25 Aralık 2013 Çarşamba

Kendini Tanımaya Dayanabilir misin?

Kendini Tanımaya Dayanabilir misin?
 
İnternetteki ve İzmir’deki yoğun çalışmalarıyla tanınan SÖZLER KÖŞKÜ İLİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ nde iman hakikatlarını gençlere sohbet ederek anlatan genç İngilizce öğretmeni FATİH YAĞCI kardeşimin çok güzel bir yazısını paylaşıyorum....   
 
 
Fatih Yağcı                
 
Fatih Yağcı
 
Senin hiç yanından ayrılmak istemeyen ama senden nefret edip mahvetmek isteyen birisi var yanıbaşında.  

Seni  senden daha iyi tanıyan ve seni devirmek için bir açığını bekleyen aldatıcı bir düşman… 

 
Sen uyursun o uyumaz rüyalarına dahi girer. Şeytandan bahsediyorum. Ölene kadar peşimizi bırakmayan azılı düşmanımız.

Bu yazıyı yazarken beni görüyor, sen okurken seni duyuyor. Araya girmek istiyor!

 
Şöyle bir düşünüyorum da bu şeytan, harbiden çok şeytan… Herkese farklı bir noktadan yaklaşıyor. 

Kimine paradan

Kimine aşktan

Kimine cinsellikten

Kimine lezzetli bir gıybetten

Kimine egosundan

Kimine alkolden

Kimine medeniyet oyuncaklarından

Kimine hırstan

Kimine açgözlülükten

Kimine kıskançlıktan

Kimine tembellikten

Kimine öfkeden

Kimine tevazu kılıfında riyadan…

 
Tarihe bakıldığında bu saldırılara karşı muzaffer olan orduların ortak bir özelliği vardır. 

 
Düşmanlarını çok iyi analiz edip, düşmanlarının hangi noktadan saldıracağını tahmin edebilmeleri…” 

 
Burada kendimize sormamız gereken soru şu olmalı. “Ben şeytan olsam kendimi hangi zaafımdan kandırırdım”. 

 
Lütfen yazının bu kısmında okumayı bırakalım ve kafamızı kaldırıp 10 saniye düşünelim. 

 
“Hangi yönüm çok zayıf?” Sorunun cevabını düşünmeden yazıya devam etmemenizi rica ediyorum.
 
 
Bulmakta zorlanıyorsanız yukarıdaki listeden eleme yoluyla bulabilirsiniz. 

 
En tehlikeli ve sıkıntılı imtihanı size söyleyeyim mi? 
 
Yukarıdaki şıklardan en tehlikeli ve uçuruma sürükleyeni  şudur:  Hangisi benim zaafım diye düşündüğümüz halde hiçbirini zaafımız olarak göremememizdir. 

 
Hiç doktora gitmeye gerek yok. Direk körlük teşhisini koyabiliriz. Körlüğün tedavisi türk filmlerindeki kadar kolay değil. Ancak imkansız da değil.

 
Körlüğün ana sebebi enaniyettir(benlik). Enaniyet sahibi bir insan, kendi bilgi ve birikimini diğer insanlardan üstün gördüğü için yeni bilgilere karşı alıcıları kapalıdır. Yanlışlarını düzeltmesi zordur. Ve düzeltirken de ciddi zorlanır. 

 
Enaniyeti kırmak için düzenli ilaç(!) kullanımı yapmaktan başka bir çare  yok! 

 
Bu ilaç nedir ve nasıl mı kullanılır? Nefsimize hitap ederek okuduğumuz Risale-i Nur'lar... 

 
Sabah, akşam Risale-i Nur eserlerinden istifade etmek bile yeterli değildir” desem Nur Talebeleri bana kızar mı acaba?!

 
Evet yeterli değildir. Risaleleri bizzat nefsimize hitap ederek okumadığımız sürece aldığımız ilim bizde daha fazla enaniyet yapacaktır. Buna “ilimden gelen enaniyet” denir.

 
O halde risalelerin özellikle nefis terbiyesi yapan bölümlerini evrad kadar sık okumalıyız. Ama sende enaniyet olmadığını düşünüyorsan, okumana lüzum yok çünkü sen zaten olmuşsun. :)

 
Tarih : 13.03.2013 Kaynak : Risale Ajans
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder