8 Aralık 2015 Salı

Ahmed Şahin - Müslümanlar birbirimize saygı, sevgi ve dua ile mükellefiz!

Ahmed Şahin - Müslümanlar birbirimize saygı, sevgi ve dua ile mükellefiz!


Ahmed Şahin
 
 
AİLE-SAĞLIK

 

Müslümanlar birbirimize saygı, sevgi ve dua ile mükellefiz!


Rabb'imize hadsiz şükürler olsun ki, Müslüman bir ülkede ve İslami ölçüleri bilen ve benimseyen Müslümanlar içinde yaşıyoruz.

İslami ölçüleri bilmeyen kimseler toplum içinde her türlü itici ve ayırıcı tavrı tercih edebilirler. Bir kesimi başka bir kesim aleyhine tahrik edecek sözler söyleyip yazılar yazarak cepheler oluşturmaya çalışabilirler.

Ancak İslam'ın emirlerini bilen ve önemseyenler, toplumu cepheleştirecek tavır ve üsluba yönelemezler, incitici ve itici söz ve davranışları tercih edemezler.

Çünkü iman ettiği Resulüllah (sas) Hazretleri buyuruyor ki:

-Birlikte rahmet, ayrılıkta ise azap vardır! Müslüman elinden dilinden çevresine zarar vermeyen kimsedir!

Bu açık seçik ikazı bilmezlikten, duymazlıktan gelemez toplumun inanmış insanları.

Bu sebeple de Müslüman, toplum içinde ayırıcı değil hep birleştirici olur, itici değil çekici olur. Toplumu kucaklaştıran, kaynaştıran olmayı kardeşliğinin ihmal edilmez bir gereği olarak bilir.

Nitekim Allah Resulü'nün birleştirici ve kucaklaştırıcı tavırlarının şahidi olan sahabe-i kiram diyor ki:

- Resulullah (sas) Hazretleri çevresine öylesine birleştirici bir sıcak tebessümle muhatap olurdu ki, kendisiyle bir defa görüşen adam daha ayrılmak istemez, Allah Resulü beni herkesten çok seviyor duygusuna girerdi!

Müslümanları birbirine dua eden kardeşler topluluğu haline getirmeyi dahi isteyen Allah Resülü (sas) Efendimiz bir gün de “Birbirinize günahsız dille dua edin.” buyurmuştu.

- ‘Nasıl günahsız dille dua edeceğiz?' ‘Günahsız dilimiz yoktur ki' diye sormaları üzerine de şu kucaklaştırıcı cevabı vermişti:

-Sizin diliniz kendiniz hakkında günahlıdır, ama kardeşleriniz hakkında günahlı değildir!

Öyle olunca siz kardeşleriniz hakkında günahsız olan dilinizle dua edin, onlar da sizin hakkınızda günahsız dilleriyle dua etsinler. Böylece günahsız ağızlarla birbirine dua eden kardeşler topluluğu haline gelmiş olursunuz.

Zaten namazlarımızdaki Tahiyyat'tan sonra okuduğumuz ‘Rabbena atina..' duasında,

‘Rabb'im beni, annemi, babamı ve tüm mümin kardeşlerimi affeyle!' diyerek dua etmekteyiz. Namazdaki bu duamızı, namaz dışındaki hayatımızda da günahsız ağızlarla karşılıklı olarak tekrarlamak, birbirine dua eden kardeşler topluluğu haline gelmemiz demektir.

Ancak böyle günahsız ağızlarla dua eden kardeşlerimizin kalbini, gönlünü kazanacak sevgi saygı içinde muhatap olmamız gerekir ki, bizi dualarına layık görsünler, ‘Bu kardeşimizden Allah razı olsun' deme sevgisini duysunlar. Şurası da unutulmamalıdır ki müminin hayatının hedefidir Allah'ın rızasını kazanmak. Bu bakımdan ‘Allah razı olsun' duası almak en önemli duayı almak demektir…

Eğer böyle günahsız dille yapılacak makbul kardeş dualarını önemsemez de çevremizi memnun edecek saygılı bir tavır içinde muhatap olmazsak, günahsız dille yapılacak bunca makbul dualardan mahrum kalırız, kimse bizim için gönülden ‘Allah razı olsun bu kardeşimizden' deme sevgisi duymaz. Bu durumda kardeşliğimizden kazancımız hiç yok, kaybımız ise pek çok olur.

Bundan dolayı atalarımız, ‘İnsanları memnun edecek paran pulun yoksa, güler yüzün, tatlı dilin de mi yoktur?' diyerek bir tebessümle de olsa çevremizi memnun etmemizi tavsiye etmişlerdir.

Hal böyle olunca: İslam toplumunun Müslüman fertleri olarak bizler de topluma karşı tutum ve tavrımızı bir gözden geçirsek mi? Günahsız ağızla dualar ediyor, günahsız ağızlardan da dualar alabiliyor muyuz çevremizden? Yoksa selamı sabahı kesmiş küs kardeşler gibi miyiz birbirimize karşı? Topyekûn dualardan mahrumiyetimiz mi söz konusu?

Fatebiru ya ülil ebsar! Düşünün ey basiret sahibi toplum kardeşleri!
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder