2 Temmuz 2017 Pazar

Gençliğin Önemi ve Gençliğimizin Problemleri-2

Gençliğin Önemi ve Gençliğimizin Problemleri-2
 
İslam Dini en güzel ahlaki prensipleri ortaya koyan bir dindir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz tarafından bizlere miras bırakılan başlıca güzel ahlaki ilkeler şunlardır. Doğruluk, sözünde durmak, temizlik, cömertlik, sabır, tevazu, iffet ve haya, tevekkül, kanaat etmek, şükür, çalışma, şefkat, cesaret, nezaket, vefa, hoşgörülü olmak, güler yüzlü, güzel sözlü olmak, sadelik. Güzel ahlakın yanında birde kötü huy ve davranışlar vardır. Bunlar; yalan, iftira, gıybet, kötü zan, alay etme, iki yüzlülük, sözünde durmama, gösteriş, haset, kin, düşmanlık, öfke, kibir, cimrilik, nemelazımcılık vb. Güzel huy ve davranışları gençlerimizin hayatlarına aktarmada elimizden gelen gayreti göstermeli, onların çirkin davranışlara düşmelerine engel olmalıyız. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır.
 مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
“Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez." (7)
Gençlerimizin özellikle günümüzde en çok içinde bulundukları tehlike zararlı alışkanlıklardır. Günümüzde sigara kullanımı, alkol tüketimi, fuhuşun yaygınlaşması, esrar, eroin ve extazi gibi uyuşturucu maddelerin kullanımı ve kumar oynama gibi zararlı alışkanlıklara en çok müptela olanların başında gençler gelmektedir.
Günümüzde gençler arasında yaygın olarak kullanılan zararlı alışkanlıkların başında alkollü içecekler gelmektedir. Oysaki alkollü içecekler dinimizde haram kılınmıştır. Bir ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
"Ey iman edenler! İçki, kumar, (tapınmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz." (8) Dinimizin haram kıldığı alkollü içeceklerin bedenimize de çok büyük zararları mevcuttur. Alkol, kalp ve cilt damarlarını genişletir. Karaciğer hücrelerinde yağlanma meydana gelmesine, siroz hastalığına sebep olur, Alkollü içkinin hangi çeşidi olursa olsun böbrekleri bozar, zamanla iş göremez hale getirir, mideyi bozar, ağrı yapar, mide hastalıklarından olan gastrit ve ülsere sebep olur. İçki akıl ve hafızayı zaafa  uğratır. Sinirler alkole karşı hassastır,sinir hücreleri zedelenir. El titremeleri, tikler, felçlerden tutun, bütün ani ölümlere varıncaya kadar nice felaketlere sebebiyet verir. (9) Dinimizin yasak kapsamına aldığı, tıbbende birçok zararların olduğu alkollü içeceklerden gençlerimizi korumalı, “bir kereden bir şey olmaz, düğündür, eğlencedir, bu zamanda olmayacakta başka ne zaman olacak” gibi çok yanlış sözleri bırakmalı, evlatlarımızın geleceklerini karartmamalıyız.
Bir başka zararlı alışkanlık ise sigaradır. Günümüzde tütün kullanımının gençlik yaşından gerilere çocukluk dönemine kadar indiğini üzülerek takip etmekteyiz. “Bir kereden bir şey olmaz” diye başlanan ve diğer zararlı alışkanlıklardan kurtarılabilse bile kendisinden kurtarılamayan en önemli ve en yaygın zararlı alışkanlıkların başında sigara içilmesi gelmektedir. Oysaki Yüce Rabbimiz bizlere kendi elimizle kendimizi tehlikeye atmamızı tavsiye etmekte ve israfı haram kılmaktadır. İlgili ayetler şöyledir.
وَلاَ تُلْقُواْ بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ“Kendinizi elinizle tehlikeye atmayın..." (10)  “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz, Çünkü O, israf edenleri sevmez." (11) Sigara, kişiyi belki aniden öldürmese bile yavaş yavaş hastalıklara ve sonucunda sağlıksız bir yaşam ve sağlıkla sürdürülemeyen bir hayata ve ölüme sürüklemektedir. Ayrıca hem bedenen hem de mali anlamda israftır. Bunun yanında bedene verdiği zararlar ise saymakla bitmemektedir.
 Tıp ilerledikçe her geçen gün sigaranın vücuda verdiği zararlar ortaya çıkmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır. Ülkemizde yılda yaklaşık 100 bin kişi sigara ve bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmekte, Sigara dumanının içerdiği karbon monoksit kan dolaşımına girerek pıhtılaşmaya yol açmakta ve atardamarların iç duvarlarına zarar vererek kalp krizlerine neden olmaktadır. Koroner kalp hastalıklarından ve bu hastalıkların yol açmakta, sigara dumanı; katran, karbon monoksit ve nikotine ek olarak, amonyak, arsenik, hidrojen siyanür ve metan gibi son derece zehirli olan 4 binden fazla kimyasal madde içermektedir. sigara kullanımı, insan vücudunun savunma sistemini çökertmekte, akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, boyun, pankreas, mesane, böbrek, mide ve kan kanserine yol açmaktadır.  Sigara ayrıca; peptik ülser, kronik bronşit, felç, astım, reflü, erken menopoz, diş eti iltihabı, kemik erimesi ve katarakt hastalıklarına zemin hazırlarken, hamilelerde erken doğum ve düşük doğum ağırlığı risklerini de beraberinde getirmektedir. Sigara içmeyi bir kez deneyen her dört kişiden üçü sigara tiryakisi olmaktadır. (12)
Günümüzde özelikle gençler arasında en yaygın kullanılan zararlı alışkanlıkların başında ise esrar, afyon, eroin, kokain, morfin gibi uyuşturucu maddeler gelmektedir. Ayrıca alkol oranının düşük tutulup sanki zararı yokmuş gibi sunulması gibi, uyuşturucu maddelerden olan ekstasi (ecstasy)  gibi haplarda gençlere zararları yokmuş ve bağımlılık yapmıyormuş gibi sunulmaktadır. Oysaki insan hayatında bir kere başladıktan sonra her daim istenilmesine sebep olan ve tıbbi müdahalelere rağmen çoğu zaman bırakılamayan en tehlikeli alışkanlıkların başında uyuşturucu bağımlılığı gelmektedir. Gençlerimizin böyle bir zarara bulaşmamaları için öncesinde gerekli bütün tedbirleri almalıyız.
Diğer bir zararlı alışkanlık ise zamanın boşa geçirilmesine ve haksız şekilde paranın el değiştirmesine sebep olan kumardır. Oysaki kumar haksız bir kazançtır, hakız kazanç ise Yüce Dinimizde haram kılınmıştır. Kumar ve alkolün insanoğluna vereceği ortak zararlar mevcuttur. Kur’an-ı Kerim bu hususa şöyle işaret etmektedir. “Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz (hepiniz) vazgeçtiniz değil mi" (13) Hayatların baharında ve yaşam enerjisinin en üst seviyede olduğu gençlerimizi, zamanı boş geçirmeye ve bir başkasının parasını haksız yere yemeğe sevk eden kumarın zararlarından korumalı, kendi yaşantımızla onlara örnek olmalıyız.
Günümüzde gençlerin içinde bulunmuş olduğu bir başka problem ise, gayri meşru birlikteliklerin fazlalaşmasıdır. İslam Dini insanların meşru yollardan yani kabul edilen bir nikah akdi ile aile yuvası kurmaları için teşvik getirirken, gayri meşru ilişki olan zinayı ise haram kılmaktadır Yüce Rabbimiz bir ayette şöyle buyurmaktadır.
 وَلاَ تَقْرَبُواْ الزِّنَى إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاء سَبِيلاً
“Zina’ya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur." (14) Yüce Rabbimiz sadece zina yapmayı yasaklamamakta zinaya yaklaşılmamasını murat etmektedir. Yani zina ne kadar tehlikeli bir husus ise, zinaya götüren unsurlarda aynı şekilde insan hayatına sıkıntılar veren bir husustur. Bu sebeple gençlerimizin kabul gören bir nikah çerçevesinde aile yuvası kurmalarını teşvik etmeli ve bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. İnsanlara sıkıntı ve külfet getirin maddi zorluklara zemin hazırlanmamalıdır. Maddi olanakları olmayan gençlere ise her kesimden yardım edilmeli, meşru bir aile birlikteliği sağlanmalıdır.
Bir milleti millet yapan temel değerlerin başında milli değerleri gelmektedir. Vatan, bayrak, kültür, dil, marş vb. gibi unsurlar milli değerlerimizi ifade etmektedir. Üzerinde yaşanılan ve kültürün oluşturulduğu topraklara vatan denilmektedir. Vatan sadece toprak parçası değildir. Vatan üzerinde yaşayan insanlar için hürriyet demektir. Esaret altında olmamak demektir. Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, olarak tarif edilen bayrak, sadece kumaştan ibaret değildir. Bayrağa değer veren bir milletin kendisidir. Şanlı bayrağımız ise varlığımızı devam ettirdiğimizin nişanesidir. Al bayrağımızı dalgalandırmak ise hepimize düşen şerefli bir görevdir.
 Kültür, toplumların oluşturduğu bütün güzellikleri ifade eden bir kavramdır. Bugün, kendi kültürümüzde olmayan birçok şey kendi kültürümüz gibi yansıtılmaktadır. Düğünlerimizde, eğlencelerimizde, cenazelerimizde toplum yaşantımızın her kesiminde kendi özümüze ait şeylerin yavaş yavaş yıpratılarak hayatımızdan çıkarılmaya çalışıldığına şahit olmaktayız. Kültür bizi birbirimize bağlayan en önemli faktörlerdendir. Kültürün yozlaşması, önceki nesle ait önemli örf ve adetlerin bir sonraki nesle aktarılamaması bizler için büyük sıkıntılar doğuracaktır. Gençlerimize geçmişten getirdiğimiz milli ve manevi değerlerle yoğrulan kültürümüz mutlaka aktarmalı, onlarında bir sonraki nesle bu mirası aktarmalarına yardımcı olmalıyız.
En büyük zenginliklerimizden biri de Türkçe’mizdir. Bugün üzülerek görmekteyiz ki, güzel dilimiz Türkçe yerine yabancı kelimelerin kullanımı çokça fazlalaşmıştır. Bu sebeple gençlerimize dilimizin en güzel ifadelerini aktarmalı, yabancılaştırılmanın etkisinden kurtarmalıyız.
 Her milletin kendine özgü bir marşı vardır. Bizim marşımız İstiklal Marşı ise, toplumsal birlikteliğimizden, düşmana esir olmamayı şeref saymaktan, bu vatan uğruna can vermekten, cennet vatanı kimselere bırakmamayı ahdetmekten ortaya çıkmıştır. İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınsa da hepimizin ortak düşüncelerinin tezahürüdür.
Gençlik yıllarını güzellikler içinde geçiren insanlar bahtiyar, gençliğini yanlışlıklar içinde geçirip onun kıymetini bilmeyenler ise hep üzüntü içerisine olmuşlardır. Bu sebeple gençlik, Allah katında da kullar nazarında da ömür sermayesinin en kıymetli zaman dilimidir. Kur’an-ı Kerimde bizlere verilen bütün nimetlerden sorguya çekileceğimiz ifade edilmiştir.(1) Sevgili Peygamberimizde bir hadislerinde gençliğin önemini bizlere şöyle bildirmektedir. “İnsanoğlu kıyamet gününde; gençliğini nerede ve nasıl harcadığından… sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz.”(2)
Gençler meyve vermeye hazırlanan bir ağaç gibidir. İlgi gösterilirse en güzel meyveleri alma imkanı vardır. Bu sebeple gözümüzün nuru, ailelerimizin neşesi ve toplumumuzun geleceği olan gençlerimize sahip çıkmalı, onlara değer vermeli, görüş ve önerilerine saygı duymalı, milli ve manevi değerlere bağlı bir hayat tarzı benimsemeleri için gerekli tedbirleri almalıyız. Ana-baba olarak bizler başta kendi çocuklarımız olmak üzere, bütün gençlerin ıslahı için çalışmalı, olgun davranış şekillerini kendilerine kazandırmalı, milletimiz ve vatanımız için faydalı birer insan olmalarına gayret göstermeliyiz. Dini bir terbiye almış, milli geleneklerine bağlı insanların kendilerine ve başka insanlara faydalı olacağı da hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Bir ülkenin geleceği, en büyük enerjisi gençliktir. Gençliğin başıboş bırakılması, milli ve manevi değerlerden yoksun olarak yetiştirilmesi toplumlar için büyük sıkıntılar doğuracaktır. Bu sebeple gözümüzün nuru olan gençlerimizi ilimle, imanla, güzel ahlakla yetiştirmek için elimizden gelen bütün gayretleri göstermeliyiz. Unutmayalım ki, zararlı alışkanlıklara müptela olmuş, çirkin ahlakla donatılmış, milli ve manevi değerlerden uzaklaşan gençlerin zararı hem kendisine hem ailesine hem de bütün topluma olacaktır.
Yüce Rabbim imanla, irfanla, güzel ahlakla, vatanına, milletine bağlı geçmişten almış olduğu enerjisini geleceğe aktarabilen gençler yetiştirmeyi cümlemize nasip etsin. Zararlı alışkanlıklarına müptela olmuş kardeşlerimizi bu sıkıntılardan kurtarsın. Hayırlı gelecekler görmeyi nasip etsin.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.
Ahmet ÜNAL
Uzman Vaiz


7 Tirmizî, Birr, 33
8 Maide, 5/90
9 Türkiye Yeşilay Cemiyeti Resmi İnternet Sitesi www.yesilay.org.tr den alınmıştır.
10 Bakara, 2/195
11 el-A‘râf 7/31
12 Türkiye Yeşilay Cemiyeti Resmi İnternet Sitesi www.yesilay.org.tr den alınmıştır.
13 Maide, 5/91

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder