AİLE-SAĞLIK
Peygamber âşığı olarak bilinen Bistam’ın büyük velisi Ebu’l-Hasan Harkani, Müslümanlara hitap ettiği Harkan’daki kürsüsünde diyor ki:
-Ey Müslümanlar! Ahiretteki hayatınızı Peygamberimiz’le birlikte yaşamayı ister misiniz?
Hep birlikte cevap veriyorlar:
-İstemez olur muyuz? Ama nedir O’nunla birlikte olmanın şartı, O’nu anlat bize?
Şöyle açıklar ahirette Peygamberimiz ile birlikte olmanın dünyadaki şartını:
- Burada günlük hayatınızı, günaha bulaşmadan tamamlayacaksınız. Çünkü Peygamberimiz de günlük hayatını günahsız tamamlar, ümmetinin de günlük hayatını günahsız tamamlayanlarıyla birlikte olacağını müjdelerdi. Öyle ise burada ilk hedefimiz, günlük hayatımızı günahlara bulaşmadan tamamlamak olmalıdır ki, orada birlikte olma şartını burada yerine getirmiş olalım!
Evet, burada günlük hayatımızı günahsız yaşamaya gayret etmeliyiz. Orada birlikte olmamız için. Bunda ihtilaf da yoktur.
Ancak günlük hayatını günahsız yaşama azim ve aşkında olan Müslümanlar, bazen ayağı kayar, günahlara da maruz kalabilir. Böyle istek ve irade dışı kaymalarda hemen ayağa kalkıp tövbe istiğfar ederek günlük hayatını yine günahsız yaşama azim ve aşkına yönelmeli, orada birlikte olma müjdesine layık olma sebat ve sadakatini yine yaşayarak göstermelidir.
Çünkü “Şefaatim ümmetimin büyük günah sahiplerine de ulaşır.” hadis-i şerifi bize bu ümidi vermekte, “Maruz kaldığı günahına samimi tövbe eden, sanki günah işlememiş gibidir.” hadisi de bu ümidimizi temellendirmektedir. Öyle olunca günlük hayatımızı günahsız yaşama azim ve aşkımızı tereddütsüz devam ettirme kararında olmamız gerekmektedir.
Müminin günahsız yaşama azim ve aşkını böyle tarif ve tespit ettikten sonra gelelim günlerini günahsız yaşamaya muvaffak olan Peygamber âşığı yoksulun Peygamberimiz’den selam getirme olayına. Peygamber âşığı yoksul adam, bir gece rüyasında çok sevdiği Peygamberimiz’i görür ve uzun zamandır yaşadığı ekonomik sıkıntısını da hemen arz eder. Efendimiz bu sebatlı ve sadakatli ümmetine yol göstererek buyurur ki:
- Sabah namazından sonra Osmanlı’nın cömert devlet adamı Hekimoğlu Ali Paşa’ya git, benden selam söyle, sana bin altın versin, sıkıntıdan kurtulmanı sağlasın. Rüyana inanmazsa, perşembe akşamları okuduğu Yasin-i Şerif’i geçen perşembe okumadı, onu da hatırlat, Yasin hediyesini beklediğimi de söyle kendisine, der.
Bu rüya ihtiyaç içinde inleyen adama ümit verir, sabah namazından sonra Hekimoğlu Ali Paşa’nın İstanbul Cerrahpaşa’daki camisi yakınındaki konağına gidip kapısını çalar, gece gördüğü rüyasını utana sıkıla ümitle anlatır:
- Paşam der, bu gece rüyamda Efendimiz (sas) Hazretleri’ni gördüm. Sıkıntımı arz ettim. ‘Hekimoğlu Ali Paşa’ya benden selam söyle. Sana bin altın versin, buyurdu. İnanmazsa her perşembe gönderdiği Yasin hediyesini geçen perşembe göndermedi, onu da beklediğimi hatırlat.’ tembihinde bulundu der!.
3O sene en yüksek devlet hizmetlerinde bulunan Ali Paşa, heyecanlanır bu selam karşısında. Bir daha anlatır mısın, der? Yoksul adam , Efendimiz’in selamı var.. diyerek bir daha anlatır ama Paşa’nın eli cebine bir türlü gitmez, bir daha, bir daha anlat diye tekrarlayınca:
- Paşam der, vermeyeceksen verme, neden bir daha, bir daha diye tekrarlatıyorsun deyince, Paşa:
-Evladım, tekrarladığın her selam benim için o kadar kıymetli ki, her bir selama bin altın düşünüyorum. Yedi defa Efendimiz’in selamı var, dedin. Yedi bin altını da hak ettin, buyur güle güle harca, diyerek 7 bin altını sayar, sonra selamı getiren Peygamber âşığını gönderirken de ricasını şöyle ifade eder.
-Bir daha görüşecek olursan yeni selamlarını ve emirlerini beklediğimi de söyle. Ne emrederse başım gözüm üstüne yerine getirmeye hazır olduğumu da haber ver, der?
Böylece ahirette birlikte olma niyetiyle günahsız yaşama azim ve aşkının daha dünyada iken etkisini gören yoksul Peygamber âşığı, günahsız yaşama azim ve aşkında olanlara canlı bir örnek olma mesajını da vermiş olur..
Peygamber ismi zikredilerek her türlü yakıcı, yıkıcı terör olaylarının yaşandığı günümüzde bilmem siz nasıl algılarsınız bu özel ve güzel mesaj yüklü ümit verici misalleri? a.sahin@zaman.com.tr
Peygamberimiz’in bir selamına bin altın veren paşa!
Peygamber âşığı olarak bilinen Bistam’ın büyük velisi Ebu’l-Hasan Harkani, Müslümanlara hitap ettiği Harkan’daki kürsüsünde diyor ki:
-Ey Müslümanlar! Ahiretteki hayatınızı Peygamberimiz’le birlikte yaşamayı ister misiniz?
Hep birlikte cevap veriyorlar:
-İstemez olur muyuz? Ama nedir O’nunla birlikte olmanın şartı, O’nu anlat bize?
Şöyle açıklar ahirette Peygamberimiz ile birlikte olmanın dünyadaki şartını:
- Burada günlük hayatınızı, günaha bulaşmadan tamamlayacaksınız. Çünkü Peygamberimiz de günlük hayatını günahsız tamamlar, ümmetinin de günlük hayatını günahsız tamamlayanlarıyla birlikte olacağını müjdelerdi. Öyle ise burada ilk hedefimiz, günlük hayatımızı günahlara bulaşmadan tamamlamak olmalıdır ki, orada birlikte olma şartını burada yerine getirmiş olalım!
Evet, burada günlük hayatımızı günahsız yaşamaya gayret etmeliyiz. Orada birlikte olmamız için. Bunda ihtilaf da yoktur.
Ancak günlük hayatını günahsız yaşama azim ve aşkında olan Müslümanlar, bazen ayağı kayar, günahlara da maruz kalabilir. Böyle istek ve irade dışı kaymalarda hemen ayağa kalkıp tövbe istiğfar ederek günlük hayatını yine günahsız yaşama azim ve aşkına yönelmeli, orada birlikte olma müjdesine layık olma sebat ve sadakatini yine yaşayarak göstermelidir.
Çünkü “Şefaatim ümmetimin büyük günah sahiplerine de ulaşır.” hadis-i şerifi bize bu ümidi vermekte, “Maruz kaldığı günahına samimi tövbe eden, sanki günah işlememiş gibidir.” hadisi de bu ümidimizi temellendirmektedir. Öyle olunca günlük hayatımızı günahsız yaşama azim ve aşkımızı tereddütsüz devam ettirme kararında olmamız gerekmektedir.
Müminin günahsız yaşama azim ve aşkını böyle tarif ve tespit ettikten sonra gelelim günlerini günahsız yaşamaya muvaffak olan Peygamber âşığı yoksulun Peygamberimiz’den selam getirme olayına. Peygamber âşığı yoksul adam, bir gece rüyasında çok sevdiği Peygamberimiz’i görür ve uzun zamandır yaşadığı ekonomik sıkıntısını da hemen arz eder. Efendimiz bu sebatlı ve sadakatli ümmetine yol göstererek buyurur ki:
- Sabah namazından sonra Osmanlı’nın cömert devlet adamı Hekimoğlu Ali Paşa’ya git, benden selam söyle, sana bin altın versin, sıkıntıdan kurtulmanı sağlasın. Rüyana inanmazsa, perşembe akşamları okuduğu Yasin-i Şerif’i geçen perşembe okumadı, onu da hatırlat, Yasin hediyesini beklediğimi de söyle kendisine, der.
Bu rüya ihtiyaç içinde inleyen adama ümit verir, sabah namazından sonra Hekimoğlu Ali Paşa’nın İstanbul Cerrahpaşa’daki camisi yakınındaki konağına gidip kapısını çalar, gece gördüğü rüyasını utana sıkıla ümitle anlatır:
- Paşam der, bu gece rüyamda Efendimiz (sas) Hazretleri’ni gördüm. Sıkıntımı arz ettim. ‘Hekimoğlu Ali Paşa’ya benden selam söyle. Sana bin altın versin, buyurdu. İnanmazsa her perşembe gönderdiği Yasin hediyesini geçen perşembe göndermedi, onu da beklediğimi hatırlat.’ tembihinde bulundu der!.
3O sene en yüksek devlet hizmetlerinde bulunan Ali Paşa, heyecanlanır bu selam karşısında. Bir daha anlatır mısın, der? Yoksul adam , Efendimiz’in selamı var.. diyerek bir daha anlatır ama Paşa’nın eli cebine bir türlü gitmez, bir daha, bir daha anlat diye tekrarlayınca:
- Paşam der, vermeyeceksen verme, neden bir daha, bir daha diye tekrarlatıyorsun deyince, Paşa:
-Evladım, tekrarladığın her selam benim için o kadar kıymetli ki, her bir selama bin altın düşünüyorum. Yedi defa Efendimiz’in selamı var, dedin. Yedi bin altını da hak ettin, buyur güle güle harca, diyerek 7 bin altını sayar, sonra selamı getiren Peygamber âşığını gönderirken de ricasını şöyle ifade eder.
-Bir daha görüşecek olursan yeni selamlarını ve emirlerini beklediğimi de söyle. Ne emrederse başım gözüm üstüne yerine getirmeye hazır olduğumu da haber ver, der?
Böylece ahirette birlikte olma niyetiyle günahsız yaşama azim ve aşkının daha dünyada iken etkisini gören yoksul Peygamber âşığı, günahsız yaşama azim ve aşkında olanlara canlı bir örnek olma mesajını da vermiş olur..
Peygamber ismi zikredilerek her türlü yakıcı, yıkıcı terör olaylarının yaşandığı günümüzde bilmem siz nasıl algılarsınız bu özel ve güzel mesaj yüklü ümit verici misalleri? a.sahin@zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder