17 Şubat 2014 Pazartesi

Burcu Ercivan - Dua Kapıları Siz Çalmadan Açtırır

Burcu Ercivan - Dua Kapıları Siz Çalmadan Açtırır

Burcu Ercivan
 
Dua Kapıları Siz Çalmadan Açtırır
 
Burcu Ercivan
 

Ey dua'm sen ne büyük nimetsin.. Dua; Allah ile arana hiç bir aracı koymadan konuşmak demektir. Dua eden adam bilir ki onu duyan BİRİ var. Kur'an'ı Hakim de Rabbimiz buyuruyor ; Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. (Bakara ,186)
 
 
Şimdi aklınıza hemen şu soru gelebilir; Madem Allah her dua'ya cevap veriyor peki neden benim duam kabul olmuyor? İşte Üstad Bediüzzaman hz. çok harika cevap vermiş bize ; ''Cevap vermek ayrıdır , kabul etmek ayrıdır.'' Yani Allahu azimüşşan sen her Ya Rabb! dediğinde sana manen ''Lebbeyk kulum!'' der. Cevap verir. Ama duanı kabul edip etmemek O'nun tasarrufuna kalmıştır. Yine Üstad hz. bunu bize çok güzel bir örnekle anlayacağımız biçimde açıklamış. Şöyle ki;
 

''Hasta bir çocuk, hekime seslenerek ‘bana bak’ der. Hekim: ‘Ne istersin, cevap ver’ der. Çocuk: ‘Şu ilacı bana ver,’ der. Hekim, ya aynen çocuğun istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. İşte Cenab-ı Hakim-i Mutlak, hazır nazır olduğu için abdin duasına cevap verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir.”
 
 
Yani Cenab-ı Allah senin duanın senin için hayırlı olup olmadığını senden iyi bildiği için dua'yı tasarrufuna göre ; Hayırlıysa direk verir. Senin için o değil bu hayırlı der daha hayırlısını verir. Ya da senin için hayırlı değildir hiç vermez. İşte biz insanların bu konu da sıkıntılarımız var. Haşa Rabbimiz bize istediğimizi vermiyormuş , umursamıyormuş gibi düşünüyoruz. Haşa bin kere haşa! Yine bir ayeti kerime de Rabbimiz şöyle buyuruyor;
 

''Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.'' (Bakara ,216)
 

Yani güzel kardeşim neymiş. Allah (cc.) bütün dualarımıza icabet edermiş. Yalnız O (cc.) hayrı ve şerri ezeli ve ebedi ilmiyle bizden daha iyi bildiğinden her duayı kabul etmiyor. Yine bizim iyiliğimiz için. O (cc.) kullarına zulmetmez biz kendimize zulmediyoruz.. Sen kapıyı çalmadan açılmasını bekliyorsun. O'nun kapısına edeple gelen lütufla döner.. Acaba biz insanlar dua etmesini mi bilmiyoruz?. Yani kimin kapısına gittiğimizin ve ne şekilde istediğimizin farkında mıyız? Bir örnek verelim.

Mesela çok yakınınız olan bir arkadaşınız en basitinden size dese ki; -Bana bir bardak su ver! hoş oldu mu? Olmadı dimi. Vereceğiniz varsa bile vermezsiniz. Ama dese ki; - Kardeşim sana zahmet olmazsa bir bardak su alabilir miyim? şimdi oldu dimi. Yani edep kardeşim edep.. Ki o bir arkadaşınız. Bizim bahsettiğimiz ZAT ise ; Alemlerin Rabbi , bütün mahlukatın , nebadatın yaratıcısı ve yöneticisi.. Düşünün bugün bir Başbakanın karşısına geçsek elimiz ayağımız karışır.Kelimeleri unutur bazen de yutarız. Biz ise o Başbakanı yaratan ZAT'ın huzurundan bahsediyoruz.
 

O ki kullarına pek şefkatli ve pek merhametlidir. Kur'anda 114 defa kendini 'Rahman ve Rahim'' olarak tanıtan bir Allah , hiç sana şefkatsiz ya da merhametsiz olabilir mi? 
 

Kainatın sevgilisi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Mutlaka duanızın kabul edileceğine inanarak dua edin. Şunu iyi bilin ki; Allah, kalbi gaflet içerisinde olanların duasını kabul etmez."
 

Bakın dua etmeninde bir biçimi varmış öyle değil mi. Her konuda bize önder ve rehber olan efendimiz (aleyhisselatu vesselam) bunu diyorsa doğrudur kardeşim. O halde Hz. Ömer (r.a.) gibi biz de diyelim ki; ''Ben dua'mın kabul olup olmama kaygısını taşımam.  İçimde dua etme isteğinin olmaması kaygısı taşırım..''
 

Yani dua etmek , elleri açıp Rabbimize yalvarmak, O'nun sonsuz rahmet hazinesinden istemek herkese nasip olmuyor kardeşim. Değerini bilelim. Dua ederken gaflette olmak şöyle dursun, Rabbimizle birebir konuştuğumuzun farkında olmalıyız. Hem sen dua'nın boşa gittiğini mi zannediyorsun? Allah cc. sonsuz merhametiyle bir de bu dünya da kabul etmediği duaları ahirette kabul etmek üzere sağında olan defterine işletiyor. 
 

''Bir adam mizanın başında, sevap ve günahları getiriliyor ve mizana koyuluyor. Bir bakıyor ki bir melek sağ tarafa bir yığın sevap koyuyor. Adam şaşırıyor hemen Rabbine dönüp; Ya Rabb! Benim bu kadar sevabım yoktu bu ameller ne ola ki? diyor. Rabbimiz buyuruyor; Onlar senin dünyada iken bana ettiğin ama benim senin hayrın için kabul etmediğim dualarındır..'' Görüyorsunuz dimi kardeşlerim. Ne şahane bir ZAT'a kuluz, elhamdülillah.. Onun vermemesi bile lütfundandır. Dua da sınır tanımayın. Rabbinizden her şeyi isteyebilirsiniz. Büyük Padişahlardan büyük şeyler istenir. Onun rahmet hazinesi geniştir. İstediğine istediğini verir, elhamdülillah.. Bir hikayecik var size yazacağım. Hep yüzümü güldürür;
 
 
İki adam camide yan yana namaz kılıyorlar. Namaz bitiyor. Bir tanesi açıyor ellerini Rabbine biraz sesli bir şekilde şöyle dua ediyor;
 
 
- Ya Rabbi! Ne olur bana bir helikopter ver.. 

Diğer adam kulak misafiri olduğu için dua eden adama dönüp tuhaf tuhaf bakınca, dua eden adam;
 
- Ne bakıyorsun be adam! Senden mi istedim, Allah'tan istedim.. 
 
 
İşimiz zaten kullara kalsaydı yanmıştık vesselam.. İyi ki Rabbimiz var.Şuan dua'sını yaşayan bir kardeşiniz olarak , bütün samimi hislerimle söylüyorum ki ; DUA EDİN.. DUA'nıza GÜVENİN..
 
Dua, kapıları siz çalmadan açtırır. Dua, sizi Rabbe yaklaştırır. Dua, en olmaz dediğinizi oldurur..
 

''De ki, dua'nız olmasa , Rabbim size ne diye değer versin?'' (Furkan,77)

 
 
Tarih : 13.02.2014 Kaynak : Risale Ajans
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder