Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Namaza çağırdığınız zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır.” (Mâide, 58) |
|
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Cennete ilk olarak peygamberler, sonra şehidler, sonra da Bilal girecektir.” (Kenzü’l-ummâl, VII, 689) |
|
Bir yerde iki müezzin bulunsa bunlardan birinin sesi çok güzel olsa, fakat ezân okumak için ücret talep etse; diğeri ise bu işi ücret istemeden yapsa, fakat sesi arkadaşı kadar güzel olmasa bu durumda hangisinin tercih edileceği hususunda iki görüş vardır. Daha doğru olan görüşe göre sesi güzel olana istediği ücret verilir. Çünkü güzel sesle okunan bir ezânın gönüllere büyük tesiri vardır. Çirkin sesle ise usandırıcı ve ürkütücü bir etkisi vardır.
Mesnevî’de şöyle denilmiştir:
Bir müezzin vardı, sesi pek çirkin. Kâfir ülkesinde ezan okudu. “Ezan okuma, savaş çıkar. Düşmanlık uzar”, dedilerse de inat etti, umursamadı. Kâfir ülkesinde ezan okumaya devam etti.
Halk, umumi bir kargaşadan korkarken, elinde bir elbise bir kâfir çıkageldi. Dostlar gibi eline mum ve helva almış öyle bir latif elbiseyi hediye getirdi. Söyleyin, o müezzin nerede? diye soruyordu. Onun salâsı ve ezanı bana rahatlık verdi. Benim pek güzel, pek yüce bir kızım var çoktandır müslüman olmak isterdi. Bu sevda kafasından bir türlü çıkmıyordu. Bunca kâfir ona öğüt veriyordu. Bu hususta elimden hiçbir çare yoktu.
Nihayet bu müezzin o ezanı okudu. Kızım dedi: Bu çirkin ses nedir? Kulağıma geldi de beni berbat etti. Bütün ömrüm boyunca, bu çirkin sesi işitmedim bu kilisede şu manastırda.. Kız kardeşi cevap verdi: Bu ezandır. Müslümanlar okur, Müslümanları ibadete çağırır. İnanmadı, bir başkasına sordu. O da evet dedi, tasdik etti. İnandı, yüzü sapsarı kesildi.
Müslümanlık hevesi kalmadı. Ben de sıkıntı ve azaptan kurtuldum. Dün gece korkusuz, rahat bir uyku uyudum. Onun sesinden bundan dolayı rahatlamıştım. Buna teşekkür için hediye getirdim, nerede o adam? Müezzini görünce, bu hediyeyi kabul et, dedi. Çünkü beni dertten kurtardın, elimi tuttun. Malda, mülkte, zenginlikte tek bir kişi olsaydım ben senin ağzını altınla doldururdum, dedi. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 5.Cilt, Erkam Yay.)
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder