Hikaye: Saliha bir hanım
istiyorum – GERÇEK HİKAYE
Çok etkileyici gerçek bir
hayat hikayesidir...
Yaş 25, evlilik zamanı geldi geçti derken annem açtı yuva kurma konusunu. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu duyunca sevindim.
Yaş 25, evlilik zamanı geldi geçti derken annem açtı yuva kurma konusunu. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu duyunca sevindim.
Gittik bir görelim görüşelim dedim. Ilk ailesiyle konuştum... Hatta
ben konuşmadım sürekli onlar konuştu.şaşırdım kaldım... Bir şey diyemedim...
Kına gecesinde en iyi müzüsyenler olacakmış... Düğünde keza aynı... Ev dayalı
döşeli olacakmış, hemde hepsi en pahalısından...
Araba olacakmış son model hemde, çünkü komşunun damadı sıfır araba almış geçende... Anne hadi kalkalım diyecektim utandım... Kızla görüştürmek istediler... İslamiyete uygun olarak görüştük...
Araba olacakmış son model hemde, çünkü komşunun damadı sıfır araba almış geçende... Anne hadi kalkalım diyecektim utandım... Kızla görüştürmek istediler... İslamiyete uygun olarak görüştük...
On beş bilezik... En güzel gelinlik (10 bin tl)... En büyük düğün
salonu... Ne diyeceğimi bilemedim... Ben Saliha Bir Eş istiyordum sadace...
Istekleri bir türlü bitmiyordu... O anda yan taraftaki aynaya gözucuyla baktım
kendime... Görünüşümde de bir iş adamı profili de yoktu...
Yirmi beş dakika konuştu istekleri bitince sıra bana geldi. Senin isteklerin nelerdir dedi... Biran önce kalkıp gitmek istiyordum sıkılmıştım, geleli bir saat olmasına rağmen dünya malına bağlananlarla birlikte olmak içimi karartmıştı... Tekrar sordu isteklerin nelerdir... Hayırlısı olsun dedim kalktım...
Nezaketle ayrıldık evden...Yolda giderken telefon geldi... Amcam
arıyordu.. Yan komşuları serhat amcanın kızı varmış...Serhat amca çok iyidir...
Cocukluğumdan beri tanırdım kendisini... Tamam dedim, dedim amcama geliriz...
Serhat amcalara gitmek için hazırlanıp annemle koyulduk yola, on
beş dakika sonra ulaştık evlerine. Sohbet açıldı çocukluğumuzdan, başladı beni
övmeye… Kızardıkça kızardım utancımdan birşeyde diyemiyorum…
Derken söz asıl konuya gelmişti… Evladım seni severim maksat
gençleri mutlu etmek Allahü tealanın izniyle dedi ve başladı isteklerini
saymaya… O kadar çok şey saydı ki uykum gelmeye başladı… En sonunda da benim
oğlumun kumar borcu var onu ödemeden evlilik
de olmaz zaten dedi.
Birden gözlerim açıldı, şaşırmıştım açıkçası… Gözümü yerden alamadım uzun süre… Serhat amca gençleri görüştürelim dedi… Bir odaya geçtik kız konuşmaya başladı… Onceki görüştüğüm kız gibi ne varsa herşeyi istiyordu.
Konuşmasını çalan telefonu böldü, açıp konuştu, kapattı. Tekrar
çaldı konuşup kapattı… Sonra tekrar.. Dayanamadım sordum arayan kim diye.
Eski nişanlısıymış, ayrılalı on gün olmuş. Neden ayrıldıklarını sordum. çay bahçesinde bir erkekle otururken görmüş sonra tartışmışlar, tartışma büyüyünce de ayrılmak zorunda kalmışlar. Oturduğun kişi kimdi ki? ... Calıştığı yerdeki müşterilerinden biriymiş… Demek önceden çalışıyordunuz?
Eski nişanlısıymış, ayrılalı on gün olmuş. Neden ayrıldıklarını sordum. çay bahçesinde bir erkekle otururken görmüş sonra tartışmışlar, tartışma büyüyünce de ayrılmak zorunda kalmışlar. Oturduğun kişi kimdi ki? ... Calıştığı yerdeki müşterilerinden biriymiş… Demek önceden çalışıyordunuz?
Evet ben masörüm dedi… Şoktan şoka giriyordum.. Beş dakikada
bilmediğim bir sürü şey çıkmıştı… Evlilik
amacını sordum… Nişanlısı çok rahatsız ediyormuş, farklı bir hayat, farklı bir
ortam istiyormuş… Açık konuşmak gerekirse hava değişimine ihtiyaç duymuş… Daha
fazla dayanamayıp izin istedim kalktım…
Ben sadece saliha bir eş istiyordum… Nezaketle evden ayrıldık annemle… Daha sonra öğrendim ki, Serhat amca arkamdan bir sürü laf etmiş… Gülümseyip, bugün öven yarın söver dedim içimden… Artık evlilik düşüncesinden vazgeçmek üzereydim. Haftalardır dışarı çıkmıyordum. Akşamları hava almak için balkonda oturup kitap okuyordum.
Karşı komşumuz gece çalıştığı için akşam dokuz gibi evden çıkıyordu. On yaşındaki oğlu da babasının peşinden ağlayıp dururdu her gece… Ablası çocuğu oyalamak için balkona çıkarıyor ve her fırsatta benimle konuşmaya çalışıyordu… Bu sık sık tekrar etmeye başlayınca bunaldım artık.
Ben sadece saliha bir eş istiyordum… Nezaketle evden ayrıldık annemle… Daha sonra öğrendim ki, Serhat amca arkamdan bir sürü laf etmiş… Gülümseyip, bugün öven yarın söver dedim içimden… Artık evlilik düşüncesinden vazgeçmek üzereydim. Haftalardır dışarı çıkmıyordum. Akşamları hava almak için balkonda oturup kitap okuyordum.
Karşı komşumuz gece çalıştığı için akşam dokuz gibi evden çıkıyordu. On yaşındaki oğlu da babasının peşinden ağlayıp dururdu her gece… Ablası çocuğu oyalamak için balkona çıkarıyor ve her fırsatta benimle konuşmaya çalışıyordu… Bu sık sık tekrar etmeye başlayınca bunaldım artık.
Bir akşam kıyamet ve ahiret kitabını alıp aynı saatte çıktım
balkona… Beni görünce o da çıktı balkona, bir konu bulup yine başladı
konuşmaya… Her akşam kitap okuyorsun, nedir onlar… işte beklediğim fırsat
gelmişti okumak istersen vereyim deyince olur dedi… Besmele çekip iki üç metre
karşıdaki kıza attım kitabı.
Hadi gir de evde okumaya başla dedim… Kitabı okumuş olacak ki bir daha balkona çıkmaz oldu… Evlilikten vazgeçmiştim bir eş bulmak bana uzak görünüyordu… Aradan aylar geçmişti.o zaman zarfında birkaç kızla daha görüşmeye gittim annemle… Fakat netice aynı değişen bir şey yoktu…
Hadi gir de evde okumaya başla dedim… Kitabı okumuş olacak ki bir daha balkona çıkmaz oldu… Evlilikten vazgeçmiştim bir eş bulmak bana uzak görünüyordu… Aradan aylar geçmişti.o zaman zarfında birkaç kızla daha görüşmeye gittim annemle… Fakat netice aynı değişen bir şey yoktu…
Bir Salı akşamıydı içim
çok daralmıştı, adeta boğuluyordum… O gece iki rekat namaz
kılıp yattım… Acayip bir rüya gördüm… Birine anlatmalıydım bu rüyayı… O akşam
balkonda dolunayı izlerken telefonum çaldı… Gözüm dolunayda, cebimden çıkarttım
telefonu kimin aradığına bakmadan kulağıma götürüp telefonu açtım… Arayan ses
tanıdıktı… Fakat o günden sonra hayatımın değişeceğini nereden bilebilirdim ki…
Arayan en yakın arkadaşım
Aliydi. Canı sıkılmış beni çağırıyordu. Abdest aldım evin yakınındaki
çay bahçesine gittim. çocukluğumuzdan açıldı konu sonra gördüğüm rüyayı
anlatmak istedim…
Tozlu bir köy yolunda gidiyordum elimde bir tane kılıç vardı
etrafımda ise bir sürü yılanlar… Yılanlar bir metre kadar yükseltmişler
kafalarını yukarıya doğru…Hepsi üzerime atılmak için zaman kolluyorlardı…
Kılıçla kendimi savunuyordum… Bana yaklaşanları kılıçla öldürüp ilerliyordum…
İleride uyuyan biri vardı, bilmediğim bir ses işittim ama ortalıkta kimse yoktu… Uyuyan kişiye baktım… O ses; yatan kişi Musab bin Umeyrdir dedi. Sonra ileride giden iki kişi gördüm, biri Peygamberimizdi. SAV, diğerinin kim olduğunu göremedim…
İleride uyuyan biri vardı, bilmediğim bir ses işittim ama ortalıkta kimse yoktu… Uyuyan kişiye baktım… O ses; yatan kişi Musab bin Umeyrdir dedi. Sonra ileride giden iki kişi gördüm, biri Peygamberimizdi. SAV, diğerinin kim olduğunu göremedim…
Ali yorumlamaya başladı rüyamı… Düşmanlarını yenerek iyi bir
neticeye ulaşacaksın, dedi… Konu evliliğe geldi yine… Başımdan geçenleri
anlattım… Dertliydim bu konuda… benim eşim dünyaya bağlı olmamalıydı, sadece
dünyalık uğruna yaşamamalıydı…
Uzunca dinledi Ali sıkıntılarımı… O konuşmaya başladı bu sefer. Evden çıkarken annem dedi, bizim mahallede bir kız varmış onunla görüştürmek istiyorlar seni. Yok Ali, bundan sonra kolay kolay kimseyle görüşmek istemiyorum dedim… Kızda pek istekli değilmiş zaten dedi…
Uzunca dinledi Ali sıkıntılarımı… O konuşmaya başladı bu sefer. Evden çıkarken annem dedi, bizim mahallede bir kız varmış onunla görüştürmek istiyorlar seni. Yok Ali, bundan sonra kolay kolay kimseyle görüşmek istemiyorum dedim… Kızda pek istekli değilmiş zaten dedi…
Niye diye sordum.. O da birkaç kişiyle görüşmüş, daha sonra evlilikten
soğumuş iyice… Alinin annesi ısrar edince de, olur görüşelim demiş...Tamam
dedim yarın gideriz diye sözleştik… Rüyam gerçek mi olacaktı acaba…
Bu zamana kadar sabrettim önüme gelen engelleri Allahü tealanın izniyle aşmıştım… Ali ile vedalaşıp eve geldim konuyu anneme açtım… Yarın gidecektik görüşmeye… Cok heyecanlıydım nedense… Sabah erkenden kalkıp giyindim…
Bu zamana kadar sabrettim önüme gelen engelleri Allahü tealanın izniyle aşmıştım… Ali ile vedalaşıp eve geldim konuyu anneme açtım… Yarın gidecektik görüşmeye… Cok heyecanlıydım nedense… Sabah erkenden kalkıp giyindim…
Heyecan gitmek bilmiyordu bir sağa bir
sola yürüyüp duruyordum evin içinde… Ilk defa bu kadar heyecanlıydım… Oğle
namazını kıldıktan sonra yola koyulduk annemle… Ali bizi kızın evine kadar
götürdü… Kapıyı çaldım… Kapıyı babası açtı, eve buyuretti…
Biraz sohbet ettik, söz asıl konuya geldi sonra… kızın babası konuşuyordu; evladım benim söyleyeceğim bir şey yok, sen kızımla konuş bu konuları dedi. Şaşırmıştım gerçekten çünkü ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum… dünyalık bir konu açılmamıştı ilk defa…
Biraz sohbet ettik, söz asıl konuya geldi sonra… kızın babası konuşuyordu; evladım benim söyleyeceğim bir şey yok, sen kızımla konuş bu konuları dedi. Şaşırmıştım gerçekten çünkü ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum… dünyalık bir konu açılmamıştı ilk defa…
Bir odaya aldılar beni
kızla görüşecektim… Sandalyeye oturdum, ellerim masanın üzerinde
avucumun içerisinde ise terleyen ellerimi silmek için bez bir mendil vardı…
Odaya kız girdi nurani yüzlüydü… önüne bakarak konuşmaya başladı… Diğer kızlar
gibi bilezikten gelinlikten girmedi konuya… Ilk sorusu namazdan oldu….
Bana namaz kılıyor musun demedi, namazı kaç dakikada kıldığımı
sordu. Mesela öğle namazın kaç dakikada bitiyor, dedi… on beş dakika civarında
diye söyledim… Memnun oldu…
Sonra birikmiş ne kadar paran var deyince, önceki görüştüklerim
gibi konuşmaya başlayacak herhalde dedim içimden… 45 bin lira var… Paranın
zekatını veriyor musun deyince, yanlış düşündüğün için utandım.. Evet veriyorum
dedim… Konuşmasına ağır ağır devam etti…
Sizden önce üç kişi ile daha görüştüm hepsi de zengindi, güvendikleri tek şeyleri paralarıydı. Bütün konuşmaları paraya zenginliğe dayanıyordu. Dine ait hiçbir bilgileri yoktu ve namaz bile kılmıyorlardı. Size ilk sorum namaz oldu çünkü namazı doğru olan ve huşu içinde kılan bir insandan zarar gelemez.
Sizden önce üç kişi ile daha görüştüm hepsi de zengindi, güvendikleri tek şeyleri paralarıydı. Bütün konuşmaları paraya zenginliğe dayanıyordu. Dine ait hiçbir bilgileri yoktu ve namaz bile kılmıyorlardı. Size ilk sorum namaz oldu çünkü namazı doğru olan ve huşu içinde kılan bir insandan zarar gelemez.
Ailesinin hakkını gözetir haksızlık yapamaz. Herkes için en iyisini
en güzelini ister. Kimseyi hor görmez ve ezmez. Böyle insanı bütün mahlukat
sever, mahlukatın sevdiğini de Allahü teala sever.
Allahü tealanın sevdiği kul ise makbul edilen kuldur… ve devam etti
konuşmasına… Sonra zekatı sordum çünkü o parada fakirlerin hakkı da var.
Fakirlerin hakkını gözetmeyen eşinin hakkını da gözetmez. Allahü teala ondan nasıl razı olur ki… Ne kadar doğru konuşuyordu konuşmaları beni çok mutlu etmişti. Dünyalık bir şey istemiyorum diye dem etti...
Fakirlerin hakkını gözetmeyen eşinin hakkını da gözetmez. Allahü teala ondan nasıl razı olur ki… Ne kadar doğru konuşuyordu konuşmaları beni çok mutlu etmişti. Dünyalık bir şey istemiyorum diye dem etti...
Yan taraftaki kitaplığı göstererek okuduğu kitapları gösterdi.
Görünce çok mutlu oldum çünkü benim okuduğum Ehli sünnet Alimlerinin
kitaplarını okuyormuş. Ben kızarıp terliyordum nedense, elimdeki bez mendil de
iyice ıslanmıştı. Benim ise kıza soracağım bir şey kalmamıştı, ben sormadan
herşeyi anlattı bana.
Son olarak annemle konuşmak istedi, ben dışarı çıkmak için ayağa kalkınca elimdeki mendil yere düştü. Yere göz gezdirdim ama göremedim dışarı çıktım… annemle de on dakika kadar konuştular içeride, annem çıkınca evden izin isteyip ayrıldık. İki tarafta birbirinden memnun olmuştu.
Son olarak annemle konuşmak istedi, ben dışarı çıkmak için ayağa kalkınca elimdeki mendil yere düştü. Yere göz gezdirdim ama göremedim dışarı çıktım… annemle de on dakika kadar konuştular içeride, annem çıkınca evden izin isteyip ayrıldık. İki tarafta birbirinden memnun olmuştu.
Anneme içeride ne konuştuklarını sordum. Anneme nasıl davrandığımı
ailemle olan ilişkilerimi sormuş. çünkü anne ve babanın razı olmadığı bir evlattan
Allahü teala razı olmazdı. Eve gidince konuyu babamla konuştuk çok sevindi…
Abdest aldım iki rekat namaz kıldım odamda sonra birkaç gün önce
gördüğüm rüya geldi aklıma… Elimdeki sabır kılıcıyla zorlukları aşmak nasip
olmuş ve sonuca ulaşmıştım… Bu günden itibaren düğün hazırlıklarına
başlayacaktık artık…
Söz kesilip aileler
arasında yüzük takıldı. Düğün konusu biraz sıkıntılı olmuştu...… akraba
tarafı çalgılı olmasında ısrar ediyor , ben ise dini yönden olmayacağını
anlatmaya çalışıyordum. Ben yumuşak huylu oldukça onlar daha fazla üzerime
geliyorlardı. Düğün çalgılı olurmuş onlara göre.
Cenaze evi gibi dualar edilip mevlit okutulmazmış… Ne yapacağımı
şaşırmış ve iyice bunalmıştım. Defalarca haram olduğunu anlatsam da çalgısız
olması gerektiğini kabul ettiremiyordum…
Bir akşam evde akrabalarla toplandık bu konu hakkında konuşuyorduk. Bir şartla isteğinizi kabul ederim deyince hepsi şaşırdı… herkes gözlerini bana çevirmiş ne diyeceğimi bekliyorlardı. öldüğümde mezara benimle girecek olan varsa ve benim yerime hesap vermek isteyen olursa kabul edeceğimi söyledim…
Bir akşam evde akrabalarla toplandık bu konu hakkında konuşuyorduk. Bir şartla isteğinizi kabul ederim deyince hepsi şaşırdı… herkes gözlerini bana çevirmiş ne diyeceğimi bekliyorlardı. öldüğümde mezara benimle girecek olan varsa ve benim yerime hesap vermek isteyen olursa kabul edeceğimi söyledim…
Kimse yüzüme bakmıyordu artık utanmışlardı açıkçası… Bu konu da
böylece şekilde kapamış oluyordu… Bir Perşembe günü kız tarafıyla sözleşip
düğün alış verişine çıktık…
Nişanlım sanki yanımda köle gibi duruyordu. Ben ne göstersem olur beğendim diyordu. Bir insan bu kadar mı mütevazi bu kadar mı ince olabilirdi. Onun bu durumunu gördüğüm zaman ben en kaliteli en güzel olan eşyaları alıyordum. Onu mutlu etmek için elimden geleni yapmak istiyordum…
Nişanlım sanki yanımda köle gibi duruyordu. Ben ne göstersem olur beğendim diyordu. Bir insan bu kadar mı mütevazi bu kadar mı ince olabilirdi. Onun bu durumunu gördüğüm zaman ben en kaliteli en güzel olan eşyaları alıyordum. Onu mutlu etmek için elimden geleni yapmak istiyordum…
Evimizi döşemiştik her şey çok güzel gidiyordu… düğün günü gelip
çatmıştı… heyecandan ölecek gibiydim
elim ayağıma dolaşıyordu adeta. Düğün tam istediğim gibi olmuştu….
Evliliğimizin ilk yılları diğer evlikler gibi tartışma ya da kavga ile
geçmiyordu. Biz İslamın etrafında birleşmiştik. Hiçbir sorunumuz da olmuyordu.
Eşimin zekasına güzel ahlakına güler güzüne hayrandım…
Onsuz zaman geçmiyordu, işteyken fırsat buldukça arıyordum, sesini duyuncada çok mutlu oluyordum. Konuşmasında içimi rahatlatan bir tesir vardı. Bunu nasıl yapıyordu bir türlü anlayamıyordum. Eve gittiğimde beni her zaman güler yüz ile karşılardı, o anda bütün yorgunluğum giderdi.
Onsuz zaman geçmiyordu, işteyken fırsat buldukça arıyordum, sesini duyuncada çok mutlu oluyordum. Konuşmasında içimi rahatlatan bir tesir vardı. Bunu nasıl yapıyordu bir türlü anlayamıyordum. Eve gittiğimde beni her zaman güler yüz ile karşılardı, o anda bütün yorgunluğum giderdi.
Yemek hazırlarken yardım ederdim. Sen otur yorgunsun der, ben de
içeri gidip otururdum. Onun üzülmesini hiç istemiyordum çünkü. Her ne isterse
yerine getirmek için can atıyordum…
Benden bir şey istesin diye gözlerinin içine bakardım. Arada bir arabamla gezerdik, gezdirince mutlu olurdu… Yine bir gün gezdirmek için çıkıp arabaya bindik. Dönüp bana baktı. Sabır çok güzeldir, sabır insanı bu araba gibi ulaşmak istediği yere götürür dedi.
Benden bir şey istesin diye gözlerinin içine bakardım. Arada bir arabamla gezerdik, gezdirince mutlu olurdu… Yine bir gün gezdirmek için çıkıp arabaya bindik. Dönüp bana baktı. Sabır çok güzeldir, sabır insanı bu araba gibi ulaşmak istediği yere götürür dedi.
Neden böyle bir şey söylediğini anlamamıştım… biraz gezip eve
gelmiştik… Birkaç gün önce yatak odasının kapısı bozulmuş, kilidi zor açılıp
kapanıyordu. Geçen gün mahallemizde hırsızlık olayı olduğu için odamızın
kapısını kilitliyorduk…
Bir haftadır eşimin midesi bulanıyor bunun içinde geceleri sık sık kalkıyordu… benim uykum çok hafif olduğu içinde hemen uyanıyordum… O gece tekrar midesi bulanmış olacak ki kalktı, kalktığını hissedip gözlerimi açtım ama uyandığımı anlamadı. Yavaş yavaş kapıya doğru ilerledi…Fakat o anda gözlerime inanamayacağım bir olay gerçekleşti…
Bir haftadır eşimin midesi bulanıyor bunun içinde geceleri sık sık kalkıyordu… benim uykum çok hafif olduğu içinde hemen uyanıyordum… O gece tekrar midesi bulanmış olacak ki kalktı, kalktığını hissedip gözlerimi açtım ama uyandığımı anlamadı. Yavaş yavaş kapıya doğru ilerledi…Fakat o anda gözlerime inanamayacağım bir olay gerçekleşti…
Ben rahatsız olmayım diye kilitli olan kapının anahtarına bile
dokunmadı… kapı kilitliydI Eşim Bismillahirrahmanirrahim dedi ve kapıyı açmadan
dışarı çıkmıştı. Bu durumu görünce kalbimin atışları hızlandı terlemeye
başladım…
Yataktan kalktım gözlerim, kapıya odaklanmıştı… yatak odasının
camından lavabonun ışığı belli oluyordu… Lavaboda elini yüzünü yıkayıp ışığı
söndürdü. Ben hemen yatağa yatıp uyuyormuş gibi yaptım. Fakat eşim kapıyı açmadan odaya girdi…
Kalp atışlarım iyice artınca dayanamadım uyanmış gibi yaparak Yatakta doğrulup oturdum… Eşimin yüzüne baktım… adeta yüzü nurlanmış parlıyordu… Uyandığımı görünce gülümseyerek yüzüme baktı.
Kalp atışlarım iyice artınca dayanamadım uyanmış gibi yaparak Yatakta doğrulup oturdum… Eşimin yüzüne baktım… adeta yüzü nurlanmış parlıyordu… Uyandığımı görünce gülümseyerek yüzüme baktı.
Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Rahatsız mı ettim diye
sordu. Yok çıktığını bile duymadım deyince gülümsedi ve yattı… Işe gittiğimde
sürekli o anları düşünüp duruyordum. Bu nasıl olabilirdi?... Akşam eve
gittiğimde zile basmadım ve kapıyı anahtarımla açtım.
Kapıyı açtığımda eşimi karşımda buldum… işten geldiğimde kapıyı açmak için bekliyormuş… Selam verip içeri girdim, elimi yüzümü yıkayıp sofrayı hazırladık yemeği yedik… Bu gün neden durgunsun bir şey mi oldu? Diye sordu… Cevap veremedim… Dün geceki olayı nasıl sorabilirdim ki…
Kapıyı açtığımda eşimi karşımda buldum… işten geldiğimde kapıyı açmak için bekliyormuş… Selam verip içeri girdim, elimi yüzümü yıkayıp sofrayı hazırladık yemeği yedik… Bu gün neden durgunsun bir şey mi oldu? Diye sordu… Cevap veremedim… Dün geceki olayı nasıl sorabilirdim ki…
Sana bir şey söyleyeceğim diyerek elimden tutup beni ayağa
kaldırdı… gözlerinin içine bakıyordum… buyur söyle dedim… Hamileyim dedi… Ondan
sonrasını hatırlamıyorum zaten…
O anda ayaklarım boşaldı… Düşüp kalmışım yerde… Yarım saat sonra kendime geldiğimde eşim yanı başımda oturuyordu… Yattığım yerden doğrulup eşime bakınca utanıp yüzünü yere çevirdi… Bu habere o kadar sevinmiştim ki anlatamam…
O anda ayaklarım boşaldı… Düşüp kalmışım yerde… Yarım saat sonra kendime geldiğimde eşim yanı başımda oturuyordu… Yattığım yerden doğrulup eşime bakınca utanıp yüzünü yere çevirdi… Bu habere o kadar sevinmiştim ki anlatamam…
Akşamları işten eve gelirken artık bebek eşyaları alıyordum… Gece
yattığımızda eşimle hep hayal kurap duruyorduk… Cocuğumuz belli bir yaşa
geldiğinde ilk hangi kitabı okumalıydı acaba… Ilk önce namaz kitabındaki
bilgileri öğrenmeliydi.
Ondan sonra hangisini okutsak acaba İslam Ahlakını mı? Herkese Lazım olan İmanı mı okutsaydık… Yok yok ilk önce Halifelerin menkıbeleriyle yeşertmeliydi kalbini… Benim evladım Ehli Sünneti savunan Ehli Sünneti yaymak için çabalayan bir kul olmalıydı onu bu şekilde yetiştirmeliydik…
Ondan sonra hangisini okutsak acaba İslam Ahlakını mı? Herkese Lazım olan İmanı mı okutsaydık… Yok yok ilk önce Halifelerin menkıbeleriyle yeşertmeliydi kalbini… Benim evladım Ehli Sünneti savunan Ehli Sünneti yaymak için çabalayan bir kul olmalıydı onu bu şekilde yetiştirmeliydik…
Her akşam belli bir zaman dilimi içerisinde eşimle İmam-ı
Rabbaninin mektubatını okuyorduk. Bir akşam okurken yorgunluktan gözüme ağrı
girince eşime rica edip sesli okumasını söyledim ve gözlerimi dinlendirmek için
kapattım. 212. Mektubu okuyordu…
Bir ara gözlerimi açtım elindeki kitap kapalıydı. Gözlerimi
açtığımı görünce hemen kitabı açıp gözlerini kitaba dikti… anladım ki o kadar
sayfayı ezberlemiş ve ezberinden okuyordu. Okuduğu mektup bitince durdu…
mektubatı bu zamana kadar kaç defa okudun diye sorunca bilmiyorum dedi…
Peki kitabı bitirmen ne kadar sürüyor? Bir hafta diye cevap verdi.. Anladım ki eşim manevi derecelere yükselmişti.. beni rahatsız etmemek için kapıyı açmadan çıkması bir kerametti… O günden sonra eşime olan hürmet ve saygım daha da arttı. Eşim bir evliya idi…
Peki kitabı bitirmen ne kadar sürüyor? Bir hafta diye cevap verdi.. Anladım ki eşim manevi derecelere yükselmişti.. beni rahatsız etmemek için kapıyı açmadan çıkması bir kerametti… O günden sonra eşime olan hürmet ve saygım daha da arttı. Eşim bir evliya idi…
Ilmihal okuduğumda anlamadığım yerleri eşime soruyordum. öyle güzel
açıklayıp anlatıyordu ki hayran kalmamak mümkün değildi… Hikmetini bilmediğim
en ufak bir davranışını görsem soruyordum. O da hemen açıklar; ilmihalin şu
sayfasında yazıyor diye söylerdi…
Her haline sabrediyordu ve her haliyle de şükrettiği ortadaydı… İslamiyeti yaşayan bir numune vardı karşımda, bu yüzden Allahü tealaya her saniye şükretsem yine az gelirdi… Eşimin birkaç kerametini daha görünce dayanamadım, artık ne pahasına olursa olsun bu konuyu konuşacaktım kendisiyle…
Her haline sabrediyordu ve her haliyle de şükrettiği ortadaydı… İslamiyeti yaşayan bir numune vardı karşımda, bu yüzden Allahü tealaya her saniye şükretsem yine az gelirdi… Eşimin birkaç kerametini daha görünce dayanamadım, artık ne pahasına olursa olsun bu konuyu konuşacaktım kendisiyle…
her zamanki gibi işten geldim yemek yedik konuyu konuşmak için
eşimi karşıma aldım… Igiderek büyüyen bir heyecanla yavaş yavaş konuşmaya
başladım..
İslamiyetin en ince kurallarına en güzel şekilde dikkat ediyorsun.
Konuyu uzatmak istemiyorum dediğim anda eşim konuşmaya başladı… "Sabır
güzel şeydir. Sabrederken şükretmek daha güzeldir. İnsan her haline sabreder ve
şükrederse Allahü teala ona daha iyilerini ihsan eder"…
Artık ağzımdan tek kelime çıkmıyordu, eşimde konuşmasını
bitirmişti… O günden sonra ona olan davranışlarım daha dikkatliydi. Onu
kırabilecek her şeyden uzak duruyordum… bir akşam annem aradı komşu kızının
düğünü varmış iki gün sonra, düğüne beni de davet etmişler.
Eşimle birlikte gittik düğüne, her şey İslama uygun düzenlenmişti. Erkekler ve bayanların yerleri farklı bölümlerdeydi… düğündeki İslama uyma titizliğini görünce çok sevindim. Bir akşam kendisine balkondan verdiğim Kıyamet ve ahiret kitabı geldi aklıma. On dakika sonra küçük bir çocuk geldi, o kızın kardeşiydi bu. Babası işe giderken arkasından ağlayan çocuk…
Abi eğilir misin dedi.. eğildim kulağıma ablasının bana çok teşekkür ettiğini söyledi. Ben vesile olmuşum onun bu duruma gelmesinde. Bunu öğrenince çok sevindim… Eşim hamile olduğu için fazla kalamadık düğünde eve gittik…
Eşimle birlikte gittik düğüne, her şey İslama uygun düzenlenmişti. Erkekler ve bayanların yerleri farklı bölümlerdeydi… düğündeki İslama uyma titizliğini görünce çok sevindim. Bir akşam kendisine balkondan verdiğim Kıyamet ve ahiret kitabı geldi aklıma. On dakika sonra küçük bir çocuk geldi, o kızın kardeşiydi bu. Babası işe giderken arkasından ağlayan çocuk…
Abi eğilir misin dedi.. eğildim kulağıma ablasının bana çok teşekkür ettiğini söyledi. Ben vesile olmuşum onun bu duruma gelmesinde. Bunu öğrenince çok sevindim… Eşim hamile olduğu için fazla kalamadık düğünde eve gittik…
Aradan aylar geçmiş ve eşim doğurmuş ve Bir tane oğlum olmuştu…
hayatımızdan çok memnunduk… Eşimle her akşam kitap okumaya devam ediyorduk
yine… Eşime üstadım diye hitap ediyordum… O benim üstadımdı. Dünya ve ahiret
saadetim için en büyük vesile idi… geceleri rahatsız olmasın diye oğlumuz
ağlayınca çocuğu alıp başka odaya gidiyordum… aradan iki yıl geçmiş oğlumuz
büyümüştü…
Eşim her fırsatta sabır ve şükretmemi telkin ediyordu… bir zaman sonra eşim hastalandı. Zamanımızın çoğu hastanede geçiyordu… eşimin hastalığı artmış, benim ise elimden bir şey gelmiyordu. Bir akşam işten eve geldiğimde kapıyı çalmama rağmen açmadı.
Eşim her fırsatta sabır ve şükretmemi telkin ediyordu… bir zaman sonra eşim hastalandı. Zamanımızın çoğu hastanede geçiyordu… eşimin hastalığı artmış, benim ise elimden bir şey gelmiyordu. Bir akşam işten eve geldiğimde kapıyı çalmama rağmen açmadı.
İçeri girdim içeriden bilemediğim mükemmel bir koku geliyordu.
İçeri girdim eşim yatıyordu ilk önce uyuyor zannettim. Uzun zaman uyanmayınca
gidip uyandırmaya çalıştığımda vefat ettiğini anladım. O anda yıkılmıştım. İçim
yanmıştı.
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Annemi aradım gelmesini istedim…. Eşimi diğer gün defnettik… Eve girdiğimde burnuma gelen o güzel koku mezardan gelmeye başladı… Her gittiğimde o kokuyu duyardım… giremiyordum. Onu özlüyordum sadece.. Canım eşim, üstadım vefat etmişti.
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Annemi aradım gelmesini istedim…. Eşimi diğer gün defnettik… Eve girdiğimde burnuma gelen o güzel koku mezardan gelmeye başladı… Her gittiğimde o kokuyu duyardım… giremiyordum. Onu özlüyordum sadece.. Canım eşim, üstadım vefat etmişti.
Söylediği gibi yapmaya çalışıyor sabretmekten başka çare
bulamıyordum… her an onu düşünüyordum… Aylar sonra eve girme cesareti
gösterdim… gözlerim doldu ağlamaya başladım. Balkonda çıkıp sandalyeye oturdum.
Dolunay vardı… Alinin beni aradığı o akşam geldi aklıma… O akşamda aynı dolunay vardı… gözlerimden yaşlar akarak dışarıya çıktım… doğru üstadımın, eşimin mezarına gittim. Saatlerce ağladım….
Dolunay vardı… Alinin beni aradığı o akşam geldi aklıma… O akşamda aynı dolunay vardı… gözlerimden yaşlar akarak dışarıya çıktım… doğru üstadımın, eşimin mezarına gittim. Saatlerce ağladım….
O güzel kokuyu hissetmeye başladım tekrar… arkamdan bir el omzuma
dokundu. Arkama döndüm eşim nurlar içinde arkamda duruyordu… Heyecandan bir şey
söyleyemiyordum.. Başım dönmeye başladı ve bayılmışım sonra…
Uyandığımda sabah ezanı okunuyordu… Kalktım etrafıma baktım… Eşimi
gördüğüm anda... sabret dediğini hatırladım… Camiye gidip sabah namazını
kıldıktan sonra dışarı çıkarken cebimde bir şey olduğunu fark ettim…
Elimi cebime attım bir
tane mendil vardı… Eşimin evinde ilk konuştuğumuz zaman avucumun
içindeki mendil ayağa kalkarken yere düşmüştü bulamamıştım daha… demek ki eşim
bulup saklamış… Mendilin bilmediğim şekilde çok güzel bir kokusu vardı…
*******
BU GERÇEK BIR HIKAYEDIR BU HIKAYENIN YAZARI YAZININ SONUNA EKLEDİĞİ
CÜMLELER İSE ŞÖYLEDİR...
( Bu yaşananları babamın günlüklerinden derleyerek sadeleştirdim…
Hikayede anlattığım kişiler annem ve babama aitti. Doğan o çocuk bendim. Sabır
ve şükür insanı en üst derecelere yükseltecek kanatlardır…)
Allahü teala herkese böyle eş nasip eylesin…
SON..
(Çok teşekkür ediyorum
kiymetli vaktinizi ayirip okudugunuz için , bekar ve evli kardeşlerimizin bu
kissadan bolca hisse alacağına inaniyorum, bu hikayedeki saliha hanima bir
fatiha bagislamayi da ihmal etmeyelim lütfen.. )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder