Sevgili Efkan Vural hocam din kültürü öğretmeni olup bir lisede müdür başyardımcısıdır.
(Bunca yoğunluğunuz içinde vakit ayırıp emek verdiniz hocam. Allah razı olsun, sizi çok seviyorum hocam. )
Bu arada bu resimdeki balkona köprü yapma fikrini ısrarla babama kabul ettiren Efkan Vural hocamdır. Efkan hocam fakiriniz hakkında başladığı yazısını şöyle devam ettirmiş.
http://blog.milliyet.com.tr/her-seye-ragmen-yasamak-cok-guzel-3/Blog/?BlogNo=453855
Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-3
Engelli komşum Celal ÇELİK’in hastalığı ilerledikçe stresi de ayni oranda artmaktadır. İş yerinde ortam çok sessizdi. Aynı odada 6 kişi çalışıyorlardı. Celal, odaya her girenin sanki kendisine baktığını düşünürdü. Bu öyle bir duruma geldi ki , sokakta evde ve her bakıştan rahatsız oluyordu. Herkesin kendisine baktığını görünce sanki kendisini istemiyorlar düşüncesine kapılıyordu. Celal bütün bunlardan kurtulmak ve hastalığının ilerlemesi nedeniyle işinden istifa etmeyi düşünüyordu. Sonunda istifa dilekçesini müdürüne verdi. Dilekçeyi gören müdürü çok şaşırmıştı. Celal başarılı ,çalışkan ve Şirket için önemli bir kişiydi. Müdürü istifa etmesinin sebebini sorduğunda, Celal psikolojik durumunu anlattı. Durumdan patronun da haberi olmuştu. Celal’in babasını çağırdılar. Celal’i tedavi ettirmesini istediler. Masrafları şirketin karşılayacağını söylediler. Böylelikle Celal’in istifası kabul olmaz. Celal tedavi görerek işe tekrar başlar.
Celal’in yürümesi iyice zorlaştı. Kirada oturdukları evin 5. Katta olması nedeniyle iniş çıkışları çok
zor oluyordu. 1998 yılında giriş kattan bir daire satın alırlar. Satın aldıkları bu ev sayesinde Celal ÇELİK’le tanışma fırsatı buldum.
Yeni aldıkları dairenin balkonundan sokağa düz bir bağlantı kuruldu. Celal tekerlekli sandalye ile eve girip çıkıyor. Sokağa çıkıyor ve parklara gidebiliyor. Hafta sonları harikalar diyarına giderek havuzun kenarında dinleniyordu.
Celal, 1998 yılının aralık ayında ağır bir depresyon geçirir. Hastanede tedavi görür. İlaçların etkisiyle iyice halsiz düşer. Kendini çok kötü hissediyordu. Celal hastanede yatarken çok önemli bir şey fark etti. Orada kendi durumundan daha kötü durumda olanları gördükçe kendisinin onlara nazaran daha iyi olduğunu fark etti. Kendi haline şükretmeye başladı. Celal, 20 günlük tedavinin ardından rahatlar. Hastaneden taburcu olur. Çok özlediği annesinin yemeklerine tekrar kavuşur.
Celal rahatlamıştı, morali iyiydi. Tekrar çok sevdiği işine başladı. Ve önündeki yığılı kartları zamanından önce tamamlayarak yine arkadaşlarının takdirini kazandı. Celal işin de çok başarılıydı. Çalışma hayatının 10.yılında bir törenle kendisine “10.yıl plaketi” verilir. Celal çok mutlu olmuştu.
Celal’in hastalığı epeyce ilerlemişti. Emekliliğinin yaklaşması ile acaba emekli olabilecek miyim endişesine kapılır. Emekli olmadan önce öleceğini düşünür, emeklilik sonrası plan kurmazdı.
Celal, başarılı bir iş hayatını temmuz 2010 yılında tamamlar ve emekli olur. O bilgi paylaşımını çok severdi. Çalışırken “Türk Bilgi Grubu” adında bir mail grubu oluşturdu. Her gün onlarca faydalı maillerle insanları aydınlatıyordu.
Emeklilikten sonra yazı yazmaya başlar. Kendi hayatını anlattığı “En Büyük Engel Nedir” adlı kitabını yazar. Birlikte oluşturduğumuz Web sitesinde aylık yazılar yazar, Engelliler penceresi linki altında bazı yazıları yayınlanır.
Celal artık internette birçok gazete, dergi ve bloglar da günlük yazılar yazar.
Emekli olduktan sonra şeker komasına girer. Hastaneye kaldırılır. Günlerce yoğun bakımda kalır. Uzun bir tedavi sonrası normale döner. Ancak O bir şeker hastasıdır artık. Babası ona her gün insülin yapar. Ne yazık ki birkaç yıl sonra babası da kalp rahatsızı olur, anjiyo olur. Stend takılır. Ve akabinde Şeker hastası olur. Şimdi baba oğul şeker hastasıdır. İkisi de İnsülin kullanır. (Allah ikisine de şifa versin)
Celal yatağından internet yoluyla tüm dünyayı dolaşır, haberleri okur, radyo dinler, Tv izler, gelişmeleri takip eder. Günlük yazılarını çeşitli blog ve sayfalarda yayınlar.
Bu uğraşlar yanında bir de kıl dönmesi yüzünden ameliyat olur. Günlerce yüz üstü yatar. Şeker hastalığının etkisiyle de iltihabın kesilmesi aylar sonra olur. Yüz üstü yatarken bile Celal faaliyetlerini sürdürmeye çalışır.
Şimdiler de Celal’in sağlık durumu iyi. Kışları Ankara’da yazları Konya Ereğli de yaşamını sürdürür.
Evet gördüğünüz gibi Celal ÇELİK’in 41 yılık ömrünün yaklaşık 20 yılı çile ve sıkıntılarla geçti. Bütün bu sıkıntılara rağmen hayattan kopmadı ve sağlıklı bir çok insanın yapamadığı şeyleri başardı. Yaptıklarıyla herkese faydalı olmaya çalıştı…
İşte bütün bunlar için Sevgili Celal ÇELİK şu unutulmaz tespiti yapmıştır:
“Her Şeye Rağmen Yaşamak Çok Güzel” (Celal ÇELİK)
(Devamı 24/03/2014 pazartesi)
Efkan Vural
http://blog.milliyet.com.tr/her-seye-ragmen-yasamak-cok-guzel-3/Blog/?BlogNo=453855
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder