3 Ocak 2015 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - Peygamberimiz’le (sas) irtibat kurmak her Müslüman’ın vazifesidir!

Hekimoğlu İsmail - Peygamberimiz’le (sas) irtibat kurmak her Müslüman’ın vazifesidir!


Hekimoğlu İsmail
 

Peygamberimiz’le (sas) irtibat kurmak her Müslüman’ın vazifesidir!


Temizlik imandandır, hem maddi hem de manevi dünyamızı kurtarır. Aldığımız nefes kanımızı temizliyor, Kur’an-ı Kerim ruhumuzu temizliyor, camiler cemaati temizliyor.

Mesela biz sobayla büyüyen bir nesildik; her sene bacalar ve boruların içi temizlenirdi ki duman rahatlıkla çıkıp dağılsın. Emniyette olmak için, her sonbahar bu temizlik tekrarlanırdı. Yani yaklaşan her kış mevsimi, bacaların temizlik vaktinin geldiğini bildirirdi.

İslamiyet zahiri ve batınıyla temizlik dinidir; Müslümanlar da maddeten ve manen temizlenir. Maddi temizlik belli. Manevi temizlik ise haramları birer birer terk etmekle olur. Günahlar temizlensin ki dualarımız kabul olunsun.

Otomobillerin panosunda da çeşitli göstergeler, lambalar vardır; bir gösterge “Benzin bitiyor!” der, bir diğeri “Yağ yok!” der, başka bir lamba elektriğin kesildiğini gösterir. Aynen böyle de mübarek gün ve geceler, ikaz lambaları hükmündedir, nefis muhasebesini başlatır insanın; “Kur’an okumasını bilmiyorum, hadis, fıkıh, siyer hep bizim için yazılmış; bunları okumuyorum!..” İlim, bilgi değildir, ihtisastır. İslamiyet de öyledir. Nereden geliyorum, nereye gidiyorum sorularını ilmen öğrenip, bunlarla amel etmektir. Bu da Kur’an’a, Sünnete ittiba ile olur. Biz Resulullah (sas) ile manen irtibat kurarsak, Resulullah (sas) da bizimle irtibat kurar. Mübarek geceler, Allah’a yaklaşabilmek, Peygamber’le irtibat kurabilmek için fırsattır aynı zamanda; kalplerde cemaat ruhu estirir. İnsanlar arasında Allah dostları gizlidir, cemaatle yapılan dualar, kılınan namazlar içinde onların yüzü hürmetine cemaatin yaptığı dualar kabul olunur. Rahmet cemaat üzerindedir.

Bir kandil gecesi Isparta’da konferans vermiştim. Dedim ki: “Aziz Müslümanlar, bu gece hepiniz birer kağıt alın, üzerine günahlarınızı, hatalarınızı, pişmanlıklarınızı yazın. Ve düşünün; bunlardan hangisini ya da hangilerini düzeltebilirim? Birisine karar verin, yani ertesi gün farklı bir adam olarak ortaya çıkacağınıza karar verin, evinize gidip yatın. Bu niyetinizi hayatınıza uygularsanız bütün gece ibadet etmiş gibi sevap da kazanırsınız.” Bu sohbetten sonra dinleyenlerden biri dedi ki : “Biz senden başka türlü bir konuşma bekliyorduk. Bu konuşman hiç olmadı.” Neden? Çünkü cennete gitmek için de olsa kötü alışkanlığından vazgeçmek istemiyor.

Her haram bir hastalık gibidir. Herkes o listeden bir kötü alışkanlığını, bir haramı silse, mesela “Bu kandil gecesinin yüzü suyu hürmetine söz veriyorum, sigarayı bırakacağım!” dese, herkes böyle düşünse, ertesi gün sigara içmeyen bir millet ortaya çıkar. Bir başka kandilde bir başka harama tövbe edilse, haramlardan temizlenmiş bir millet ortaya çıkar. İnsanların birbirine güveni artar. Müslüman her zaman, her yerde haramlardan kaçmakla İslamiyet’i yaşar.

Rebiülevvel ayının on ikisi; Mevlid Kandili.

Peygamberimiz’in doğumu, her türlü kötülüğe, cahiliye devrine son veren bir milattı. Çünkü hak geldi, batıl zail oldu. O’nun (sas) ümmeti olmak Müslüman için şeref olduğu gibi Peygamberimiz’le (sas) irtibat kurmak her Müslüman’ın vazifesidir.

Bediüzzaman Hazretleri de bu konuyu anlatırken “Mevlid-i Nebevî ile Miraciye’nin okunması gayet faydalı ve güzel bir âdettir ve iyi, hoş bir âdet-i İslamiye’dir. Belki hayat-ı içtimaiye-i İslamiye’nin gayet latîf, parlak ve tatlı bir sohbet sebebidir. Belki, hakaik-i imaniyenin hatırlatılması için en hoş ve şirin bir derstir. Belki imanın envarını, muhabbetullahı ve aşk-ı Nebevi’yi göstermeye ve tahrike en müheyyic (heyecan uyaran) ve müessir bir vasıtadır.” demiştir.

Peygamber Efendimiz, ne yapmış, nasıl yaşamış, namazını nasıl kılmış, orucunu nasıl tutmuş, sıkıntılara nasıl katlanmış, nasıl dua etmiş, Allah’tan neler istemiş, ümmetine neleri tavsiye etmiş, bütün bunları düşüneceğiz. Biz, Peygamberimiz’e benzemeye gayret göstereceğiz. Gerekirse O’nun hayatına dair yazılmış bir siyer kitabı okuyacağız. Sonra da yaptıklarını kendimize örnek alıp hayatımıza katacağız; yani sünnetine uyacağız. Uyacağız ki, O’nun ümmeti olduğumuzu gösterelim. Uyacağız ki O’nun şefaatine nail olalım, Kur’an ahlakıyla ahlaklanalım.

Müslüman’ız amma Müslümanlar arasında çok büyük farklar vardır. Mübarek gecelerde insan kendini İslamiyet’in mihengine vuracak, kaç ayar olduğunu anlayacak.

Kur’an’da “Muhakkak, Allah müminlerden nefislerini ve mallarını cennet mukabili satın almış bulunuyor.” denilmiştir. Allah, kulunun duasını kabul eder, onu yüceltir. Duası yoksa, ibadeti yoksa onu da alçaltır. Bu İlahi bir merdivendir. Yükselmek de alçalmak da insanın elindedir.

“Mübarek”, kötülüklerden arınmış demektir. Kandiller zaten mübarektir. İnsan da kendini ne kadar temizlemişse haramlardan, ne kadar tövbe etmişse, kandilin kıymetini bilmişse o kadar mübarektir yoksa kandil ona uğramadan geçmiş gitmiştir.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder