25 Temmuz 2013 Perşembe

Bir Salkım Üzüm

Bir Salkım Üzüm

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas, 77)

Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Allah’a sığınan kimseyi koruyup himaye ediniz. Allah için isteyene veriniz. Size iyilik yapana siz de iyilik yapınız. Şayet verecek bir şey bulamazsanız karşılık vermek istediğinizi göstermek üzere kendisine dua ediniz.” (Ebû Dâvûd, Zekât 38; Nesâî, Zekât 72)

Hz. Osman, bir salkım üzüm veya bir salkım hurma alarak Hz. Peygamber’e hediye etmişti. O esnâda bir dilenci gelip bu üzümü Allah Rasûlü’nden istedi. Efendimiz (sav) de verdi. Hz. Osman dilenciye yetişip salkımı ondan satın aldı ve tekrar Hz. Peygamber’e hediye etti. Aynı dilenci gelip o salkımı yine istedi ve Allah Rasûlü (sav) de verdi. Hz. Osman da gidip dilenciden o salkımı tekrar satın aldı ve getirip Hz. Peygamber’e bir daha hediye etti. Dilenci yine gelip isteyince Fahr-i Kâinât Efendimiz latife yaparak:

“–Sen dilenci misin, yoksa tüccar mısın?” buyurdu.

Bundan sonra bir kaç gün vahy gelmedi. Hz. Peygamber bir yalnızlık hissetti, o esnada müşrikler de Peygamber Efendimiz’in Rabbı tarafından terkedildiğini söylediler. Bu hâdiseler üzerine Duhâ sûresi nazil oldu. (Alûsî, XXX, 157)

“Kuşluk vaktine ve sükûna erdiğinde geceye yemin ederim ki Rabbin Sen’i bırakmadı ve Sana darılmadı.
Gerçekten Sen’in için âhiret dünyadan daha hayırlıdır. Pek yakında Rabbin Sana verecek, Sen de hoşnut olacaksın.
O, Sen’i yetim bulup barındırmadı mı? Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi? Sen’i fakir bulup zengin etmedi mi?
Öyleyse sakın yetime kötü muâmele edip üzme!
El açıp isteyeni de sakın azarlama!
Fakat Rabbinin nimetlerinden minnet ve şükranla bahset!” (Duhâ, 1-11)
 

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder