AİLE-SAĞLIK
Kutlu Doğum sahibinden ümmetine birlik imtihanı uyarısı!
Birlik beraberliğimizi korumak nasıl bizim kendi iradi sorumluluğumuzda oluyorsa, bozmak da aynı şekilde yine bizim kendi iradi sorumluluğumuzda gerçekleşmektedir.
Bu çok önemli iradi birlik sorumluluğumuz bizim bir numaralı meselemiz olarak bizi derinden düşündürmektedir. Şöyle ki:
-Efendimiz (sas) ümmetinin kökten ve toptan yok edilmemesi, umumi bir kıtlığa maruz kalmaması ve çoğunu helak edecek bir düşman tasallutuna uğramaması için Cenâb-ı Hakk'a dua dua yalvarmış ve Allah (cc,) Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz'in bu dualarını hep kabul buyurmuştur!
Buna göre bu ümmet, umumi bir kıtlık helakine uğramayacağı gibi, devamlı olarak düşman hâkimiyeti altında da kalmayacak, nesli tükenecek bir musibete de uğramayacaktır şükürler olsun. Ancak Efendimiz'in (sas) bu ümmetin kendi aralarında birbirleriyle kavga etmemeleri, birbirlerine düşmemeleri, kardeşliklerini bozan bir tartışmaya girmemeleri için yapmış olduğu duasına Cenâb-ı Hak tarafından aynı şekilde kabul karşılığı gelmemiştir!. (Müslim, Fiten, 19/20)
-Niçin bu son duanın kabul karşılığı gelmemiştir? İşte bu önemli konuda yapılan yorumlarda deniyor ki:
-Kardeşliği korumak veya kaybetmek konusu, insanların kendi iradeleriyle sağlayacakları şahsi kulluk görevi ve mükellefiyetleri konusudur. İnsanları iradeleri karışmadan birleştirmek irade sahibi insana yakışmaz. Zira akıl ve irade nimetlerine sahip bir varlıktır insan. Kendi iradesi işin içinde olmadan sürü gibi güdülmek, bir yere toplanmak, iradesiz ve şuursuz varlıklar gibi üst üste yığılarak bir arada bulundurmak irade ve şuur sahibi insanın haysiyet ve şerefine uygun düşmemektedir. Bunun için insan iradesinin hakkını vererek bir arada kardeşçe yaşayabilme ve başkalarıyla birlik beraberlik tesis ederek kardeşliğini koruma ve kuvvetlendirme yollarını kendisi araştırması, kendi irade ve şuuruyla bulup uygulaması gerekmektedir. Böylece kendi imtihanını da kendisi iradesiyle kazanma görevini yerine getirmiş olsun
Nitekim Cenâb-ı Hak İlahî kelamında farklı âyet-i kerimelerde insanların birbiriyle imtihan edileceğini ifade buyurarak, şöyle uyarıda bulunmaktadır: “Bazınızı bazınızla imtihan edeceğiz!.” (En'âm/53)
-Neden bazımız bazımızla imtihan olacağız?
Çünkü Rabb'imiz insanların üzerindeki esma-i ilâhiye ve sıfat-ı sübhaniyesinin tecellilerini insan yapısında böyle farklı şekillerde göstermiştir. Bu farklılığımızla, “Bazımızın bazımızla imtihan olacağımız” uyarısında bulunuyor.
Her insanda ilahi isimlerin farklı şekilde tecellisinden dolayı senin huyun ona uymadığı gibi onun huyu da sana uymayabilir. Ancak aranızdaki bütün bu farklılıklara rağmen siz yine de birlik beraberlik tesis ederek kardeşliğinizi korumanın yollarını arayacak, size verilmiş olan irade nimetinin hakkını verme mükellefiyetini yerine getirme şuuru göstermiş, imtihanı kazanmış olacaksınız.
Bu sebeplerle farklı isim tecellilerinden dolayı farklı tutum ve tavırda olan kardeşlerimizle de karşılaşabiliriz. Hatta aramızda kırgınlık-dargınlıklar da oluşabilir. Hemen kötü insan, kötü kardeş damgasını yapıştırmak yanlış olur. Farklılıklarımızı ilahi isimlerin her birimizdeki farklı tecellisinin gereği diye yorumlayarak kardeşliğimizi teyit ve tahkim etme niyetiyle muhatap olmayı, birbirimizle imtihanımızın mecburi bir gereği olarak görmeliyiz.
Hatta bu konuda irademizin hakkını tam vererek ilk defa “kusura bakma kardeşim, hakkını helal et. Birbirimizle imtihanımızın gereğini yaşıyoruz” diyerek el uzatıp barış kahramanı olma örneği de vermeliyiz vicdan muhasebemiz sonunda. Nitekim Efendimiz (sas) birbirine kırılıp küsen iki kişiden önce selâm verip el uzatarak kucaklaşanın barış kahramanı olarak kayda geçeceğine de işarette bulunmuştur!
Böyle barış kucaklaşmalarıyla kutlayacağımız Mevlid Kandilleri dualarımızla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder