969. Hersey sana; "Benim gibi ol!" demektedir.
• Aşk uğrunda pervane, ateşe atıldı! Alevler içinde kanat çırpıyor, yanıp yakılıyor da; "Sen de böyle ol!" diyordu!
• Yağı konmuş, fitili tutuşturulmuş kandil, kırık boynu ile hem yanıyor hemde yavaş yavaş, yumuşak yumuşak; "Sen de böyle ol!" diyordu.
• Mum hem yanıyor, hem de ağlıyordu; kendini ateşe, ızdıraba vermişti fakat gözyaşlarını dökerken etrafa ışık saçıyor ve bana da; "Benim gibi de böyle yan yakıl, böyle eri!" demekte idi!
• Mum; "Bu dünyada kazanç elde etmek, yararlanmak için altınlar, gümüşler saçsan, bunlar sana ne fayda sağlar? Manevî kar elde etmek istiyorsan benim gibi yanmaya, erimeye bak!" diye söyleniyordu!
• Derya, eteğini incilerle doldurmuş, baş köşeye çekilip kurulmuş, içindeki incileri belli etmemek için kendisini acı göstermeye kalkışıyor ve bana; "Gösterişten kaçın; sen de benim gibi ol!" demek istiyordu!
• Bahçede bulunan gül, yüzünü yanağını tozlardan, kirlerden arındırmış gömleğini yırtmış, gülüyor; dikenleri verdiği acılara, kederlere sabrediyor ! Adeta; "Ey insanoğlu; sen de benim gibi ol!" diyordu!
• Hz. Adem, tam kırk yıl özürler getirdi, günahının bağışlanması için yas tutup ağladı! 0 da çocuklarına; "Siz de babanız gibi olun!" diyordu!
• Sus, sabret! Dağdaki su kayaya bak da, ibret al! 0 bile hiç birşey söylemiyor; o bile susmakta! Fakat, ağlamakta! Adeta; "Ey insanoğlu; sus, ağla!" demek istemekte.
Hz.Mevlânâ, Şefik Can, Dîvân-ı Kebîr'den Seçmeler, Kebîr, c.3, 969
• Aşk uğrunda pervane, ateşe atıldı! Alevler içinde kanat çırpıyor, yanıp yakılıyor da; "Sen de böyle ol!" diyordu!
• Yağı konmuş, fitili tutuşturulmuş kandil, kırık boynu ile hem yanıyor hemde yavaş yavaş, yumuşak yumuşak; "Sen de böyle ol!" diyordu.
• Mum hem yanıyor, hem de ağlıyordu; kendini ateşe, ızdıraba vermişti fakat gözyaşlarını dökerken etrafa ışık saçıyor ve bana da; "Benim gibi de böyle yan yakıl, böyle eri!" demekte idi!
• Mum; "Bu dünyada kazanç elde etmek, yararlanmak için altınlar, gümüşler saçsan, bunlar sana ne fayda sağlar? Manevî kar elde etmek istiyorsan benim gibi yanmaya, erimeye bak!" diye söyleniyordu!
• Derya, eteğini incilerle doldurmuş, baş köşeye çekilip kurulmuş, içindeki incileri belli etmemek için kendisini acı göstermeye kalkışıyor ve bana; "Gösterişten kaçın; sen de benim gibi ol!" demek istiyordu!
• Bahçede bulunan gül, yüzünü yanağını tozlardan, kirlerden arındırmış gömleğini yırtmış, gülüyor; dikenleri verdiği acılara, kederlere sabrediyor ! Adeta; "Ey insanoğlu; sen de benim gibi ol!" diyordu!
• Hz. Adem, tam kırk yıl özürler getirdi, günahının bağışlanması için yas tutup ağladı! 0 da çocuklarına; "Siz de babanız gibi olun!" diyordu!
• Sus, sabret! Dağdaki su kayaya bak da, ibret al! 0 bile hiç birşey söylemiyor; o bile susmakta! Fakat, ağlamakta! Adeta; "Ey insanoğlu; sus, ağla!" demek istemekte.
Hz.Mevlânâ, Şefik Can, Dîvân-ı Kebîr'den Seçmeler, Kebîr, c.3, 969
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder