Umursamazlık:
Bir kısım insanlarda cennet hakkında, "olsa da olur olmasa da olur" şeklinde bir umursamazlık, bir ilgisizlik mevcuttur. Oysa ahirette insan için iki ihtimal vardır, cennet ya da cehennem. İkisinin arasıbir yere gitme gibi bir seçenek yoktur.
Cenneti gereği gibi takdir edemeyen, onun özlemini çekmeyen, ona kavuşmak istemeyen bir kişinin oraya layık olmadığıortadadır. Cennete layık olmayan bir kişininde elbette oraya sokulmasısöz konusu değildir. Ve cennete kabul edilmeyen bir kişinin gideceği tek bir yer vardır: Cehennem.
Bu yüzden, Allah'ın müminlere çok büyük bir lütuf ve armağanıolan cenneti umursamamak, küçümsemek, ona girmeyi arzulamamak, ona girmek için çaba göstermemek, bu tutumundan vazgeçmediği sürece kişinin ateşhalkından olduğunun en açık alametidir. Çok zayıf bir imana sahip olan bir kişi dahi, sonsuz cehennem azabıhakkında fikir sahibidir ve ondan korunmak için varınıyoğunu ortaya koymaktan çekinmez. Bunu yapmayanın ise imanından
söz edilemez. (Harun Yahya, Mü’minlerin Asıl Yurdu Cennet, Vural Yayınları)
Cennet Ucuz Değildir.
Dünya hayatında basit bir eve talip oluyorsunuz. Birkaç yıl "taksitlerini ödeyeceğim" diye boğazınıza kadar her şeyinizden kısıyorsunuz. Yine aynışekilde evlenmek için bir kıza talip olduğunuzda bir sürü masraf ve sıkıntıya giriyorsunuz. Dünyada bir eve ve bir kıza talip olmak bir sürü maddî ve manevî sıkıntılara girmeyi gerektiriyor da bir cennet köşkü ile hurilere talip olmak niye bazısıkıntılara girmeyi gerektirmesin?
Üniversite mezunu nice insanın branşlarıyla ilgili bir meslek bulamadıklarıve pek de işe yaramayan fakülte diplomasıiçin bunca zahmet boşuna imişdedikleri bir ortamda, yine de bir yüksek okula girebilmek için her yıl milyonu geçen sayıda insanın nasıl sınavlara hazırlandığınıbiliyoruz.
En azından bu kadar olsun çalışmaların, dökülen terlerin ve çekilen sıkıntıların cennet için de olmasıgerekmez mi?
أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُم مَّثَلُ الَّذِينَخَلَوْاْ مِن قَبْلِكُم مَّسَّتْهُمُ الْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء وَزُلْزِلُواْحَتَّى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ مَتَى نَصْرُ اللّهِ أَلاإِنَّ نَصْرَ اللّهِ
قَرِيبٌ
"Yoksa siz, sizden öncekilerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara öyle darlık, zorluk, sıkıntıgeldi ve sarsıntıya uğradılar ki Peygamber ve onunla beraber mü'minler: 'Allah'ın yardımıne zaman?' diyordu. Gözünüzü açın! Allah'ın yardımışüphesiz pek yakındır." (Bakara, 2/214)
Rivayete göre bu ayet, Uhud veya Hendek savaşıesnasında nazil olmuştu. Mü'minler öyle daralmışlardı ki, âdeta ölüp ölüp diriliyorlardı.
Sahabelerden bazılarıoldukça tedirgin, "Allah'ın yardımıne zaman gelecek?" demeye başlamışlardı. İşte Cenab-ıHak yukarıdaki ayeti vahyederek adeta "siz yoksa cenneti ucuz mu zannetmiştiniz?" buyuruyor. Allah'ın en salih kullarıen çok musibetlere uğratılanlar olduğuna göre, bize ne oluyor da cenneti ucuza kapatmaya çalışıyoruz? ( Hasan Eker, Ahiret Bilinci, s. 90)
Yukarıdaki ayetin takdiri şudur: "Ey mü'minler, sizler Allah'ın sizi kullukla mükellef tuttuğu her şey ile ibadet etmediğiniz, sizi imtihan ettiği şeylere sabretmediğiniz, kâfirlerin eziyetine, fakirlik ve yoksulluğa, geçim sıkıntısıve darlıklarına katlanmadığınız, düşmanla savaşın dehşet ve korkunç hallerine göğüs germediğiniz müddetçe, sırf bana iman edip, peygamberimi tasdik etmek suretiyle cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Bütün bunlar, sizden önceki mü'minlerin başına gelmiştir." (Fahreddin Râzi, Tefsir-i Kebir, c. 5, s. 72)
أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَجَاهَدُواْ مِنكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ
Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız? (Al-i İmran, 3/142)
Rabbin Mağfiretine ve Cennete Koşun...
وَسَارِعُواْ إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmışolup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! (Al-i İmran, 3/133)
Not: İkra İslam Ans. Cd’si ve Recep Aykan’ın Kur’an’ı Kerim Fihristi’nden faydalanılarak hazırlanmıştır.
Hazırlayan: Mehmet Eser
KAYNAK:http://vaazlarim.
--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder