20 Temmuz 2017 Perşembe

Tövbe ve yağmur

Tövbe ve yağmur
 

Bilal bin Sad hazretleri "rahmetullahi aleyh", tabiinin alimlerinden bir Allah dostudur.
Duası anında kabul olurdu.

Şöyle ki:
Bir ara, Şam’da uzun süre yağmur yağmamıştı.

İnsanlar susuzluktan kırılıyordu.
Çaresizdiler.

Topluca bu zata gelip, birlikte yağmur duasına çıktılar.
Hazret-i Bilal, toplanan kalabalığa seslendi:

- Ey insanlar! Biliniz ki bela ve musibetler, işlenen günahlar sebebiyle gelir. Siz hepiniz günahkâr olduğunuzu itiraf ediyor musunuz?

Halk, bir ağızdan;
- Evet! diye bağırdılar, Biz çok günahkârız. Ama pişman olduk, af diliyoruz!

Büyük Veli kaldırdı ellerini;
- Ya Rabbi! Sen, Kur’an-ı kerimde; “İman edip de doğru söyleyenlerin dualarını kabul ederim” buyuruyorsun. Biz sana iman edip, doğruyu söyledik. Şimdi çok pişmanız. Affını diliyoruz. Bizi bağışla ve bize yağmur gönder! diye yalvardı.

Duası yeni bitmişti ki, yağmur yüklü bulutlar toplanmaya başladı.
Şimşekler çaktı

Ve rahmet boşaldı.

Ölmek ister misin?

Bir gün de sevdiği bir gence;
- Ölmek ister misin evladım? diye sordu.

Delikanlı;
- Hayır efendim, dedi. Henüz değil.

- Neden oğlum?
- Biraz daha yaşayıp, iyi ameller yapmak istiyorum hocam.

Mübarek zat, şefkatle baktı gence:
- Peki, ömrün var mı o kadar?

Genç büktü boynunu:
- Bilmiyorum hocam.

- Evlat! buyurdu. Madem ki ne zaman öleceğini bilmiyorsun. O halde ne yapacaksan şimdi yapsana. Niçin yarını bekliyorsun?

O bizi görüyor

Yine bir gün sevdikleriyle oturuyordu ki;
- Kardeşlerim! Günahın küçük olduğunu değil, onu, kime karşı işlediğinizi düşünün. Biz Onu görmüyorsak da, O bizi görüyor, buyurdu.

Ve ilave etti:
- Dünya sevgisi, günahların başıdır.

Sordular.
- Dünyadan maksat nedir efendim?

Cevap tek cümleydi:
- Allahü teâlânın beğenmediği şeylerdir.
 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder