• Akıl der ki: "Ben onu dil dökerek, meth ü sena ederek kandırırım." Aşk der ki: "Sen sus, ben onu ugrunda can vererek aldatırım."
• Can ise gönüle der ki: "Yürü git, beni de gülünç bir hale sokma, etrafındakileri de kendine güldürme! Ben onda bulunmayan, onun ihtiyacı olan şeyle onu kandırırım."
• Gamlı düşüncelere dalmış, ızdıraptan başına gelen belalardan bunalmış, sarhoş olmayı, kendinden geçmeyi düşünen biri değil ki; büyük kadehle kırmızı şarap sunarak onu kandırayım.
• Dünya nimetlerine gönlünü kaptırmış, topraktan yaratılmış şu aleme bağlı değil ki; onu altınlarla, servetle, yüksek mevki ile, dünya saltanatı ile kandıralım.
• 0 görünüşte bir insan ama, aslında insan değil, melek! Şöhret duygusu yok ki, güzel kadınlarla onu kandırabileyim.
• İnce nakışlarla, güzel resimlerle süslenmiş bir ev, o evi melek bile görse ürker, kaçar. Peki ben onu hangi nakışlarla,hangi resimlerle, hangi süslerle aldatabilirim.
• At sürülerine, saf kan Arap atlarına ihtiyacı yok! Çünkü o, kanatla uçuyor. Nefis yemekler, güzel renkli hoş kokular,meyveler yemiyor; onun yediği içtigi nur, onu nasıl olur da herkesin peşinde koştuğu ekmek ile kandırabilirim?
• Dünya pazarlarına aşık, alıcı, satıcı bir tacir değilim ki, onu kazançla, karla, ziyanla aldatayım.
• Hiç bir şey ondan gizli değil kî,kendimi hasta göstereyim, "ah vah" diyerek, feryad ederek onu kandırayım.
• Hararetim varmış gibi sirkeli bezle başımı bağlayayım. Öksürerek, aksırarak; "Mahvoldum, hastalıktan ölüyorum!"diye onu merhamete getireyim.
• Kıldan kıla, benim eğriliğimi, sapık düşüncelerimi, gizli hayallerimi, nefsani arzularımı, her şeyimi bilir. Ne yaparsamhepsini görür. Ondan gizli olan bir şey yok ki, onu o gizli şeyle kandırayım.
• Şöhret peşinde koşan, şairlerin meth ü senalarına, övmelerine düşkün olan bir padişah değil ki, güzel beyitler okuyarak, gazeller terennüm ederek akıp giden, insanı büyüleyen şiirlerle onu aldatayım.
• Gayb aleminden, ötelerden kendisinin duydugu anlatılamaz yüce zevkler, dünya zevklerinden de ahiret zevklerinden de çok üstündür. Onu merhamete getirmek, cehennem azabıyla korkutmak, yahut ona cennetleri vaadederek hurilerle, gılmanlarla kandırmak da imkansızdır.
• Tebrizli Şems onun seçtiği tek varlıktır. Onun sevgilisidir. Olsa olsa onu ancak, o "Zamanın Kutbu" ile kandırabilirim.
Şefik Can,Dîvân-ı Kebir'den Seçmeler, c.2, g.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder