Sevgili Efkan Vural hocam, naçizane fakiriniz hakkında yazısına şöyle devam etmiş...
Sevgili hocam bunları çok güzel özetlemişsin Allah razı olsun.
Değerli arkadaşlar, benim namaza başlamam da kıymetli Efkan hocamın çok büyük destekleri oldu. Seni çok seviyorum hocam. Allah bizi, sevdiklerimizle birlikte cennette de komşu etsin...
http://blog.milliyet.com.tr/herseye-ragmen-yasamak-cok-guzel-4/Blog/?BlogNo=454214
Herşeye rağmen yaşamak çok güzel-4
Bu Yazı dizisinde, Engelli komşum Celal ÇELİK’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi düşünce ve yorumlarını beğeniyle sizlere sunmak istiyorum:
Allah’ın varlığı
Hep Allah’ın varlığını tefekkür ederdim. Sadece şu açıdan bir düşünce bile beni kendime getirdi. Bir gözlük kendi kendine olamaz. Mutlaka yapan bir ustası vardır.
Peki en gelişmiş kameralardan daha mükemmel gözü yapan bir sanatkar yok mudur ? Gözlüğü alırken ustaya teşekkür ediyoruz. Peki neden gözümüzü yaratana teşekkür etmiyor.
Şeytan ne yapar
Şeytanın hiçbir gücü yokmuş, sadece tek yaptığı insanların kalbine kötü düşünceler fısıldamakmış. Buna uymak ise kişinin kendi iradesine bağlıdır.
Anne baba hakkı
Allah annemden ve babamdan binlerce razı olsun. Onlara uzun ömür versin. Bana bugüne kadar engelli olduğumu hissettirmemeye çalıştılar.
Anne ve babaya itaat ve hürmet Allah’ın emridir. Ben onlara sürekli dua ederek hizmet etmeye çalışıyorum.
Dünya, Kabir ve Mahşer
Derler ki, dünya çalışma sahasıymış, kabir dinlenme sahasıymış, mahşer ise dünyadaki çalışmanın ücretinin ödeneceği yerdir.
Kader
Merhameti sonsuz Rabbim bana da güzel kader çizecektir, eminim. Ondan gelene razıyım.
Şükretmek
Yine o kadar çok şükretmek gereken şey var ki, merhametli annem, babam ve kardeşlerim var. İşim var arabamız var, gözlerim görüyor. Müzik dinleyebiliyorum. Ağzımın tadıyla pilav yiyebiliyorum. Düşünüyorum… En önemlisi iman nimeti verildi.
Birisi bize küçük bir hediye verse veya iyilik yapsa bile defalarca teşekkür ediyoruz. Ay başında elektrik veya doğalgaz faturasını ödemeyince hemen kesiyorlar.
Acaba güneşin ısısı ve ışığı bedava mı ?
Namaz
Namaz her şart altında farzmış. İster kör, ister sağır, ister tekerlekli sandalyede ister yatalak ol ve hatta savaşta bile namaz kılmak farzdır. Şimdilerde ise ağlayarak kıldığım beş vakit namaz bile Allah’ın verdiği nimetlere şükür için azdır, diye düşünüyorum.
Namaz kalbime öyle huzur dolduruyor ki... Namazımı kılarken Allah’ın büyüklüğünü ve engin merhametini düşünüyorum. Allah’ım sen dünyayı kendi etrafında basket topu gibi çeviriyorsun. Üstelik motorsuz ve elektriksiz..
Ya Rabbi ! Ben bilmeden gücü her şeye yeten sana karşı günah işlemişim. Affet Rabbim senin affın merhametin boldur. Sen kovarsan başka gidecek kapı yok deyip bu düşüncelerle gözyaşımı tutamıyorum. Namaz kılmadan geçmiş senelerime yanıyorum, acıyorum.
Hastalık, İmtihan Dünyası
Bildiğiniz gibi bu dünya fanidir. Kur’an’da Allah’ın bildirdiğine göre biz bu dünyaya eğlence için değil,Allah'ı tanıyıp sevmeye ve severek kulluk yapmaya gönderilmiştik.
Allah o kadar merhametli ki sevdiğim bir alimin deyimiyle doğru yolu bulmamız için Peygamber ve insan kullanma kılavuzu olan Kuran-ı Kerim'i göndermişti...
Bütün kalbimle inanıyorum ki Allah beni sevdiği ve kendi irademle doğru yolu bulabilmem için bana hastalık vermişti. Ve yine eminim ki gün gelecek, Allah bana şifa verecek inşallah.
Hastalık verdim sabretti. Şimdi de sağlıklı olunca sabredip günahlara girecek mi acaba diye imtihan yapacak. Bu dünya sınav yeri değil mi? Neden olmasın?
(Devamı 28/03/2014 Cuma)
Efkan Vural
http://blog.milliyet.com.tr/herseye-ragmen-yasamak-cok-guzel-4/Blog/?BlogNo=454214
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder