11 Kasım 2016 Cuma

KÜÇÜK ALİM ÇOBAN

KÜÇÜK ALİM ÇOBAN

Abdullah bin Mübarek, bir zaman koyun güden çoban çocuğa rastlar. Çocuğa acır, çünkü çocuğun herhangi bir eğitim alması imkansızdır. Kendi kendine:


“Şu çocuğa Allah, din, imanı birisi öğretmezse bu çocuk dağlarda bunları nasıl öğrenecek ? En azından birkaç şey öğretmeliyim şu zavallıya” diye söylendi.

Çocuğa sordu:
-Allah’ı bilir misin ?
-Bilirim tabi insan yaratıcısını bilmez mi ?
-Peki onu nasıl bilirsin ?
-Koyunlarıma bakınca Onu idrak ederim.


-Nasıl yani?
-Ben her gün koyunları güdüyorum. Ben olmasam onları ya kurt kapar, ya çalarlar ya da kaybolurlar. Ben onlara sahip çıkarım. Bizi yaratan, koruyup kollayan da Allah’tır.


-Başka ne bilirsin ?
-Allah’ın verdiği üç nimeti bilirim. Kalp,dil ve beden. Kalp ile Onun sevdiklerine gönül veririm, sevmediği şeylere buğzederim. Dilimle Allah’ı zikrederim, dua ederim. Bedenimle çalışırım.


Abdullah bin Mübârek çocuğa hayran kalmıştı. Ondan nasihat istedi. Çocuk:

-Ey yabancı adam. Alim birisi olduğun her halinden belli. Eğer ilmi Allah rızası için öğrendiysen, ilmin karşılığında insanlardan istemeyi, beklemeyi kes. İlmi dünya nimeti elde etmek için öğrendiysen, ahretten nasibin olmaz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder