AİLE-SAĞLIK
Cumada hutbe okunurken sünnet kılınır mı?
Soru: Cuma namazı için arkadaşımla camiye gittik. Ancak geç kaldığımızı camiye girince anladık. Herkes sünneti kılmış hocaefendi de hutbe okumak üzere cemaatin içinden minbere doğru gidiyordu.
Ben hemen oturdum, arkadaşım ise acele ile sünneti kılmaya yöneldi. Çevreden el kol işaretiyle oturması ifade edilmişse de sünneti kıldı. Tabii ben sünneti terk etmiş oldum. Namazdan sonra cemaatten, hutbe başlamak üzere iken sünnet kılınmaz, diyenler olduğu gibi, henüz hutbe başlamadığından sünnet kılınır, diyenler de oldu. Ben de acele ile kılsam iyi olacaktı galiba, diye pişmanlık duydum. Bu konuyu kime sordumsa farklı cevaplar aldım, şüpheden kurtulamadım. Şimdi sorum şöyle olacak: Cumaya geç kalıp da hutbe okunmak üzere iken camiye gelenler, sünneti terk mi etmeliler benim gibi. Yoksa acele ile sünneti kılıp sonra hutbeyi dinlemeyi mi tercih etmeliler arkadaşım gibi? Böyle durumlarla çok karşılaştığımızdan dolayı bu duruma bir açıklık getirmeniz çok faydalı olacaktır bizim gibi cumaya geç kalanlar için, diye düşünüyorum?
Cevap: Önce cuma namazını kısaca bir tarif ederek başlayalım isterseniz.
-Bilindiği üzere cuma namazı on rekatlı bir namazdır. Baştan dört rekat sünneti kılınır, hutbe okunduktan sonra iki rekat da cuma farzı kılınır, bundan sonra da dört rekat son sünnet kılınarak on rekatlı cuma namazı tamamlanmış olur.
Bundan sonra isteyenler her öğlede kıldıkları öğle farzı ile iki rekat sünneti de kaza namazı niyetiyle yine kılarlar. Bu kısa cuma namazı tarifinden sonra gelelim en başta kılınacak ilk sünneti kılmanın vaktine. Dıştaki ezan okunduktan sonra camide herkes kalkar, ilk olarak dört rekatlı ilk sünneti kılar. Bundan sonra imam hutbe okumak niyetiyle minbere doğru yürümeye başladığı andan itibaren ilk sünneti kılma vakti bitmiş olur. Çünkü hutbe dinlenecek bundan sonra.
Bu konuda ilmihallerde verilen bilgilerde şöyle denmektedir:
-Cumaya geç kalıp da imam hutbeye çıkmak üzere iken camiye gelen kimse, artık sünneti kılamaz, oturup hutbeyi dinlemeye başlar, kılamadığı ilk sünneti de cumanın farzından sonra kılar.
-Şayet imam hutbe için ayağa kalkmadan gelip sünnete başlamış da, imam da ondan sonra hutbeye yönelmişse, başladığı sünneti uzatmadan iki rekat olarak kılar, hemen hutbeyi dinlemeye yönelir.
Anlaşılan odur ki, cuma namazı için camiye erken gelmeli, ilk sünneti hutbe başlamadan kılmalı, hutbe başlamışsa sünneti farzdan sonra kılmaya niyetlenerek hutbeyi dinlemeyi tercih etmelidir.
-Hutbe okunurken cemâat başka bir şeyle meşgul olmayıp olanca dikkatiyle hutbeyi dinlemeye kilitlenmelidir.
Bundan dolayı hutbe okunurken birine söz söylemek, el, kol işaretiyle yol göstermek gibi şeylerle meşgul olmak harama yakın şekilde mekruh görülmüştür.
-Hutbede geçen bazı dualara gizlice amin denebilir. Yine sessizce salavat da getirilebilir.
-Ayrıca hutbe okunurken camiye gelenler dikkatleri dağıtmamak için buldukları boş yere oturmayı tercih etmeliler. İleriye geçmeye uğraşarak dikkatleri dağıtma sorumluluğunu yüklenmemeliler.
-Hutbeyi dinlerken iki dizi üzerine oturmakta zorluk çekenler, bağdaş kurup oturarak hutbeyi rahatlıkla dinleyebilirler. Bunda bir mahzur da akla gelmemelidir.
Gelelim cumaya erken veya da geç gelenlerin alacakları sevap karnelerine. Cumaya erken gelmeyi teşvik eden Buhari hadisinde şöyle önemli bir sevap sıralamasına da dikkat çekilmektedir:
-“Cuma günü melekler mescidin kapılarını tutarlar, insanları geliş sırasına göre yazarlar. Gelişlerine göre; deve bağışlamış, sığır bağışlamış, koyun bağışlamış, tavuk bağışlamış, serçe bağışlamış ve yumurta bağışlamış.. gibi sevap kazandıklarını kaydederler!” a.sahin@zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder