26 Mayıs 2015 Salı

Günün Menkıbesi: Hayberi fethetmeden geri dönme!

Günün Menkıbesi: Hayberi fethetmeden geri dönme!
 

Hayber gazasında, Resulullah efendimiz aleyhisselam sancağı hazret-i Ali’ye “radıyallahü teâlâ anh” teslim edip;
- Ya Ali! Hayberi fethetmeden dönme geri! buyurdu.

Hazret-i Ali,
- Baş üstüne ya Resulallah! dedi.

Ve yürüyüp, dikti sancağını Hayber kalesi önüne.

Haris
adlı bir bahadır çıktı hisardan.
Er istedi meydana.

Allah’ın Aslanı hazret-i Ali “radıyallahü teâlâ anh”, çıktı karşısına.
Birbirlerine girdiler.

Bir ara Zülfikâr şimşek gibi kalktı ve indi aynı hızla.
Haris, kanlar içinde yere serildi.

Tekbir sedaları yükseldi o anda.

Harisin kardeşi Merhab, bunu görüp dolu dizgin girdi meydana.
İki zırh giymiş, iki kılıç kuşanmıştı.

Kibirle seslendi hazret-i Ali’ye:
- Bana Merhab derler! İntikamım korkunç olacak!

Şah-ı merdan “radıyallahü teâlâ anh” aslan gibi kükredi:
- Bana da Haydar derler. Ölümün benim elimde olacak!

O, “Haydar” lafını duyunca korku girdi kalbine.
Zira Haydar, “Aslan” demekti.

Ve o gece bir aslan görmüştü rüyasında.
Korkunç aslan, saldırıp öldürmüştü kendisini.

“O aslan bu olmasın!”
dedi kendi kendine.
Morali bozuldu.

Kendini toplayıp bir hamle yaptıysa da boşa çıktı.
Sıra hazret-i Ali’ye gelmişti.

Zülfikârı kaldırıp kuvvetli bir nara attı:
- Ya Allah!
Ve kaldırdığı kılıcı şiddetle çaldı kâfire.
Vücudu yukardan aşağı ikiye bölünmüştü Merhabın.

Kağıt gibi yırtılmıştı kalkanı.
Tekbir sedaları sardı dört bir yanı.


Kalkanı yere düştü

Düşman askeri kaçıyor, mücahitler kovalıyordu.
O arada kalkanı düştü hazret-i Ali’nin.

Dönüp almaya vakti yoktu.
Hayber kalesinin “koca demir kapı”sı ilişti gözüne.
Halkalarından tutup kuvvetle sarstı tonlarca ağırlıktaki kapıyı.

O artık kapı değil, bir “Kalkan”dı hazret-i Ali’nin elinde.
Bir eliyle onu tutuyor, öbürüyle kılıç çalıyordu düşmana.

Bu manzara dehşete düşürdü kâfirleri.
Mecburen “Eman” dileyip teslim oldular.

Hayber fethedilmişti.

Efendimiz aleyhisselam gözlerinden öpüp;
- Ya Ali, Allah ve Peygamberi senden razı oldu, buyurdular.

Allah’ın Aslanı “radıyallahü teâlâ anh” ağlıyordu.

Sordu Efendimiz aleyhisselam:
- Ya Ali! Niçin ağlıyorsun?- Sevincimden ya Resulallah.

Buyurdular ki:
- Ne kadar sevinsen azdır ya Ali. Zira cümle melekler de razıdır senden.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder