Seçim öncesi devrelerde devlet kademelerinde çeşitli görevlere talip olanlar için bizim duamız hep aynı olmaktadır. Diyoruz ki:
- Rabb'imiz! Millete ait makamların dünyevi-uhrevi sorumluluklarını vicdanlarının taa derinliklerinde duyarak yönetime talip olan adaletli insanları muvaffak eylesin! Mahşerde millete karşı mahcup olacak sorumsuzlukta olanlara da önce sorumluluk duygusu nasip eylesin, sonra başarılar lütfeylesin. Bilmem siz ne dersiniz bizim bu dua ve temennimize?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder