(Evlilik Okulu 9.Ders) Cinsel İsteksizlik Sorunu Çözülebilir mi?
Bir genç karı koca ile tanışmıştım geçen yıl. İki aylık evliydiler ve hiç birlikte olamamışlardı. Ülkemizde çok görülen klasik Vajinismus vakası. Böyle bir sorun olduğunda köylerine yakın köyde bir hoca varmış. Karı koca ona giderler, okunurlar geçermiş.
Aslında köylerde çok görülmüyor daha çok şehirlerde ve okumuş kızlarda görülüyor, cinsel sorunlar. Çünkü köylerde cinsellik daha doğal yaşanıyor. Fakat bu karı kocanın köyünde çok görülüyormuş, neredeyse her evlenenin başına geliyormuş bu durum. (Cinsellikle ilgili kızlara nasıl bir hikaye anlatılıyorsa.)
Bu karı koca da gitmiş okunmuşlar; fakat geçmemiş. Diğerlerine faydası olan okunma neden onlara fayda etmemişti? Çünkü genç kadın hocayı yakından tanıyor ve hocaya yakışmayacak hatalarını biliyor ve onun okuduğu duaların faydalı olacağına da inanmıyordu. Diğerlerine faydalı oluyor; çünkü sorun korkudan dolayı psikolojik zaten. Orada hocanın okuduğu dualardan ziyade “Okundum, artık bir şeyim kalmadı.” inancı ile kadının kendini kasmayı bırakması ile sorun çözülüyor. Yeni evlilerde cinsel sorunlar olduğunda kişiler duasının etkisi olacağına inandıkları bir hocaya giderlerse faydalanırlar. Fakat sorunların üzerinden zaman geçmişse okunma ile geçmesi zor.
Kadın ve erkekteki cinsel sorunların çoğunun psikolojik olduğunu daha önce de yazmıştım. Cinsel isteksizlik daha çok kadınlarda görülüyor. Bu sorunları ve çözümleri anlamak için beynimizin çalışma sistemini bilmemiz gerek. En önemlisi bir konu ile ilgili bilinçaltınızda hangi düşünce varsa vücudunuz o tepkiyi verir. Düşünceyi değiştirmedikçe, tepkiyi değiştiremezsiniz.
Mesela Çinliler fare, yılan, kurbağa, solucan, böcek kızartması yiyorlar. Lokantada canlı bekletilen hayvanların kızarmasını iştahla bekliyorlar. Aynı şey bizim başımıza gelse “İçerde kızaran hayvanları az sonra yiyeceksiniz.” deseler daha yiyecekler gelmeden öğürmeye başlarız. Midemiz tepkisini ortaya koyar. Neden? Çünkü biz o hayvanları yemeyi “dinen caiz değil, diye pis ve yenmez” diye şartlanmışız. Midemiz tepkisini düşüncemize göre verir. Yiyebilmek için o hayvanların etinin pis olmadığı ve lezzetli olduğu ile ilgili düşünce geliştirmek lazım. Bu da bir gün de olacak bir şey değil. Biz inancımız gereği zaten yemeyiz, böyle bir düşünce geliştirmeye ihtiyaç yok.
Konuyu cinselliğe bağlarsak, cinsellikle korkutulan, tiksindirilen kız çocukları evlendikleri zaman cinsellik yaşamak istemiyorlar. Eğer erkekte ilk günlerde aceleci ve sabırsız davranmışsa isteksizlik bir ömür boyu sürebiliyor. Kadın evlendiği zaman cinselliğin yaşanması gerektiğini bildiği halde vücudu tepki gösterip kasılıyor. Korku çok fazla ise Vajinismus oluyor yani hiç cinsel birliktelik yaşanmıyor.
Korku daha az seviyede ise cinsel birliktelik yaşanıyor; fakat kadın cinselliği sevmiyor. Kadında cinsel birlikteliğe engel olmayacak; fakat kadının canın acıtacak kasılmalar devam ediyor. Zamanla bu kasılmalar azalsa bile cinselliğin hoş bir şey olmadığı ile ilgili düşünceleri durduğu sürece kadın cinsellikten hoşlanmıyor, yataktan kaçmanın yollarına bakıyor.
Bu sorunu yaşayan kadına cinsel birlikteliğin gerekliliğini anlatmanın bir faydası yok. Bunu kadın da biliyor çoğu zaman; fakat vücuduna söz dinletemiyor. Cinsellikle ilgili olumsuz düşüncesi bir günde gelmediğine göre bir günde ya da bir sözle gitmeyecektir. Önce cinsellikle ilgili düşüncelerini değiştirmesi gerekiyor, bunun içinde bir süre uğraşması, çaba göstermesi lâzım.
Kadının cinsellikle ilgili “ayıp, günah, pis” gibi olumsuz düşünceleri atıp, yerine cinselliğin karı koca muhabbeti için yaratılmış, karı koca birbirlerinde rahatlasınlar diye onlara verilmiş Allah (c.c) ın bir ikramı olduğuna inanması gerek.
Eski düşünceleri nasıl atıp, yerine yenisini koyabileceğimizi daha önce evlilik okulu dersinde iki konuda işlemiştik. Yazıya oradan notlarda aldım. Burada ek bir konu daha var.
Bunun için birlikte yapılması gerekin iki yol var.
1. Telkin: Yeterince sık ve kuvvetle söylerseniz, insan beyni, ona yapmasını söylediğiniz, mümkün olan her şeyi yapacaktır.
Beynimize ne koyarsak, onu geri alırız. Bilinçaltı bir süngerdir; yeterince sık ve kesin söylerseniz ona söylediğiniz her şeye inanacaktır bir yalana bile. Beyin, ahlaki yargılarda bulunmaz, sadece ona söyleneni kabul eder. Şu anda var olan düşüncelerimiz de zaten bize zamanla yerleşmiş düşüncelerdir.
İlk adım; beyin tekrarla öğrendiği için kendimize doğru telkin cümleleri hazırlamalıyız.
Telkin cümlelerinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta şimdiki zaman cümlesi olması: “Eşimle birlikte olmayı seviyorum” gibi. Beynin gelecek kavramı yok. Cek cakla söylediğiniz şeyleri hep erteliyor.” Yapıyorum” dediğinizde henüz yapmıyor bile olsanız, beyin sizi yapmaya teşvik ediyor. Kişi her gün hafif sesle ya da içinden yirmi dakika kadar aynı cümleyi tekrar tekrar söyleyerek kendine telkinde bulunmalı.
Bu çalışma en az üç hafta düzenli devam etmeli; tam bir iyileşme için kırk güne tamamlaması yerinde olur. Cümlelerin olumlu olması da önemli. İçinde korku ya da olmasını istemediğiniz cümleler geçmesin. Güzel bir cinsel hayat çağrışımı yapacak, eski olumsuzları silecek, bir kaç olumlu cümle ile isteksizlik yaşayan hanımlar bir süre telkin çalışması yaparlarsa sorunu yenmede çok önemli bir adım atacaklardır.
Bu konuyu ve telkinin şartlarını daha önce Evlilik Okulu 3. Dersin Ödevinde yazmıştım.
http://www.cocukaile.net/nasil-degisebiliriz/
2-Hayal kurmak: Hayaller gerçeklerin provalarıdır. Provasını yaptığınız, emek verdiğimiz elbiseyi bir gün giyiverirsiniz. Beyin gerçek ve hayali ayırt edemiyor. Aynı telkindeki gibi söz ya da hayal de beynimize tekrarlı olarak geliyorsa bir süre sonra beyin bunu gerçek olarak algılıyor. Yine telkindeki gibi hayal süresi de bilimsel olarak en az üç haftadır; fakat kırk güne tamamlandığında daha kalıcı olur. Tam bir çözüm için hem telkin hem hayal ikisi de yapılmalı.
Beynimiz resimlerle düşünür. Ev dendiğinde gözünüzün önünde bir ev şekli canlanır. Sözcüklerin çağrışımına göre beyin hayal eder, resim çizer.
Cinsel isteksizlik yaşayan, cinsel sorunu olan kişi, her gün sessiz, sakin bir ortamda, (Gece yatarken uyku öncesi olursa etkisi daha da çok olur; fakat gece uykuya çabuk dalıyorsa gündüz de olur.) yirmi dakikaya yakın bir süre, kendini eşi ile birlikte zihninde güzel bir birliktelik içinde canlandırmalı.
Normal hayatın içinde cinselliğin başlangıç öncesinden sonuna kadar, hayalinde yirmi dakikalık kısa bir film. Yalnızca cinsel birlikteliği hayal etmek değil, ön hazırlık evresi de dahil, adım adım cinselliğin duygusal basamağını içine katarak sevgi dolu güzel bir birliktelik hayal ederse cinsel sorunlarını yenebilir.
Yalnız bu arada karı koca üç hafta hiç cinsel birliktelik yaşamayacaklar. Zihinde kurulan hayali sabote edecek bir durum olmasın, isteksizlik ve korkular zihinde tekrar canlanmasın diye.
Beyin üç haftadan sonra cinsellikle ilgili olumsuz düşüncelerin yerine, yeni gelen düşünceleri doğru olarak kabul etmeye başlar ve cinsellik yaşanacağı zaman vücut doğru tepkiler verir.
Vajinismus sorunu yaşayanlarda da en önemli adım budur, devam eden cinsel isteksizlikte de. Sadece bu adımla sorunu çözen aileler çok. Cinsel isteksizlik sorunları için ilaç tedavisinin faydası yoktur.
Bazı doktorlar tıbbı müdahale ya da ilaç tedavisi ile hastaları boş yere yormaktalar. Cinsel sorunlar ile ilgili uzmana gidilecekse kadın ve erkek için fark etmez ürolog ya da kadın doğumcuya değil, karı koca birlikte cinsel terapistlere gitmeliler.
Tabi cinsel terapistte de inançlı olanları tercih etmek gerekiyor. Cinsel isteksizlik sorununda bazı uzmanlar evli kadına “Eşin olması önemli değil, hayal kurarken, kimi beğeniyorsan kendini onunla hayal et.” diyorlarmış. Tabii mümin olarak ölçümüz hayal de olsa haram helal konusu bizim için önemli. Müslüman hayalini de kirletmez. Bu yüzden psikolog, danışman ya da terapistlere giderken dini hassasiyeti olanları tercih etmek gerek.
Gerçekte helal olmayan kişi ile ilgili hayal kurmak doğru olabilir mi? “Zinaya yaklaşmayın.” âyeti kerîmesi zina ile ilgili hayal kurmayı yasaklamıyor mu? Madem ki beynimiz böyle çalışıyor ve hayal edilen şeyi bir süre sonra normal kabul ediyor, zihnimizi de temiz tutmalıyız.
Bu tarz hayal kuranlara bir süre sonra zinanın normal gelmesi şaşılacak bir şey olmaz; çünkü beyin yargıda bulunmuyor. Beyne tekrarlı olarak ne çok gelmişse beyin bir süre sonra kabul ediyor ve kişiyi o davranışa yönlendiriyor.
Karı koca birbirini düşünerek hayal kurmalı. Cinsel korkusu olan gençler de evlilik öncesi hayal metodu ile sorunlarını yenebilirler. Ortada bir eş olmadığı için hayalinde nikahlı eşi ile birlikte olduğunu düşünerek ve eşi olarak hayal ettiği kişinin de yüz hatlarını gözünde canlandırmadan, tanıdığı ya da fotoğrafını gördüğü birini düşünmeden, hayal metodu ile korkusunu atabilir.
Toplumda zina çok yaygınlaştı. Dini hassasiyeti olan kaç anneden duydum, “Oğlumun cebinden prezervatif çıktı.” diye. Ya da dindar bilinen erkeklerin nikahsız ya da evli kadınlarla birlikte olduğunu duyuyoruz. Zinanın bu kadar normalleşmesinde internet, gazete ya da dergilerdeki manken, şarkıcı gibi tanınmış güzel kadınların çıplak pozlarının erkekler tarafından hayallerine malzeme olarak kullanılmasının çok önemli bir etkisi olduğuna inanıyorum. Zina hayali, zinayı getirir ve normalleştirir. Sonra kişi kendi bile nasıl zina yaptığına şaşar. Bu yüzden mümin hayalini de kirletmemeli. Hayal metodunu bilmeli ve hayırlı işler için kullanmalı.
Kısacası cinsel isteksizlik sorunu kendi kendine telkin ve hayal ile giderilebilir. Bunun yanında eş ile iletişimi iyi tutmak (her iki taraf içinde) kadının vücut temizliği, süslenme, çekici koku, güzel giyinme; erkeğin temizlik kurallarına, ağız ve diş sağlığına dikkat etmesi, eşinin hassasiyetlerini dikkate alıp özen göstermesi ve ”Cinsellik nedir?” yazımdaki cinselliğin fiziksel, ruhsal ve duygusal basamaklarına dikkat etmek çok önemlidir.
Okumayanlar için: http://www.cocukaile.net/cinsellik-nedir-evlilik-okulu-6-ders/
www.cocukaile.net
Sema Maraşlı
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil