9 Aralık 2015 Çarşamba

Ahmed Şahin - Akraba ve dost ziyaretleri unutulmamalıdır!

Ahmed Şahin - Akraba ve dost ziyaretleri unutulmamalıdır!


Ahmed Şahin
 
 
AİLE-SAĞLIK

 

Akraba ve dost ziyaretleri unutulmamalıdır!


Müslümanların ihmal edilmez mükellefiyetlerinden biri de akraba ve dost ziyaretleridir. Bulunan her fırsatta dost ve akrabalar ziyaret edilerek hal hatırları sorulup duaları alınmalı, sevgi saygı tazelenmelidir.

Bunu zıddı ise akraba ve dostlarla ilgiyi kesmek, günahı kebair işlemeyi göze alan vefasız akraba ve dost durumuna düşmektir.

Halbuki Rabb'imiz Müslüman'ın önemli ibadetlerini sıralarken akrabalarına karşı göstermesi gereken ilgisini hemen üçüncü sıraya koyarak buyuruyor ki:

-Önce Allah'a ibadet edin, sonra anne-babaya itaat edin, üçüncü olarak da akrabaya yakınlığınızı gösterin, ilginizi kesip de yabancılaşmayın!..

Efendimiz (sas) Hazretleri ise yakınlarıyla ilgisini kesenlere mescidinde çarpıcı ikazlarda bulunarak buyuruyor ki:

-Akrabalarıyla ilgisini kesenlerin bulunduğu meclise Rahmet melekleri inmezler!

Nitekim bu önemli uyarıyı dinleyenlerden bir kişi hemen sessizce kalkıp dışarı çıkarak ihmal ettiği akrabasını ziyarete koşar. Neden sonra geri gelip yerine yine sessizce oturunca Efendimiz sorar:

-Bir akraba ihmali mi söz konusu idi? Cevap ibretlidir:

-Beni kendisinden uzaklaştıran bir teyzem vardı, ikazınız üzerine onu ziyarete gittim, kapısında beni görünce hem şaşırdı hem de sevinerek, ‘sen kolay gelmezdin, nasıl oldu da geldin?' diye sordu. Ben de akrabayı ihmal edenlerle ilgili ikazınızı anlatınca ellerini açıp dua etti, ben de amin diyerek akrabamla helalleşip geldim meclisinize.

Bunun üzerine Efendimiz'in (sas) açıklaması daha da netleşir.

-Şunu unutmayın ki, akrabalarıyla ilgisini kesmiş olan kimsenin bulunduğu meclise Rabb'imizin rahmet melekleri inmezler. Sen bu ziyaretinle hem meclise gelecek olan rahmete engel olmaktan kendini kurtarmış hem de bir vefa ve sadakat örneği vermiş oldun! Az ameline çok sevap kazandın.

Bu sırada bir soru da şöyle gelir:

-Ben akrabama gidiyorum, ama o gelmiyor, ben affediyorum ama o affetmiyor. Ben de onlara aynı şekilde karşılık vererek gitmek istemiyorum artık!

Bu duruma geniş açıklamada bulunarak buyurur ki:

-Akrabanın sana yaptığı yanlışı sen de onlara yaparsan, yanlışa yanlışla karşılık vererek eşit duruma düşmüş olursun, farkınız kalmaz. Sen yanlışa doğru ile karşılık ver ki, hataya ortak olmayasın. Şunu unutma ki, senin akrabaya ziyareti kesmeyen vefalı tavrın seni Cennet'e, yaklaştırır, onları da layık oldukları yere yöneltir!.

Bu gibi ağır uyarılardan anlaşılan odur ki, akraba ve dostlarla olan sevgi saygı bağlarını koparmanın vebali göze alınamayacak kadar büyük olmaktadır. Nitekim “İnsanı Cehennem'den uzaklaştırıp Cennet'e yakınlaştıran ameller hangisidir?” diye soran bir sahabeye de Efendimiz'in (sas) cevabı şöyle olmuştur:

-Namazını kılan, orucunu tutan, haramlardan kendini koruyan, bir de akrabalarıyla ilgisini kesmeyen kimse, Cehennem'den uzaklaşıp Cennet'e yakınlaştıran amellerle meşgul olan kimselerden sayılmaktadır.

Demek ki, namaz, oruç gibi önemli ibadetlerimizin içinde akraba ziyaretleri de yerini almaktadır. Bundan dolayı irşat kitaplarında deniyor ki:

-Akrabasını yürüyerek ziyarete gücü yetenler, adım başına kazanacakları sevabın çokluğunu düşünerek yaya olarak gitmeyi dahi göze almalılar. Mümkün değilse vasıtaya binerek gitmeli, uzaklığı bahane etmemeli, mütevazı hediyelerle de olsa akrabalık bağlarını güçlendirmeye gayret göstermeliler. Yerine göre bir telefonla, bir selamla da olsa bu bağlar tazelenmeli, bulundukları meclise rahmetin inmeyeceği vefasız akrabalardan olmadığını bu kadar bir ilgi ile de olsa göstermelidir.

Fatebiru ya ülil ebsar! Bir düşünün ey basiret sahibi akraba ve dostlar!
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder