AİLE-SAĞLIK
Bekleyen kurban sorularına toplu cevaplar
Soru: Kurban Bayramı’nda ölmüşlerimiz adına da kurban kesmek istiyoruz. Ancak farklı cevaplar bizi şüpheye düşürdü. ‘Ölmüşleriniz adına kestiğiniz kurbanın etinden siz yiyemezsiniz’ diyenler oldu. Bayramda ölmüşlerimiz adına kurban kesersek bu adak kurbanı gibi mi olur, etinden kesenler gerçekten de yiyemezler mi?
Cevap: Bayramda ölmüşlerimiz adına kurban kesmekte sevap var, yasak yoktur. Ancak kestiği kurbanı (ölenin vasiyeti var da onun için kesiyorsa) etinden tıpkı adak gibi kesen ve ailesi yiyemez. Vasiyet sahibi adına tümüyle yoksula hibe edilmesi gerekir. Şayet ölenin vasiyeti yok da bir vefa ve sevap bağışlama niyetiyle kendiliğinden kesip sevabını ölmüşlerine bağışlamak istiyorsa bundan yemede yedirmede bir yasak söz konusu olmaz. Kendi özel kurbanı gibi tasarrufta bulunup yer ve herkese yedirebilir. Çünkü bu kurban vasiyet kurbanı değil, yaşayanın kendi isteğiyle kesip sevabını ölmüşüne bağışladığı hediye kurbanıdır. Kendi hediye ettiği kurbanın etinden kendisinin yemesinde yedirmesinde yasak yoktur. Bu fark bilinmeli, vasiyet kurbanı ile hediye kurbanı karıştırılmamalıdır.
Soru: Çocuk doğumundan sonra kesilen kurban hakkında bilgi verebilir misiniz? Mecburiyet derecesi nedir, kaç yaşına kadar kesilebilir doğum kurbanı?
Cevap: Yeni çocuğu dünyaya gelen ailenin şükür manasında keseceği kurbana ‘akika kurbanı’ adı verilir. Akika kurbanı üç mezhebe göre sünnet, Hanefi’ye göre ise sünnete yakın derecede menduptur. Yani böyle bir kurban keserse sevap alır, kesmezse günaha girmiş olmaz. Doğumdan sonra çocuk yedi yaşına varıncaya kadar kesilebilecek olan bu kurbanla eş, dost, konu komşuya yemekler verilir, ikramlarda bulunulur, topluca dualar edilip şükür duyguları yaşanır. Güzel bir İslami âdettir.
Soru: Bayramda adak kurbanı da kesilebilir mi?
Cevap: Adak kurbanı bayramda da kesilebilir.
Adakta gün ve mekân sözü bağlayıcı olmadığından söylediği günden başka gün ve yerde de kesebilir. Yeter ki adanan hayvanın cinsi değiştirilmesin.
Ayrıca adak kurbanın etinden adayanın kendi ailesi, çocukları torunları, ana-baba, dede ve ninesi, yani yakın akrabaları yiyemezler. Yerlerse yedikleri miktarın parasını (yediklerinin asıl sahibi sayılan) yoksula vermeleri gerekir.
Ayrıca adadığı kurbanı almaya ekonomik gücü hemen yetmeyen kimse, gücünün yeteceği günü bekleyebilir. Böyle bir imkâna kavuşma ihtimalini yakın görmüyorsa, üç gün oruç tutarak adağını oruçla ödemeye yönelebilir.
Soru: Şokla kurban kesmek caiz midir? Caiz ise şokta neye dikkat etmek gerekir?
Cevap: Kurban keserken en çok dikkat edilecek husus, hayvana işkence yapmadan, en az acıyla kesmektir. Efendimiz’in (sas) bu hususta ikazları vardır. Hazreti Ömer (ra), keseceği kurbanı sürükleyerek götüren birini görünce unutulmayan uyarısını şöyle yapmıştır:
- Ey Allah’ın kulu! Kurbanı eziyet etmeden götür, işkence yapmadan yatır, kesim işini de acı çektirmeden bitir!
Bu açıdan bakınca, şokla kesim acıyı en aza indiren kesim olarak görülebilir. Ancak şokta dikkat edilecek önemli husus şudur.
Soru: Ölüm ne ile olmaktadır? Şokla mı, yoksa şokun hemen arkasından yapılan kesimle mi?
Cevap: Eğer şokla sakinleştirilen hayvan, geç kalınmadan hemen kesilmiş, ölüm bu kesimle gerçekleşmişse bundan şüphe etmeye gerek yoktur. Şayet şokla sakinleştirilen hayvan geç kalındığından dolayı ölmüş de ölmüş hayvan kesilmişse bu et yenmez, bu ölmüş hayvan da kurban sayılmaz. Bu önemli tehlikenin farkında olmak gerekir.
Soru: İhtiyacın çok fazla olduğu yerlere parasını gönderip kurbanı tümüyle onlara bağışlamanın farklı sevabı olabilir mi?
Cevap: Elbette. Acil ihtiyaçlılara yardım önemlidir. Onlar görmezden gelinemez.
Ancak yardımlarda dinî sıralama da unutulmamalıdır. Ayet ve hadislerde yardım sıralaması en yakınındaki akraba ve kapı komşusundan başlar, sonra uzaklardaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır. Bu sebeple uzaktaki acil ihtiyaç sahipleri düşünülürken, yakınımızda beklenti içinde olan kapı komşularımız da unutulmamalı, bir yeri yaparken başka yerleri de yıkar duruma düşmemeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder