Hayvanlar Allah'ı Zikrederler
BÜTÜN MAHLUKAT ALLAHI ZİKREDER
HAYVANLARIN ZİKRİNİ ÖĞRENMEK İSTERMİSİN?
Bütün kuşların ârifi Leylektir” Demek ki, kuşlar âleminin de, ârifi câhili var.
Lokman (a.s.) buyurur:
Ey oğlum! Horoz senden daha akıllı olmasın! O her sabah, zikir ve tesbîh ediyor, sen ise uyuyorsun!...
Allah (cc)'ı tüm mahlukat zikreder
En fazla zikreden hayvan: Kurbağa
En az zikreden hayvan: Eşek (Yanlış anlamayın sakın O bile günde 5000 kere "ALLAH" diyor.........
*
Kuşlar öterken zikrederler
İmam-ı Begavi hazretleri, Kab-ül-Ahbar hazretlerinden nakleder.
Süleyman aleyhisselamın bildirdiğine göre, bazı kuşlar öterken derler ki:
Tavus kuşu: Cezalandırdığın gibi cezalandırılırsın.
Hüdhüd: Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
Göçeğen: Ey günahkârlar, Allahü teâlâdan af ve mağfiret isteyin!
Kaya kuşu: Her canlı ölecek, her yeni eskiyip çürüyecektir.
Kırlangıç: Ne yaparsanız, onu bulursunuz.
Güvercin: Yeri göğü mahlûkatla dolduran Rabbimi, noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Kumru: Sübhâne Rabbiyyel-a’lâ.
Karga: Allahü teâlâ her şeyi helak edecektir.
Kustat kuşu: Susan, başına belâ ve musibet gelmesinden kurtulur.
Papağan: Düşüncesi dünya olan kimseye yazıklar olsun!
Doğan: Sübhâne Rabbî ve bihamdihî.
Bu kuşların ötüşleri, konuşmaları, yalnız bu sözlere ve mânâlara mahsus değildir.
Neml suresinde, karınca ve hüdhüdün konuşmalarının bildirilmesinden, ihtiyaca göre öterek ses çıkardıkları, konuştukları anlaşılmaktadır
. Kuşların, diğer vahşi hayvanların sesleri ve kâinattaki hareketlerin hepsi, Allahü teâlânın, peygamberlerine ve evliyasına hitabıdır.
Evliya, bu ses ve hareketleri, makamlarına ve derecelerine göre anlar, çünkü peygamberler, kuşların ve diğer hayvanların dillerini bilirler. Evliya-yı kiramsa, onların dillerini aynen bilemez. Sadece, onların seslerinden kendi hâllerine ait olan hususları, Allahü teâlânın kalblerine ilham etmesiyle bilirler. (Ruh-ul-Beyan, Peyg. Tarihi Ans.)
*
Hayvanlarında kendi lisân-ı halleri ile bir zikirleri olduğu, geçmişten gelecekten nice haberler verdikleri gibi, bize lakırdı gibi gelen leyleğin lek lek diye ötüşünde ise;
“Ey yardımı istenen Allah’ım, Mülk senindir. Hamd ve senâ ancak sana mahsustur” nidâsı gök yüzüne yükselmektedir.
“Bütün kuşların ârifi Leylektir” Demek ki, kuşlar âleminin de, ârifi câhili var.
Kumrunun KÛ- KÛ- neredesin ? neredesin ? diyerek vakur bir şekilde ortalıkta dolaşmasına atıfta bulunarak, ......Mesnevî’de:
“Kumru gibi ne zamana kadar neredesin Yâ Rabb ? neredesin Yâ Rabb ? diye onu arayıp duracaksın” Der.
Horozun bizlerin kulağına gelen ü-ürü-üüüüüüüüü sesinin aslında “Üzkürûlâh” olduğu da farklı bir Mesnevi beytinde açıklanır. Yâni;
“Allah’ı anın”
Hz. Mevlana
*
Bir defasında, Davud Aleyhisselam:
“Bu gece Allahü Teala hazretlerini öyle tesbih edeceğim ki, mahlukatından hiçbir kimse; onu bu şekilde tesbih etmeyecek etmemiştir!” dedi.
Bunun üzerine evinin (bahçesindeki) suyun içinde olan bir kurbağa kendisine Davut (as). ma seslendi:
“Ey Davud! Sen Allahü Teala hazretlerini çok tesbih etmekle övünüyor musun? Tam yetmiş senedir; Allahü Teala hazretlerini zikrediyorum. Allah’ın zikrinden dilim kurumadı. Ve bu on gecedir de şu iki kelimeyle meşgul olmaktan hiçbir şey yemedim ve içmedim.” Davud Aleyhisselam:
“O iki kelime nedir?” diye sordu. Kurbağa:
Şunlardır dedi:
“Ey her bir lisan ile tesbih olunan! Ve her bir mekanda zikir olunan (Rabbim seni noksan sıfatlardan tesbih ve tenzih ederim)…”
Bunun üzerine Davud Aleyhisselam kendi içinde;
“Ben bundan daha beliğ bir söz söyleyemem! Dedi.
Küçükken duyardık EN ÇOK ALLAHI ZEKREDEN kurbağadır diye. Pek inandırıcı gelmezdi o zaman için. Hatta bahçede öğle aralarında devamlı öterlerdi (Allah'ı zikrederlermiş) kafamız şişerdi. Meğer Allah'ı zikrederlermiş..
Yıllar sonra duymuş olduğumuz bilgileri kitaptan okuduk.
Bilerek kurbağa öldürenlere önemle duyrulur...
( Ruhu’l-Beyan//)
Resulullah sav: «Kurbağaları öldürmeyin; çünkü onların vakvakass tesbîhdir. Yarasayı da Öldürmeyin; zîrâ Beyt-i Makdis. harap edildiği zaman yarasa: Yâ Râb! beni denize musallat kıl da şunları boğayım; demiştir» Beyhâkî, Hz. Enes (R.A.} dan da şu hadîsi rivayet etmiştir:
«Kurbağları öldürmeyin; çünkü onlar ağızlarına su doldurarak ibrahim'in ateşine varmışlardır. Bu suyu ateşin üzerine serpiyorlardı.»
Gerek babımızın hadîsi, gerekse diğerleri kurbağa öldürmenin haram olduğuna delâlet etmektedirler. Öldürülmesi haram olunca bundaa yenmesinin de haram olduğu anlaşılmıştır. Zîrâ yenilmesi helâl olsa Öldürülmesi yasak edilmezdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder