12 Mayıs 2015 Salı

Ahmed Şahin - Veysel Karani’yi anma haftasında ‘Hırka-i Şerif’ hatırası!

Ahmed Şahin - Veysel Karani’yi anma haftasında ‘Hırka-i Şerif’ hatırası!


Ahmed Şahin
 
 
AİLE-SAĞLIK
 

Veysel Karani’yi anma haftasında ‘Hırka-i Şerif’ hatırası!


Bilindiği üzere 9-15 Mayıs arası ‘Veysel Karani’yi Anma Haftası’ olarak ilan edilmiştir. Bu vesile ile yüce insan Veysel Karani Hazretlerinin ibretli hayatına kısaca bir göz atmakta fayda mülahaza ettim.

Peygamberimiz’i görmese de birçok sahabe ile görüşen Veysel Karani, hem tâbiin’in büyüklerinden hem de ‘Müslümanların hayırlılarından’ sayılmıştır. Doğumu kesin olarak bilinmese de vefatı (H.37) târihinde Sıffıyn’de Hazret-i Ali tarafında yer almışken 70 yaşlarında şehid olduğu bilinmektedir.

Yemen’de geçimini deve çobanlığıyla sağlayan Veysel Karani, gözleri görmeyen hasta annesine de bu geliriyle bakıyordu. Onun en önemli vasfı; görmediği Peygamber Efendimiz’e (sas) olan aşk derecesindeki sevgi saygısı, gözleri görmeyen hasta annesine karşı da itaat ve hürmet duygusu. Defâlarca Efendimiz’i ziyaret etmek için çok sevdiği annesinden izin istedi. İki gözü de görmeyen hasta annesi, kendisine bakacak yakını olmadığından Medine’ye ziyaret için gitmesine izin veremedi. Ancak biricik oğlunun ısrarı çoğalınca daha fazla dayanamayıp Medine’de beklemeden hemen geri dönmesi şartıyla gitmesine razı oldu.

Efendimiz’i ziyaret için kumlu çölleri sevinçle aşarak geldiği Medine’de Tebuk seferine çıkmış olan Peygamberimiz’i bulamayınca ne yapacağını bilemez olan Veysel Karani, verdiği söze bağlı kalarak beklemeden Yemen’e geri döndü, annesini ihmal etmeye gönlü razı olmadı.

Onun bu anneye itaat hassasiyeti yüzünden kazandığı günahkar insanlara şefaat etme iznine Efendimiz (sas) Hazretleri Medine’de Yemen’e doğru yönelerek şöyle işarette bulundu.

- Bu tarafta ümmetimden bir kimse vardır ki, Rebî’a ve Mudar kabîle’sinin çölleri kaplayan koyunları sayısınca günahkar insana şefâat etme iznine sahip olacaktır mahşerde!” buyurdu.

Dinleyenlerin hayranlık duydukları bu insanın kim olduğunu sormaları üzerine de şöyle açıklamada bulundu:

-“Şefaat iznine sahip olacak olan o ümmetim, Yemen’in Karan köyünde bir deve çobanıdır. O bizi baş gözüyle görmedi. Ama kalp gözü hep açıktır, bizim sevgimizle yaşıyor. Hasta ve gözleri görmeyen annesine hizmeti tercih etmesi, bizim de onu tercih etmemize sebep oldu!” buyurdu. Veysel Karani’ye böyle iltifat eden Efendimiz (sas) Hazretleri, vefatı yaklaştığı sıralarda hırkasının Veysel Karani’ye verilmesini de vasiyet etti. Bu vasiyeti yerine getirmek için vefâttan sonra Hazreti Ömer ile Hazreti Ali efendilerimiz, Yemen’de tanınınca gösterilen ilgiden sıkılıp ta Küfe’ye göçmüş olan Veysel Karani’yi gidip Küfelilerden sordu: “Ey Necidliler, aranızda Karan’dan gelen muhterem bir kimse var mıdır?”

-Vardır ama sizin dediğiniz gibi farklı bir kimse değildir, aramıza pek karışmaz, hep tefekkürde kalmayı tercih eder, sahrada develerimizin çobanlığını yapmakta, biz de onun günlük yiyeceklerini vermekteyiz, dediler.

Bunun üzerine Hazreti Ömer’le Hazreti Ali efendilerimiz onun çobanlık yaptığı sahraya gidip buldular.

Hazreti Ömer, ‘İsmin nedir ey aziz?’ diye sorunca, tanınmak istemediğinden “Abdullah, yani Allah’ın kulu.” diye cevap vermesi üzerine “Hepimiz Allah’ın kullarıyız; esas ismin nedir?” diye ısrar edince mecburen “Üveysi” dedi. Hz Ömer (ra) “Efendimiz (sas) sana selâm etti, mübârek hırkasını da sana gönderdi, alıp giysin, ümmetime de dua etsin diye tembihte bulundu.” dedi.

-“Ben zayıf, aciz ve günahkar bir kulum. Bu vasiyet başkasına ait olmasın?” deyince de “Hayır aradığımız kimse sensin. Efendimiz (sas) senin evsafını belirtti.” demesi üzerine, Hırka-i Şerif’i sevinçle alıp öperek yüzüne gözüne sürdü, hürmetten titreyerek gözyaşları içinde giyip ömür boyu başında taç gibi koruyacağını da ifade etti.

İşte İstanbul’un Fatih semtindeki Hırka-ı Şerif Camii’nde bilhassa Ramazanlarda tüm ümmetin ziyaret ettiği Hırka-i Şerif, Efendimiz’in Veysel Karani’ye hediye ettiği bu mübarek hırkadır.

Asırlar boyu Hırka-i Şerif’i büyük bir dikkatle muhafaza eden bu Karani soyunu araştırıp bulan Osmanlı sultanları, onları dağıldıkları memleketlerden toplatarak İstanbul’a getirtmiş, Hırka-i Şerif Camii’ne ekledikleri özel meskenlerde hürmetle iskan ederek sahip oldukları Hırka-ı Şerif’in muhafazası ile de Karani ailesini görevlendirip korumaya almışlardır.

Adı Veysel Karani- yemez haramı- söylemez yalanı- işte budur Veysel Karani!
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder