Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Allâh’ı zikretmek; elbette en büyük (ibâdet)’tir…” (Ankebût, 45) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allâh’ı zikreden kimseyle zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.” (Buhârî, Deavât, 66) |
Allâh Rasûlü (sav), her an zikrullâh ve murâkabe hâlinde bulunmanın lüzûmu hakkında şöyle buyurmuştur: “Allâh’ı unutarak lüzumsuz konuşmalara dalmayın. Çünkü Allâh’ı unutarak yapılan çok konuşmalar kalbi katılaştırır. Allâh’tan en uzak olan kimse ise kalbi katı olandır.” (Tirmizî, Zühd, 62/2411) Mü’min gönüllerin gaflet katılığından kurtulup ilâhî rızâya nâil olabilecek hassâsiyete ulaşmalarının yolu, “zikr-i dâimî”den geçmektedir. Bu da bir müddet veya bir dönem değil; bir ömür boyu, her nefes alıp verişte zikrullâh şuurunu taşımakla mümkündür ki, ancak bu sâyede mânevî uyanıklık hâsıl olur. Nitekim Hazret-i Âişe vâlidemiz şöyle demiştir: “Rasûlullâh (sav) her ânında Allâh Teâlâ’yı zikir hâlindeydi.” (Müslim, Hayz, 117) |
10 Ekim 2016 Pazartesi
Zikir Halinde Olmak
Zikir Halinde Olmak
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder